Merhum Vehbi Koç, Türk halkını otomobille tanıştıran insandır. Vehbi Bey, büyük vizyonu ve atılımcı kimliğiyle Türkiye’de bireysel ulaşımın önünü açtı. Önce Anadol, ardından Ford Otosan ve Fiat Tofaş ile milyonlarca kişinin direksiyona geçme hayalini gerçekleştirdi. Türkiye’de bu alanda yatırım yapmak imkânsız gibi görünüyordu; sermaye kıt, teknoloji ve bilgi birikimi yok denecek seviyedeydi.
Vehbi Bey, Amerikalı ve İtalyan sanayicileri Türkiye’de yatırıma ikna etti. O gün ilk adımları atılan ortaklıklar, bugün dünyanın en önemli üretim tesislerinin doğmasını sağladı.
Vehbi Koç, Fiat Tempra'nın içinde.
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, babası Vehbi Bey’in endüstri ve kültür mirasını yıllar boyunca en iyi şekilde üstlendi ve şirketi bugünlere taşıdı. Çok yakından tanıdığım ve saygı duyduğum Rahmi Bey, her nevi ulaşım aracına meraklı bir girişimcidir. Gerçek bir otomobil ve tekne tutkunudur. Sahip olduğu araç gereçleri Haliç’teki Rahmi Koç Müzesi’nde sergiler. Bana göre burası kendi segmentinde dünyanın en iyi müzesi durumunda.
Otomobil kültürüyle büyüyen Rahmi Koç, uluslararası sanayicilerle kurduğu iyi ilişkilerle Türkiye’deki yatırımlarını çok ileri bir seviyeye taşıdı. Geçen zaman içinde hem Ford Otosan hem de Fiat Tofaş, Türkiye’de üretimin lokomotifi hâline geldi. İhracat rekorlarını da bu şirketler paylaştı. Hatta ABD gibi tutunulması çok zor bir pazarda bile bu iki şirketimizin ürünleri dolaşmaya başladı.
Tofaş’ın 50. yılı için önceki akşam Four Seasons Bosphorus Otel’de çok güzel bir gala düzenlendi. Törene Rahmi M. Koç, Semahat Arsel, Ömer M. Koç, Ali Koç ve Caroline Koç’un yanı sıra Fiat Chrysler CEO’su John Elkann da katıldı.
Otelin terasında konukları karşılamak üzere 0001 şasi kodlu bir Murat 124 bekliyordu. Bu otomobil Bursa’da 1968 yılında temeli atılan Tofaş fabrikasında üretilen ilk araç. Benim otomobil maceramda da Tofaş ürünlerinin ayrı bir yeri var. Annemin fedakârca desteğiyle üniversite yıllarımda en büyük hayalimi gerçekleştirmiş ve ikinci el bir Murat 131 Şahin satın almıştım. Murat 131, kullanım pratikliği, kolay yedek parça temini ve geniş hacmiyle büyük ilgi gören bir modeldi. O yıllarda Şahin ve Doğan gibi modeller çok rağbet görüyor ve âdeta bir yatırım aracı kabul ediliyordu.
Bir yıl sonra yine ikinci el ama biraz daha yeni bir Şahin aldım. Otomobil maceram böylece başlamış oldu. Tofaş sonraki yıllarda Fiat Tempra gibi zamanına göre oldukça yenilikçi araçları da üretmeye başladı.
Günümüze daha yakın zaman diliminde ise Doblo ve Fiorino gibi ticari araçlarla muazzam bir başarı yakalandı.
Tofaş’ın son zaman dilimindeki atılımlarında merhum Mustafa V. Koç’un büyük katkısı oldu. Günümüzde Türkiye ve Avrupa’da en fazla satan modellerden biri olan Egea projesi Mustafa Koç zamanında başladı.
İki yıl önce Tofaş Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirilen Ömer Koç’un, mevcut başarı çizgisini daha yukarıya taşıyacağına inanıyorum.
Ömer Bey, uluslararası yatırım ortamını ve ekonomiyi çok iyi bilen bir işadamıdır.
Kendini ispatlamış bu markaların yanında Türkiye şimdi yeni ve yerli bir otomobil üretmek üzere kolları sıvamış durumda. Bu hamlede Tofaş ve Ford’un yanı sıra, Renault, Hyundai, Toyota ve Honda gibi ülkemizde üretimi olan markalarla elde ettiğimiz mühendislik birikiminin çok işe yarayacağını düşünüyorum.