Giriş
Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla insanların teknolojiye ilgisinin çok yüksek olduğu bir ülke. Facebook, Youtube ve diğer sosyal mecraların kullanımında da genellikle ilk beşteyiz.
Gençlerin teknoloji iştahını takdir ettiğim için kullandıkları ürünleri belli aralıklarla değiştirmelerini bir israf olarak görmüyorum. Önemli olan elimizdeki ürünü iyi ve yararlı şekilde kullanabilmektir.
Türkiye’deki bu canlı ortama rağmen devletin ve bürokrasinin belli konularda çekingenliği devam ediyor. Uber ve Booking gibi tüketicilerde büyük memnuniyet yaratan girişimlere karşı çok sert bir tutum hâkim oldu. Ben “Kapılar sonuna kadar açılsın, hiçbir denetim olmasın” demiyorum. Fakat uluslararası teknoloji girişimlerine “Ekonomik kapitülasyonlar geri dönüyor” bakışıyla yaklaşınca, iyice içimize kapanıyoruz. Böyle olunca da gelişim sağlanamıyor. Bakınız sarı taksilerin korkunç hâline!
Başka bir örnek de Vikipedia. Bu önemli kaynağın hâlâ yasaklı olması bana tuhaf geliyor.
Özellikle otomotiv ve elektronik alanında devrim niteliğinde değişim yaşanıyor. Apple, Smart ve Tesla gibi markalar teknolojiyi demokratikleştiriyor. Gençler için artık binlerce dolarlık pahalı İsviçre saatine sahip olmak bir prestij göstergesi değil.
Apple Watch gibi ürünler tanınmış saat markalarına karşı çok farklı bir ekol yarattı. Bu saatlerin önemli bir özelliği de asistan gibi çalışmaları, insanları sağlıklı olmaya ve spora teşvik etmeleri… Örneğin “yere düşme” gibi önemli bir kazada insanları koruyabiliyor olmaları.
Apple Watch 4 modelinin EKG çekme özelliği Türkiye’de çalışmıyor. Milyonlarca kişinin sağlığını ilgilendiren bu önemli konuda teknoloji hızlı ve pratik bir çözüm ortaya koymuşken bunu neden kullanmıyoruz? Umarım Sağlık Bakanlığı bu sınırlamayı bir an önce kaldırır.
Diğer taraftan Türkiye’de eSIM desteği verilmediği için Apple Watch 4’ün “kırmızı butonlu” telefondan bağımsız olarak çalışabilen modeli satışa sunulamıyor. eSIM sınırlaması nedeniyle sadece Apple değil, Audi ve Mercedes gibi büyük markalar, bu teknoloji ile uyumlu modellerini Türkiye’ye getirmekte güçlük yaşıyor. BTK ve ilgili otoriteleri bu alanlarda hızla kolları sıvamaya davet ediyorum.
Geçmişte sıkı bir BlackBerry hayranıydım. Neredeyse 15 yıldır da Macbook Pro’dan Apple TV’ye kadar Apple markasının bütün ürünlerini kullanıyorum. Dünya çapında olduğu gibi Türkiye’de de kaliteli bir müşteri desteği sunuyorlar. “Ürünü sattık gerisi bizi ilgilendirmez” gibi bir tutum içinde değiller. Zira markaların gelişiminin en iyi yolu geri bildirimleri değerlendirmektir. Apple işte bu hassas başlığı çok iyi yöneterek bugün 1 trilyon dolarlık dev hâline gelmeyi başardı.
