Çağımızın en büyük sağlık sorunlarından biri olan obezite yaygınlığı, son 20 yılda 3 kat, çocukluk çağı obezitesi ise 1970’ten bu yana 10 misli artmış durumda. Ülkemizdeki obeziteli birey sayısı 22 milyon. Türkiye, yetişkin nüfusta yüzde 32 ile Avrupa’da obezite tablosunun en yüksek olduğu ülke. Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık (COSİ-TUR) 2016 araştırması verilerine göre her dört çocuğumuzdan biri (yüzde 24.5) fazla kilo veya şişmanlıkla mücadele ediyor. Diyabet ve obezite araştırma-geliştirme çalışmalarına öncülük eden Danimarka merkezli vakıf şirketi Novo Nordisk’in verilerini inceledim.
Her gün yaklaşık 200 vatandaşımızı obeziteye bağlı sorunlar nedeniyle kaybediyoruz. Başta tip 2 diyabet olmak üzere hipertansiyon, kalp hastalığı, yağlı karaciğer gibi kronik hastalıklara zemin oluşturuyor. Kas iskelet sistemi sorunları, uyku ve duygu durum bozuklukları ile arasında güçlü bağ var. Hareketsiz yaşam, bilgisayar ve TV başında geçirilen uzun zamanlar fazla kilo sorununu iyice büyüttü.
Pandemi döneminde bu konu daha ciddi sorun olarak karşımıza çıktı. Dünya Obezite Federasyonu’nun açıklamasına göre, karantinada yaşamak hem hareketsizliğe neden oldu hem de yeme alışkanlıklarını etkiledi. Obeziteli bireylerin COVID-19 ile mücadelede daha zayıf düştüklerine dair veriler de geliyor. Kendi alanlarında Türkiye’nin saygın bilim insanları arasında yer alan Prof. Dr. Bülent Görenek ve Prof. Dr. Bingür Sönmez’in görüşlerine de başvurdum.
İnsanların hastanelere gitmeye çekiniyor olmaları nedeniyle kalp, damar ve dolaşım sistemi bozukluklarının tespit edilemediğinin altını çizdiler. Bu durum, tehlikeli düzeyde kardiyolojik sorunu olan insanlara ulaşılmasını engelliyor ve birçok kişi evlerinde veya işyerlerinde hayatını kaybediyor.
COVID İLE BAĞLANTISI
Türkiye geçmişte obeziteyi hastalık olarak tanıdığı için devletin el atması gereken konularda belli bir farkındalık oluşmuştu. Sağlık Bakanlığımızın hâlâ öncelikli konuları arasında mı acaba? Yapılması gereken çok şey var. Zira sağlık bütçemizin yüzde 24’ü obezite ile mücadeleye gidiyor.
Bu durum, OECD’ye göre 2020-2050 arasında, Türkiye’nin millî gelirini yüzde 4.2 oranında olumsuz etkileyecek. Cips ve şekerleme gibi enerji yoğun gıdalardaki kalori içeriğini yüzde 20 azaltmak, özellikle kalp sağlığı başta olmak üzere yılda 1 milyondan fazla kronik hastalık vakasını önleyebilir. Avrupa Komisyonu tarafından da desteklenen ve kısa adı SOPHIA olan girişimi yakından takip etmekte fayda var.
Vücut kitle indeksi 27 veya daha üzeri olan herkesin bir uzman hekime, endokrinoloğa başvurması gerekiyor. Vücut kitle indeksi (VKİ), Sağlık Bakanlığı’nın e-nabız uygulaması üzerinden de görülebilir. VKİ’deki bir birimlik artış, COVID-19’u ağır geçirme riskini yüzde 12 artırıyor.
Çok kısa mesafelere otomobille gitme alışkanlığı, yürüme eksikliği, spordan uzak yaşam tarzı, insanların ulaşabilecekleri park ve yeşil alanların sayısının az olması bence ciddi sorunlar arasında. Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi kurumlarımızı obezite konusunda harekete geçmeye ve acil bir eylem planı hazırlamaya çağırıyorum.