Giriş
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın son yaptığı sunumda, yargı alanından eğitim, tarım, bankacılık, finans ve ihracata dönük pek çok önemli mesaj vardı. Açıklanan hedeflerin tamamı özetle; enflasyonla etkin mücadeleyi, sürdürülebilir büyümeyi ve istihdamın artırılmasını amaçlıyor.
Türkiye’nin reformlara sıkı sıkı sarılıp hukukun üstünlüğünü esas alarak zorlu günleri geride bırakacağına kesinlikle inanıyorum. Bütün dünyada sermaye ve kaynaklara ulaşmanın daha zor olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bundan sonra elimizdeki imkânları doğru yönetmek ve verimliliği esas almak zorundayız. Kamu hizmetlerinde liyakat ve demokratik katılım, ifade özgürlüğü ve güçlü üniversitelerle Türkiye eş zamanlı olarak birçok alanda iyileşme sağlayacaktır.
Dış politika, daha önce hiçbir dönemde ekonomi üzerinde bu kadar etkili olmamıştı. Son dönemde daha çok S-400 ve F-35 tartışmalarının gölgesinde geçen Türkiye-ABD ilişkilerinde bir dizi başka sorun çözüm bekliyor. FETÖ, YPG, PKK konusunda Washington’ın tutumunda bir değişiklik olmadı. Üstelik ABD, Doğu Akdeniz konusunda da Türk tezlerine uzak bir pozisyon aldı. Golan, Kudüs ve Batı Şeria konusundaki yayılmacı politikalara sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan net bir itiraz koydu. Bu duruş, dünyaya İsrail gözlükleriyle bakan ABD yönetiminin Türkiye’de iyice bilinmesine neden oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile toplam ticaretin 75 milyar dolara çıkarılması konusunda fikir birliğine varan ABD Başkanı Donald Trump bunu kolaylaştıracak adımlar atmak yerine Türkiye’yi ekonomik olarak sıkıntıya sokacak pozisyon alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’ye olası gidişi veya Trump’un uzun süredir konuşulan Türkiye ziyaretinin gerçekleşmesi, ajandayı kaplayan meselelerin bazılarının aşılmasına katkı sağlayabilir.
Dış politikanın her cephesinde çözüm bekleyen noktalar var.
Türkiye’nin önemli yatırım ve çıkarlarının bulunduğu Libya ve Sudan’da iç karışıklıklar büyük boyutlara vardı.
Çin ve Rusya ile askerî, siyasi alanda önemli yakınlaşma sağlanmasına rağmen bu iki ülkenin ekonomik olarak Türkiye’yi destekleme kapasiteleri sınırlı. Geriye en önemli çıpa olarak Avrupa Birliği kalıyor. Ancak orası da dikensiz gül bahçesi değil.
AB’nin iki önemli ülkesi -İtalya ve Fransa- popülist rüzgârların etkisiyle Türkiye ile ilişkileri olumsuz etkilemek pahasına Ermeni tezlerine sarıldı. Avusturya, Türkiye’nin AB yolunun tamamen durdurulması için lobi yapıyor. Yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de Türkiye hakkında düşmanca söylemlerin oluşacağına şüphem yok.
Bütün bu saydıklarım Türkiye’nin seçim tartışmalarını bir an önce geride bırakıp ekonomi ve dış politikanın sorunlu başlıklarına yönelmesini zorunlu kılıyor.
