Hayatın değişen dinamikleri, ana akım medyanın uğradığı erozyon, gelişen teknolojik imkânlar ve mobil cihazların yaygınlaşması, takip edilen mecraların da farklılaşmasına neden oluyor. İnternet tabanlı platformlar ve özellikle YouTube giderek önemli hâle geliyor. Kaliteli içerik üreticileri buralarda yükseliyor. Büyük medya kurumları da bu trendi yakından izliyor. TRT Genel Müdürü İbrahim Eren sohbetimizde tam bu alanlara atıfta bulunarak yeni dönemdeki iki önceliklerini ‘uluslararası etki oluşturmak ve dijitalleşmek’ olarak açıkladı.
Hangi dijitalleşme adımlarını atacaksınız?
Her yaş grubuna erişebiliyoruz ancak 14-24 yaş grubuna daha iyi ulaşmak için ‘TRT Sıfır’ adında bir YouTube kanalı planlıyoruz. Bu yaş grubu ağırlıklı olarak internet tabanlı YouTube gibi mecraları tüketiyor. Önemli projelerimizden bir tanesi ise oyun işine girmemiz oldu. ‘TRT Çocuk’un oyunları vardı ama onun dışında başka projeler yapıyoruz. Mesela yakında, henüz sözleşmesini imzalamadık ama ‘Alp’ diye bir oyunumuz olacak; ‘Diriliş Ertuğrul’ döneminin karakterlerinden esinlenen bir oyun.
Barbaros dönemine de çalışıyoruz. Bunlar kamusal fayda sağlayacak şeyler. Mesela çocuklar için eğitici örnekler üzerinde çalışıyoruz. Onları artıracağız. Bunun dışında ‘TRT Dinle’ uygulamamız var. Telif hakları ile ilgili olan sözleşmeyi yakın zamanda imzalayıp uygulamanın lansmanını yapacağız. Çok güzel drama tiyatrolarımız ve podcastlerimiz de var. ‘TRT Dinle’ adını verdiğimiz platform ise aslında Spotify, Fizy gibi programlara rakip. ‘TRT İzle’ uygulamamızdan da güncel kanalları ve TRT’nin arşivine erişmek mümkün.
FENOMENLERE FIRSAT
Rekabete nasıl katılacaksınız?
YouTube’da fenomen isimlerle programlar yapacağız. Tarih, popüler dünya, müzik, piyanodan klasik Türk enstrümanlarına kadar gençlerin ilgilendiği alanlarda içerikler olacak. Şimdi gençlerin hepsini tek bir zihinmiş gibi düşünmek, Z kuşağı deyip genellemek doğru olmaz. ‘TRT Sıfır’da hem fenomenler olacak hem de popüler olmayanlar yer alacak. Dijital alandaki bir diğer önemli projemiz ise Netflix gibi bir platform. Son dönemde BluTV, Exxen ve Puhu TV gibi platformlar rekabete katıldı. TRT olarak farklı olmak lazım. ‘Özü Sözü İnsan’ felsefemizle içeriklerimizi, konumlanmamızı belirliyoruz.
Kanallardaki programlar nasıl belirleniyor?
Tüm kanalların içi Yayın Strateji Merkezi’nde planlanıyor. İlginç raporlar çıkıyor. Saha araştırması, toplumsal, semantik, duygusal analiz çalışmaları yapıyoruz. Türkiye’nin ne tür dizi, program ve içeriğe ihtiyacı olduğu konusunda fikir ediniyoruz. Bu ekibin tamamı akademisyenlerden oluşuyor.
TRT 1’de yeni içerikler var mı?
Eskisi gibi sabah erken saatte TRT 1’de tarım programına başlayalım istiyoruz. Örneğin Türkiye’de iş hayatını nasıl daha fazla teşvik edebiliriz diye bir girişimcilik araştırması yaptık. Bunun üzerine programlar belirledik. ‘TRT 1’de yeni bir program yapılacak. ‘Gönül Dağı’ dizisindeki girişimcilik modelini biraz daha büyüteceğiz. ‘Uyanış: Büyük Selçuklu’ da bu merkezimizin yaptığı tarihî araştırmalar sonucunda çıktı...
TRT’nin vergi geliri elde etmesi ve ayrıca reklam alması bazı özel kanallar tarafından haksız rekabete neden olduğu gerekçesiyle eleştiriliyor. İbrahim Eren’e bu konuyu da sordum. Bunun bir yasal düzenleme meselesi olduğunu hatırlattı ve “Ben gerekirse 12 dakika yerine 5 dakika reklam verelim önerisinde bulundum. BBC, İtalyan RAI modellerine de bakılabilir. Bu konuları konuşmaya, farklı düşünceleri dinlemeye hazırız” yanıtını verdi.