Giriş
James Jeffrey, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi olarak görev yapmış, değerli bir diplomat. Çok iyi derecede Türkçe konuşur. Daha önce ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’nde de bulundu.
Şimdi ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Suriye Özel Temsilcisi. Bu şapkasıyla dün Ankara’ya geldi ve kritik temaslar yaptı. Jeffrey, kısa süre içinde iki önemli açıklamalarda bulunmuştu:
1- Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anlıyoruz ama YPG’yi terör örgütü olarak görmüyoruz.
2- Suriye’nin geleceğinde Beşar Esad’ın yeri yok; ancak Esad’ın görevden uzaklaştırılması ABD’nin işi değil. Aslında bu açıklamalar Washington yönetiminin Suriye konusunda yaşadığı kafa karışıklığının ve politikasızlığın açık bir işareti.
ABD’nin bu çelişkili tutumunun en ağır bedelini Türkiye ödedi. Karşımıza çıkan fatura korkunç.
Ülkelerinden kaçıp Türkiye’ye sığınan 4 milyona yakın Suriyeli için harcanan para 30 milyar doların üstünde. Diğer taraftan Türkiye, Suriye’de güç kazanan PKK uzantılarının açık hedefi durumunda.
ABD bu süreçte, bölgenin istikrarı için NATO’daki müttefiki Türkiye ile ortak hareket edeceğine, uluslararası toplum tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK uzantılarıyla birlikte yol alıyor.
PKK’nın Suriye kolu niteliğindeki YPG, ABD’den askerî, siyasi ve ekonomik destek görüyor, sahada her türlü istihbarat imkânına kavuşuyor. Kime karşı?
Ortada savaşacak bir DEAŞ terör örgütü olmadığına göre, yanıt açık: Bütün bu hazırlıklar Türkiye’ye karşı. Washington bir taraftan da YPG’yi, gerektiğinde İran’ın Irak ve Suriye’deki ilerleyişini durdurmak için bir araç olarak görüyor.
Pentagon bu amaçla Türkiye sınırına yakın bölgelere Ankara’nın her türlü itirazına rağmen gözlem noktaları kuruyor.
James Jeffrey, işte böyle bir ortamda Ankara’ya geldi. Dünkü temasların sonunda Ankara ve Washington Münbiç’te yıl sonuna kadar ilerleme sağlanması konusunda taahhütte bulundu.
Ben, bu açıklamalara oldukça ihtiyatlı yaklaşıyorum. Çünkü ABD, şimdiye kadar pek çok kez söz verdi ancak tutmadı. Genellikle zaman kazanmaya yönelik hamleler yaptı.
Washington’ın ciddi bir politika değişikliği olmayacaksa -korkarım kibu görüşmeler zaman kaybından öteye geçmeyecek. Nitekim Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, bu mesajları çok açık şekilde ABD’li temsilciye iletti.
ABD, bölgede barış ve istikrardan yana bir tutum alacaksa terörle mücadelede samimiyse işbirliği yapması gereken başkent Ankara’dır. Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun güvenliğinde en kritik ülke Türkiye’dir. Terörle mücadele teröristlerle yapılmaz.
