Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizdeki farklı inanç gruplarının hak ve özgürlüklerine daima saygı gösteren bir tutum içinde oldu. Bütün milli bayramlarda, ülkece bir araya geldiğimiz önemli günlerde ülkemizde görevli din adamlarını davet etti.
Türkiye’nin Yunanistan ile zaman zaman yaşadığı siyasi sorunları gerekçe göstererek ülkemizdeki Rum Hıristiyan Ortodoks azınlığa mesafeli davranmadı. Ortodoksların ruhani lideri Patrik Bartholomeos ile daima saygılı bir diyalog içinde oldu.
İsrail ile siyasi düzeyde en zor günleri yaşadığımız süreçlerde bile çeşitli etkinliklerde Türkiye’deki Yahudilerin dini önderi durumundaki İsak Haleva ile bir arada görünmekten imtina etmedi. Hatta Ortadoğu’da akan kanın durması ve sorunlara hakkaniyetli bir çözüm bulunabilmesi için Amerika’daki Yahudi toplumunun temsilcilerini defalarca kabul etti.
Erdoğan son dönemde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in kalıcı bir uzlaşmaya varması için de çabalıyor.
Erdoğan’ın samimi gayretleri Ermenistan’da fark edildiği için Paşinyan 3 Haziran 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı’nın yemin töreninde davetliler arasında protokol sırasındaydı.
Patrik Bartholomeos, Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan ve Süryani Ortodoks Kilisesi İstanbul Metropoliti Mor Filüksinos Yusuf Çetin de oradaydı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin töreni, farklı inanç ve etnik kökenlerden insanlar ve dini önderlerin katılımıyla “Hep Birlikte Türkiye’yiz” ifadesini anlamlı hale getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun bir süredir 1915 olayları hakkında taziye mesajları yayınlıyor.
Açıklamasında, özetle “Birinci Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı olumsuz şartlarda hayatını kaybeden Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı Ermenileri saygıyla anıyor, torunlarına taziyelerimi iletiyorum. Çatışmalar, isyanlar, çete hareketleri ve tedhiş eylemleri nedeniyle vefat eden, şehit edilen Osmanlı toplumunun tüm mensuplarına da Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” ifadelerini kullanıyor.
Saydığım konularda İletişim Başkanlığı’nın da bir dizi önemli bilgilendirme projesi oluyor.
KİN VE NEFRET POMPALAYANLAR
İki gün önce gazetemizde bir yazı yazdım. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konulara ilişkin yapıcı çizgisinin devamını önemsediğimi özetledim ve Rum Patrikhanesi’ne bağlı din adamlarının çalışma ve oturma izinleri konusunda sorunlar yaşadığını dile getirdim.
Bunun üzerine emekli Tümamiral Cihat Yaycı ile bağlantılı olduğu belli olan TURK DEGS / TURK MAGS isimli hesaptan atılan tweetlerle hedef gösterildim.
Cihat Yaycı da benimle ilgili bir dizi saçma sapan açıklamalarda bulundu. Yaycı, bir döneme kadar Deniz Kuvvetleri’nin saygın bir subayı iken yaşadığı savrulmalar ve kopuşlar neticesinde bugün dümeni kilitlenmiş bir gemi gibi ilerliyor. Çeşitli konularda toplumda var olan bilgi eksikliklerini kullanarak insanları galeyana getiriyor. Yeni Ogün Samastları motive edebilecek bir yaklaşım içine girmiş görünüyor.
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü isimli vaiz de X platformundan Atatürk’ün adını anmadan bir 30 Ağustos mesajı paylaşmış!
Mesajının bir yerinde de beni hedef göstermiş ve görev yaptığım kurumlarda işten atılmam için çağrıda bulunmuş. İlgili kurumların, mesajını bir talimat olarak alacağından çok emin tonda kaleme almış yazısını. Cübbeli daha önce başka isimleri ve siyasileri de hedef göstermişti.
Bazı çevreler Türkiye dünyadan kopsun, bir kaos ve karanlığın içine doğru yuvarlansın istiyor.
Bütün bu gelişmeler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kimliği, odağı ve motivasyonu ne olursa olsun vesayet odaklarıyla mücadelesinin ve demokrasiyi güçlendirmek için gösterdiği gayretin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.