Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çin’e yaptığı ziyaretin etkisi ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yakın diyaloğunun katkısıyla iki ülke arasında son yıllarda giderek güçlenen bir ilişki söz konusu.
Bir dizi alanda olumlu gelişme yaşanıyor. Çin’in Türkiye’deki yatırımları diğer ülkelerde yaptıklarıyla mukayese edilirse çok büyük değil, ancak her şey yolunda gider ve potansiyel değerlendirilebilirse yakın gelecekte ciddi artış beklenebilir. Pekin yönetimi “Kuşak ve Yol” adını verdiği büyük kalkınma projesine Türkiye’yi de dâhil etmişti. Sadece bu kapsamda bile milyarlarca dolarlık yatırım yapılması öngörülüyor.
Çin Hava Yolları, uzun bir aradan sonra İstanbul seferlerine yeniden başlamaya hazırlanıyor. THY, zaten iki ülke arasındaki hava trafiğinin hâkim oyuncusu durumunda.
Çin, bundan yıllar önce Boğazlar’dan Varyag uçak gemisinin geçmesine izin verilmesi hâlinde 500 bin turist gönderme sözü vermişti ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmemişti. Son yıllarda önemli artış olmasına rağmen bu hedefin hâlâ gerisindeyiz.
Ticaret hacminde ise Türkiye aleyhine muazzam bir açık var. Biz Çin’den neredeyse her şeyi alıyor olmamıza rağmen çok az şey satabiliyoruz. Diğer taraftan Türkiye’nin sağladığı her türlü seyahat kolaylığına rağmen Çin Türk vatandaşlarına katı şekilde vize uyguluyor.
Saydığım bütün gelişmelerin yanında yeniden krize dönüşme riski olan bir konu var. O da Doğu Türkistan (Uygur) meselesi. Bu bölgedeki insan hakları ihlalleri Batı dünyasında yakından izleniyor. Doğu Türkistanlıların Müslüman olması ve Türklerle yakın akraba kimliği Ankara’nın bu bölgeye daha hassas yaklaşmasını sağlıyor.
Türkiye geçmişte Çin yönetiminin bu bölgedeki politikaları konusunda daha sert bir söylem izliyor ve Pekin hükümetini uluslararası platformlarda ciddi olarak eleştiriyordu.
Çin’in bu konudaki eleştirilere sıfır toleransla yaklaşması ve hemen ilişkilerin seviyesini düşürme tehdidini öne sürmesi nedeniyle Ankara bekle-gör tutumunu tercih etti.
Ancak Doğu Türkistan’da yaşananlar çok yakından izleniyor. Hükümet bu konuyu zaman zaman gündeme getirerek Türkiye kamuoyunda oluşan beklentiye de yanıt vermeye çalışıyor.
Türk tarafından gelen son açıklamaların ardından Çin, İzmir Başkonsolosluğu’nun geçici olarak faaliyetlerini durdurduğunu duyurdu, Çin Büyükelçisi Deng Li de Reuters üzerinden bir uyarı açıklaması yayınladı.
Türkiye’nin her adımına misliyle karşılık veren bir Çin var.
Bu durum Ankara’yı Doğu Türkistan’da yaşananlara kayıtsız kalmamak ve Çin ile ilişkileri bozmamak arasında zor bir ikileme sokuyor.