Siyasi kadrolarda değişim normaldir ve kimi zaman da gereklidir. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan performans kriterleri, iletişim becerisi, çalışkanlık gibi kriterlerle ekip arkadaşlarını yakından izleyen bir lider. “Şu bakan kesin gidici, karar verildi” gibi yazı ve analizleri pek dikkate almıyorum. Zira geçmişte de isimleri hakkında çokça yazılıp çizilen bakanların görevlerini korudukları, pek bahsedilmeyenlerin ise görevden alındıkları onlarca karar hatırlıyorum. Bazı gazetelerde ve sosyal medya hesaplarında, görevden alınacak isimler arasında Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un isminin geçirildiğini gördüm.
Bakan Yılmaz Tunç benim değerlendirmeme göre çalışkanlığı, demokrat tavrı ve hukuk bilgisiyle görevinin gereklerini yerine getiren bir isim. Tunç ile televizyon programları da yaptım. Hiçbir ön hazırlık, istişare vb. olmadan bütün konularda gelen görüş ve soruların sorulmasını istemişti. Dar bir gündemle ilerlemek gibi bir kaygısı olduğunu görmedim, netameli konulardan kaçındığına da tanık olmadım. “Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve adliyelerin işleyişi gibi konularda sorunlar var mı?” derseniz.
“Elbette” yanıtını veririm. Mutlaka yapılması gerekenler var. Farklı kesimleri ve eleştirileri dikkatle dinleyen, reformlar için hazırlık gruplarıyla yoğun mesai yapan bir Adalet Bakanlığı olduğunu biliyorum. Hatta duyduğum kadarıyla Adalet Bakanlığı yakın bir tarihte medya yöneticileri dahil farklı kesimlerin hukukun işleyişiyle ilgili gelişme ve olaylar hakkında yorum ve eleştirilerini dinleyeceği bir büyük etkinlik düzenleme hazırlığında. Kısa süre önce CNN Türk’te televizyon programıma konuk olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da hukuk alanında yapılması gerekenlerin farkında olduklarını, reform kararlılıklarında bir eksilme, azalma olmadığını söylemişti.
Diğer taraftan ben bahsedilen bu konunun başka bir tarafına dikkat çekmek istiyorum. AK Parti kadrolarında, toplumdan iyice kopuk, dar bir konu çerçevesiyle meşgul olan, telefonlara ve mesajlara bile yanıt vermeyen isimler var. Halbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en fazla önem verdiği konulardan biri iletişimdi. Erdoğan’ın halkla ve toplum kesimleriyle arasına iyice makas açan genel başkan yardımcıları dahil bu isimleri yakın takibe aldığını duyuyorum. Dolayısıyla ileri sürülen değişim hamlesi asıl AK Parti kadrolarını da kapsayabilir düşüncesindeyim.
ACEMOĞLU’NA NOBEL
İsveç Kraliyet Bilimleri Akademisi, 2024 Nobel Ekonomi Ödülü’nü, ulusların refah toplumlarına dönüşmesi üzerine çalışmaları için Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson’a verdi. Üç ekonomist ulusların zenginleşmesi konusunda, coğrafi ve ekonomik açıdan farklı özelliklere sahip ülkeleri kıyaslayarak, kurumların yapısının bu süreçte belirleyici faktör olduğuna ilişkin çıkarımlarda bulunmuşlardı.
Acemoğlu’nun kitaplarını okudum. Gelir adaletsizliği ve refah konusunda öneriler getiren ve bunu da zaman zaman sert eleştiriler yaparak ortaya koyan bir bilim insanı. Hukukun üstünlüğüne de sık sık vurgu yapıyor. Ülkemizin bir insanının bu başarıyı elde etmesi gurur verici. Tıpkı 2015’te Nobel Kimya ödülü kazanan Aziz Sancar gibi Acemoğlu da ABD’de yaşıyor ve çalışmalarını orada sürdürüyor. Bir dönem aktif siyasete de girme hazırlığı yapmıştı ancak bildiğim kadarıyla sonra bundan vazgeçti.