NATO Avrupa Müttefik Kuvvet (SACEUR) eski Yüksek Komutanı ve Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı General James L. Jones ile özel bir röportaj gerçekleştirdim. Türkiye-ABD İş Konseyi’nin (TAİK) davetlisi olarak Türkiye’ye gelen emekli General Jones, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ve TAİK Başkanı Murat Özyeğin’in ev sahipliğinde yeni dönemde, Ankara-Washington ilişkilerinin ele alındığı panelde bir araya geldi. ATBR (American Turkish Business Roundtable) kurumunun başkanlığı görevini sürdüren Jones’un verdiği yanıtları satır başlarıyla özetlemek istiyorum:
Trump’ın ikinci döneminde Türkiye ile ilişkiler bağlamında hangi gelişmeler beklenebilir?
Donald Trump’ın ilk başkanlık dönemi Türkiye ile ilişkiler anlamında oldukça olumluydu. Yaptığım görüşmeler, bu dönem Ankara-Washington ilişkilerinde gelişmelerin olumlu olabileceğini gösteriyor.
Türkiye’nin BRICS ülkeleriyle yakınlaşma gayretlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bana göre güçlü ilişkiler demokrasilerle kurulmalı. Türkiye’nin uzun dönem çıkarlarının Batı’da olduğunu görüyorum.
ABD ile hedeflenen 100 milyar dolar ticaret hedefi için neler yapılmalı?
Ben bu hedefi gerçekçi ve ulaşılabilir görüyorum. Washington’daki havanın değişmekte olduğunu fark ediyorum.
Türkiye’nin F-35’e program ortağı olarak dönebilmesi mümkün mü?
İki tarafın da bir çözüm bulmak istediğini ve bunun için gayret gösterdiğini görüyorum. F-35’e dönüş sadece Türkiye’nin değil NATO’nun da çıkarınadır.
Washington ve Ankara teröre karşı mücadelede nasıl bir ortak anlayış geliştirebilir?
İlk defa 1991 yılında ‘Çekiç Güç’ operasyonu (Operation Provide Comfort) çerçevesinde sınır bölgesine geldim ve o dönemde PKK ile ilgili Türkiye’nin pozisyonunu öğrenme fırsatım oldu. Türkiye’nin hassasiyetlerine saygı gösterilmesi gerektiğini anladım. Ben çözümün daima bir tür görüşmeler yoluyla olması gerektiğine inandım. Bu süreçte görüş ayrılıkları nedeniyle Türkiye kamuoyunun önemli kısmında ABD’nin neredeyse düşman gibi görülmesine çok şaşırmıştım. Bu konu uzun süre kafamı meşgul etti.
Sivil toplum, iş dünyası ve lobiler iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine nasıl katkı verebilir?
ABD’ye gelince sadece en önemli ve tek temas başkandan başkana gibi görülmemeli. Etkili isimler ve örgütlerle mutlaka görüşülmeli. DEİK, TAİK, medya bu anlamda çok önemli kurumlar.
Ukrayna’nın şu aşamada NATO’ya üye olarak alınmasının iyi bir fikir olduğuna inanıyor musunuz?
Şu an için çok uygun olmadığına inanıyorum. Ancak bu konunun masada olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekir.
ABD’nin Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesindeki yığınağının hedefinin Rusya değil Türkiye olduğuna dair Türk kamuoyunda yaygın bir görüş ve endişe var. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
ABD’nin Türkiye’nin çıkarlarına aykırı bir tutum içinde olmayacağı konusunda müsterih olmalarını isterim.