Sanatçılarımız, bilim insanlarımız ve sporcularımızın Türkiye’nin çok önemli yumuşak gücü olduğuna inanıyorum. Ülkelerin tanıtımı ve halklar arasındaki ilişkilerin güçlenmesinde muazzam etkileri olduğunu düşünüyorum. Turnelerin, tek bir sergi veya konserlerin ne kadar güzel izler bıraktığını görüyorum.
Piyanist, besteci, soprano ve müzik terapisti Renan Koen’in bugünlerde Amerika Birleşik Devletleri’nde ülkemizi temsil ettiği etkinlikler de bu nitelikte. Müziğe 8 yaşında flütle başlamış, Paris ve Londra’da eğitim almış. Dışişleri Bakanlığı ile farklı yerlerde Holokost (Yahudi soykırımı) konulu pek çok konser düzenlemiş.
Türk Yahudi toplumunda farklı kültür çalışmalarıyla tanınan ve saygı gören bir isim olan Renan Koen, farkındalık yaratmak için dünyanın birçok yerinde Holokost temalı konserler veriyor, eğitimlere öncülük ediyor. Koen, kısa süre önce İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’un Türkiye’ye yaptığı ziyaret vesilesiyle Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen davete katılmış, orada da piyanonun başına geçmişti.
Renan Koen, New York’taki büyük konserden önce Maestro Gürer Aykal ile New York Türk Evi’ndeki resepsiyonda bir ön dinleti gerçekleştirdi. New York’un sembolik yapılarıyla dikkat çeken bölgesinde, Birleşmiş Milletler’in tam karşısında Türk Evi’nin inşa edilmiş olmasını işte bu nedenle çok önemsiyorum. IC İçtaş’ın imzasını taşıyan ikonik yapının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açılışı takip etmiştim.
Orada konuştuğumuz Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, bu güzel mekânın ülkemizden gelen sanatçıların da evi olacağını söylemişti. İşte şimdi tam da bu yaşanıyor. Koen 26 Nisan günü başkentte Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın ev sahipliğini yapacağı bir konser daha verecek.
CARNEGIE’DE ANLAMLI GECE
Koen, New York’un kalbi Manhattan’da çarşamba akşamı sanatseverlerin karşısına ilk kez kendisinin çaldığı eserlerin de olduğu “Auschwitz’ten İlahiler” adlı konserle çıktı. Renan Koen’e ünlü orkestra şefi ve Devlet Sanatçısı Gürer Aykal da ABD’de kurduğu orkestrası “New Manhattan Sinfonietta” ile eşlik etti. Orkestrada başarılı, pırıl pırıl Türk müzisyenleri de var. Konser, sadece New York’un değil dünyanın çok beğenilen konser salonları arasında yer alan Carnegie Hall’de gerçekleşti.
IC İçtaş tarafından inşa edilen Türk Evi.
Nazi soykırımından kurtulan ünlü besteci Michel Assael’in bestelediği bir eseri de ilk kez bu konserde çalındı. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın da desteklediği konserin hayata geçirilmesinde Türk Amerikan Sanat Topluluğu (TAASNY), İbrahim Yazıcı, Nassau Bölgesi Soykırım Anma ve Hoşgörü Merkezi (HMTC), American Sepharadi Foundation gibi kurumların da önemli katkısı var. Bu kadar çok savaş, çatışma ve hoşgörüsüzlüğün olduğu bir ortamda bu güzel sanat etkinliklerinin insanların birbirlerini daha iyi anlamalarına ve barışa katkı vermesini dilerim.