Hakan ÇelikSuriye’de tam kaos ama bu kez farklı

HABERİ PAYLAŞ

Suriye’de tam kaos ama bu kez farklı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı bugüne kadar kayıtsız şartsız destekleyen iki büyük güç Rusya ve İran bu durumda olunca Şam rejimine karşı gruplar yeniden harekete geçmek için uygun bir zemin yakaladılar. Türkiye’nin kısmen destek verdiği güçler, yani muhalif gruplar Suriye’nin en önemli ikinci kenti Halep ve çevresini kontrol etmeye başladı.

Buraya gelinmesinde Rusya ve İran’ın sahada görece olarak zayıflamasının etkisi var. İsrail’in Hamas ve Hizbullah’ı ağır şekilde vurması Tahran’ın konumunu çok büyük oranda sıkıntıya soktu. Gücünü ve kaynaklarını özellikle Hizbullah’ı korumak için seferber etti. İlgisi ve odağı büyük oranda Suriye’den Lübnan’a kaydı. Rusya’nın durumu malum. Ukrayna ile savaşta hem çok insan kaybetti hem enerjisinin bir kısmını tüketti. Petrol ve doğalgaz gelirleriyle ekonomi belki yıkılma aşamasına girmeyecek ama kaybedilen insanları geri getirmek imkânsız. Demografik sorunları olan ve nüfusu zaten yaşlanan Rusya için Ukrayna savaşının böyle ağır bir yönü daha var.

Haberin Devamı

Suriye’de yeniden başlayan çatışmaları, Hamas’ın geçen yıl 7 Ekim’de düzenlediği saldırıdan sonra Ortadoğu’yu içine çeken kaosun son aşaması olarak görüyorum. Hamas’ın saldırısı ve İsrail’in verdiği yanıt statükoyu ve güçler dengesini altüst etti. 2011’den sonra 10 yıl süren savaşta Şam rejimi devrilmedi, çünkü Esad babasından miras kalan rejimi kurtarmak için ülkesini parçalamaya hazırdı.

Bunun için Rusya, İran ve Lübnan Hizbullahı gibi müttefiklere bağımlıydı. Bugün fiilen Suriye’nin en az 4-5 parçaya bölündüğünü görüyoruz. Bundan sonra üniter bir Suriye’den söz etmek çok güç. Barış ve istikrar sağlansa bile fiili durumda ülke muhtemelen parçalara ayrılmış olacak. Şu sıralarda HTŞ örgütünün adını daha sık duyuyoruz. 2016’da örgütten ayrılsa da ve o dönem örgüte sadık güçlerle savaşsa da HTŞ’nin kökleri El Kaide’ye dayanıyor. Ancak HTŞ, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, ABD, AB, Türkiye ve İngiltere tarafından ‘terör örgütü’ olarak kabul ediliyor. HTŞ’nin öncülüğündeki saldırı, Suriye’nin kuzeyindeki parçalı siyasi manzarayla ilgili.

Haberin Devamı

Kuzeydoğu Suriye’nin büyük kısmı, bölgede 900 dolayında asker bulunduran ABD’nin desteklediği, Kürtlerin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolünde. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü bir iki gün önce yaptığı açıklamada Astana ortaklarıyla geliştirilen İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde geçerli mutabakatın ihlal edildiğini, Türkiye’nin bu saldırıların durdurulması gerektiği uyarısının dinlenmediğinin altını çizdi. Net bir şey söylemek için erken ancak ben ‘Astana Süreci’ kaldı mı çok emin değilim. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Halep’te yaşanan çatışmalara Türkiye müdahil değil. Tedbirler alınıyor.

Yeni bir göç dalgasını tetikleyecek hiçbir aksiyona girişmeyiz” ifadelerini kullandı. İdlib’de hava saldırıları devam ederse burada yaşayan 2 milyon kişi her ne pahasına olursa olsun sınırlara yürüyecektir. Bu Türkiye için olduğu kadar Avrupa için de büyük risk. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile iki ülke arasında yeni bir dönemi başlatmak amacıyla defalarca çağrı yapmış ancak Şam’dan olumlu yanıt alamamıştı. Moskova ve Tahran bu süreçte Ankara’yı cesaretlendirmiş hatta zorlamıştı ancak Esad’a yeterince telkinde bulunmadılar. Türkiye’nin bu gelişmeler içinde tahammül edemeyeceği bir adım da PKK ve uzantılarının Tel Rıfat üzerinden yeni bir koridor açma girişimleri olacak.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder