Yerel yönetimlerde ezberler bozulmalı

Yakın geçmişte Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı görevini sürdüren, halen Düzce Belediye Başkanlığı’nı yürüten Dr. Faruk Özlü Türkiye’de savunma sanayii başta olmak üzere stratejik projelerde çok önemli başarılara imza atmış bir isim. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamlamış, Harvard Üniversitesi’nde üst düzey yöneticilik, İspanya’da proje ve mühendislik eğitimi almış olan Faruk Özlü’nün ismi AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayları arasında geçiyor.

Dr. Faruk Özlü’nün yeni kitabı Dün Bugün Yarın Yayınları’ndan çıktı. “Belediyeciliğin Esasları-Düzce Pratiğinden Örneklerle” isimli çalışma, yaklaşan yerel seçimler öncesinde adayların, profesyonellerin ve kampanya iletişimi yapmaya hazırlananların mutlaka okuması gereken seçkin bir çalışma. Dr. Özlü’nün kitabını okudum ve aldığım notlar üzerinden kendisiyle sohbet etme fırsatı buldum. Kitabın ilk sayfasında şöyle bir ifade var: “Bu bir faaliyet raporu veya icraat dosyası değildir.” Güzel bir giriş ve benzetme. Zira yönetim ve strateji kitaplarının çoğunda böyle bir eğilim oluyor. Oysa Özlü, bu çalışmada kendi bilim ve teknoloji birikimi ışığında modern şehirlerin nasıl kurgulanması gerektiğini anlatıyor ve sık sık tekrarlanan hatalara artık düşülmemesi gerektiğinin altını çiziyor.

AZ ZAMAN KALDI

Seçimlere çok az bir zaman kalmasına rağmen Türkiye henüz kampanya havasına giremedi. Ekonomiyle ilgili gelişmelerden Gazze’de yaşanan trajik olaylara kadar gündemde bir dizi önemli başlığın öne çıkması yerel seçim atmosferinde gecikmeye neden oldu. Uzun yıllara yayılan yanlışlar nedeniyle Türkiye kimliksiz şehirlerle doldu. Tarih ve kültür mirası niteliğindeki yerler bile özgün karakterlerini kaybetme aşamasına geldi. Faruk Özlü kitabında bu soruna dikkat çekiyor ve çözüm önerilerine geniş yer ayırıyor. Bir başka husus da yaşam kalitesinin hızla gerilemesi. Bugün şehirlerimiz dünya endeksinde en alt sıralarda yer alıyor. Bunun sebepleri arasında kötü planlama, belli yerlerde aşırı nüfus yoğunlaşması, yeşil alan yetersizliği, ulaşım problemleri, hava ve toprak kirliliği var. Yerel yönetimlerde görevlere talip olanlar çoğunlukla hemen çözülebilecek sorunları öncelikli olarak ele alırlar. Büyük meseleler ise zamana yayılır ve bazen halının altına süpürülür.

Faruk Özlü, bu konuda “Kronik sorunların üzerine gitmeye ve çözmeye odaklıyım” diyor ve bugüne kadar Düzce’de neler yaptıklarından örnekler veriyor. Yerel yönetimlerin gücü, etkinliği ve nitelikli süreçler ortaya koyması artık demokrasinin önemli göstergeleri arasında sayılıyor. Gelir ve giderlerin şeffaflığı da öyle. “Belediye gelirlerini düzenleyen kanun çağın çok gerisinde kaldı. Kara delikleri kapatmak, en büyük gelir kalemidir” diyor Faruk Özlü. Gerçekten de belediyelerin sorumluluklarını düzenleyen kanun 2005 yılında devreye girmesine rağmen, gelirleri hakkındaki hukuki düzenleme 1981 tarihli. Vergi gelirlerinden alınan payın revize edilme ihtiyacı da önemli bir başlığı oluşturuyor. Kitapta çok ilgimi çeken bölümlerden biri mezarlıklarla ilgili kısım oldu. Faruk Özlü “Mezarlıkları bilgi sistemiyle akıllandırdık” diyor. Şehirlerin büyümesi neticesinde kronik bir sorun halini alan mezarlıkların kapasite yönetiminde teknolojiden aktif yararlanılması son derece iyi bir fikir.