Giriş
İngiliz The Economist dergisinin son sayısında yine enfes bir kapak vardı. Dergi “Weapons of Mass Disruption” başlığıyla ABD Başkanı Donald Trump’ın dünya için ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu, örnekleriyle aktarıyor.
The Economist’in kapağında kullandığı başlık İngilizcede “Kitle İmha Silahı” (Weapons of Mass Destruction) ifadesini çağrıştırıyor.
Gerçekten de Başkan Trump, uyguladığı politikalarla yıkıcı bir yol izliyor. Trump, göreve geldiği günden bu yana Kanada, Meksika, Fransa ve Almanya ile liderler düzeyinde ciddi tartışmalara girdi. Washington, en sert yaptırımları ise Rusya, Çin ve İran’a uyguluyor. Diğer taraftan Rusya ile ciddi askerî gerginlik yaşıyor, Çin’le ayrıca geniş çaplı ticaret savaşı yürütüyor.
Donald Trump, dünyanın her tarafıyla “Güç, baskı, tehdit, darbelere destek ve açıkça savaş” politikasıyla yoluna devam ediyor.
Ortadoğu’nun her yerinde çatışma var. Balkanlar, Kafkaslar ve Doğu Akdeniz’e kadar geniş coğrafyaya istikrarsızlık hâkim. Hâl böyleyken ABD yönetimi Türkiye gibi hayati bir ülkeyi S-400 füzeleri için istikrarsızlığa sürükler mi? Geri dönüşü olmayan adımlar atar mı?
Bu sorunun yanıtı normal şartlar altında “Hayır” olurdu.
Ancak şu ana kadar Amerika’dan gelen açıklama ve tehditlere bakınca önümüzdeki süreçte çok büyük gerginliklerin çıkacağından endişe duyuyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Japonya’daki G-20 zirvesinde ABD Başkanı Trump ile yapacağı görüşme bu süreçte son şans olacak. O kadar kötü bir noktaya gelindi ki, ABD Başkanı Trump belli konularda Türkiye’nin zarar görmemesi için belli taahhütlerde bulunsa bile Kongre ve ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) ağırlığıyla Ankara yine kaybeden taraf olabilir.
Türkiye bu dönem ABD’de bütün kesimlerle arasının kötü olmasının ciddi sonuçlarını yaşıyor. Pentagon, Dışişleri Bakanlığı, Beyaz Saray, Kongre, medya, düşünce kuruluşları ve lobilerin tamamı Türkiye’ye karşı.
S-400 alımı hâlinde ABD’nin uygulayacağı yaptırımlar, ekonomik ambargolar ile silah ve parça satışının durması düzeyinde gerçekleşecek.
Washington, Türkiye’nin füze alımından vazgeçmemesi durumunda F-35 programından çıkarılacağını açıklamıştı. Hatta bunun ilk adımlarını attı. Washington herhangi bir nedenle geri adım atmazsa Türkiye ekonomik ve askeri boyutta ciddi zarar görür. Ancak bu durumda ABD’nin de kaybedeceği bir süreci başlatır. Zira Türkiye ekonomik zorlukları olsa da çok önemli bir ülke.
Bu kavga ve restleşmenin kimseye faydası yok. Farklı pozisyonlara rağmen orta noktada uzlaşmanın bir yolu bulunabilmeli.
