Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat’ın doğusunda birkaç gün içinde harekâta başlanacağını ilan etti.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) “Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” operasyonlarıyla sınırımız boyunca uzun bir hatta oldubittiye izin vermeyeceğini daha önce ispatlamıştı.
TSK, Fırat’ın doğusu olarak kabul edilen bölgede verilecek bu görevi de başarıyla tamamlayacak güç ve kapasiteye sahip.
Türk tarafı böyle bir harekâta gerek kalmaması için uzun süredir yoğun diplomatik görüşmeler sürdürüyordu.
Erdoğan, benim de takip ettiğim zirvelerde önce Barack Obama’ya ardından da şimdiki Başkan Donald Trump’a “Teröristlerle işbirliği yapmayın, YPG bir terör örgütüdür” diye defalarca uyarıda bulundu.
Türkiye’nin askerî seçeneğe başvurma kararı son derece haklı ve meşrudur.
Türkiye’nin Moskova ve Tahran ile uyumlu hareket ederek Suriye içinde kalıcı barışı tesis etme adımları çok işe yaradı, bu sayede yüzbinlerce Suriyeli evine dönebildi.
Ancak bu başarılar, Suriye’nin genelinde Türkiye açısından oluşan tehdidi ortadan kaldırmıyor.
ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, Erdoğan’ın defalarca gündeme getirdiği uyarılara karşın Türkiye sınırı boyunca 40 bin YPG’liyi eğiteceklerini açıkça ilan etti.
Türkiye’nin bu tehdide daha fazla seyirci kalması mümkün değil. Zira adım atılmaması hâlinde PKK’nın silahlı uzantıları çok daha büyük bir tehdit oluşturacak. Türkiye farklı yöndeki bir uyarıyı Mesut Barzani önderliğindeki Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi için de yapmıştı. ABD ve Fransa gibi güçlerin desteğiyle bağımsızlık kararı alan Barzani, Türkiye’nin çok sert tepkisiyle geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Fırat’ın doğusu olarak ifade edilen bölgede gerçekleştirilecek askerî harekâtın öncekilere göre daha çetin olacağı muhakkak.
Neredeyse 500 kilometre uzunluğundaki bu kuşak, derinlik açısından da büyük bir alanı kapsıyor. YPG, önceki iki operasyonla mukayese edilemeyecek kadar ciddi şekilde silahlanmış durumda. Amerika binlerce TIR silahı buraya yığdı. Operasyon açısından teknik bir güçlük de sıkıntılı kış koşulları. ABD ve Türk askerlerinin karşı karşıya gelmesi ise en büyük riski oluşturuyor. Bu, hiç kimsenin arzu etmediği âdeta bir felaket senaryosu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TSK’nın hedefinin Amerikan askerleri değil, terör unsurları olduğunu açıkça ifade etti. Bu durumda tedbir alması ve terör örgütleriyle arasına mesafe koyması gereken, buraya 10 bin km öteden gelen Amerika Birleşik Devletleri’dir.