Referanduma artık saatler kaldı. Cumhurbaşkanlığı danışmanları Mehmet Uçum ve Şükrü Karatepe’nin açıklamaları üzerinden bir tartışma başlatıldı. Kanaatim şu: Uçum’un “Halk kendi devletini kuruyor” yönündeki sözlerini Türkiye Cumhuriyeti devleti yıkılıyor, yerine bambaşka bir devlet kuruluyor şeklinde okumadım. Uçum’un anlatmak istediği şey, referandum kararından sonra bütünüyle yeni bir yönetim modelinin çıkacağı, bunun da halkın desteğiyle olacağı şeklindeydi.
Şükrü Karatepe’nin açıklamasını da “eyaletlere geçiş” gibi okumadım. Nitekim Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan da Karatepe’yle bu iddianın ortaya atıldığı anda yayında konuştuklarını ve üzerine gidildiği gibi bir izlenim edinmediğini söyledi.
Kürt vatandaşların istek ve beklentilerine uygun demokratik açılım yapmak başka şey, Türkiye’yi federasyona götürecek girişimlerde bulunmak başka.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeme eyaletleri taşımak gibi bir niyeti yok; AK Parti’nin de... Nitekim dün Başbakan Binali Yıldırım çok net açıklama yaptı ve hükümet adına son noktayı koydu. Eğer böyle bir şey varsa “Başbakanlıktan istifa ederim” dedi. Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik “Üniter yapıda değişiklik görüşünü kesinlikle reddediyoruz” dedi.
★
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın dün CNN Türk’te Dicle Canova’nın sorularını yanıtladı. Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanı danışmanlarıyla ilgili çıkışının nedenlerini izah etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın güvence niteliğindeki net açıklamalarından sonra “eyalet” veya “bölünme” kaygısının kalmadığını ifade etti.
Programdan sonra Yalçın ile konuştum. MHP’nin AK Parti ile ortak hareket ettiği çizgide bir değişiklik olmadığını, referandum sonucuna dair de bir kuşkusunun bulunmadığını dile getirdi. Nitekim Bahçeli için “Sözünden dönecek insan değildir” ifadesini kullandı.
★
Türkiye’nin kaderini etkileyecek tarihi halk oylaması öncesinde Avrupa basını açıkça taraflı bir pozisyon alarak Türk seçmenini belli yönde oy kullanmaya çağırdı. Alman medyası koro halinde aylardır Erdoğan kapaklarıyla çıkıyor. İngiliz The Economist de son sayısında birinci sayfaya Erdoğan’ı yerleştirdi.
Bölgesinde ve dünyada şimdiye kadar örnek ülke olarak gösterilen Türkiye’ye karşı böyle cephe alınması düşündürücü...
Herkes söyleyeceğini söyledi. Tarihimizin en önemli kararlarından birini veriyoruz. Cumhuriyet ve demokrasimizi korurken bir yandan da hızla büyümek ve kalkınmak zorundayız. İstikrar ve güven temel kriterler olmaya devam edecek. Vatandaşlar yarın sandığa giderken hangi yönde hareket etmenin Türkiye için en doğru olduğuna özgür iradeleriyle karar verecekler.
15 Nisan 2017, Cumartesi 05:00
Haberin Devamı