Giriş
Kişisel gelişim koçluğunu dünyaya tanıtan ve bunun bir meslek olmasını sağlayan Dr. John Demartini ilk kez Türkiye’ye geliyor. Demartini ile, 11 ve 12 Ocak’ta yapılacak seminer öncesi konuştuk.
Ben ilham veren kişileri kendi sözlüğümde ‘ilhamcı’ olarak adlandırıyorum. Hani çok moda bir terim var ya influencer, işte ‘ilhamcı’lar o etkileyicilerden çok daha fazlası. Düşünsenize mesleğiniz, insanlara kendi versiyonlarının en iyisi olmak için ilham vermek! Onlara yol göstermek, inançları kırıldığında düşmemeleri için kendi içlerine bir eczane kurmalarına yardım etmek… Ruh eczanesi… Ruhunuz acıdığında ilacı, aklınız yolunu kaybettiğinde pusulayı, hayata sis indiğinde feneri kendi içinizde bulmanız için teçhizatı nasıl kuracağınızı öğretmek… Karşınızda Orlando Bloom, Robert De Niro, Paris Hilton ve Donald Trump gibi birçok isme rehberlik veren, efsane yaratan ‘The Secret’ın arkasındaki isim olarak anılan Amerikalı yazar, ünlü konuşmacı Dr. John Demartini…
Dr. Demartini, Fortune 500 şirketlerinin CEO’ları, tüm dünyadan ünlüler, devlet liderleri, girişimciler ve finansörler de dahil olmak üzere bir çok grupla çalışıyor. Her alanda başarı ve güçlendirme konusunda kendilerine rehberlik ediyor. Çalışmalarına iki yüzden fazla kitapta değinilen Dr. Demartini, seminerlerine katılanlara sosyal, günlük ve finansal hayatlarını olumlu yönde değiştirebilmeleri için gerekli püf noktaları ve metotları anlatıyor. Kayıp, keder, depresyon ve öfke ile başa çıkmanın ve daha iyi bir hayata kavuşmanın yollarını öğretiyor. Demartini ayrıca 28 dile çevrilmiş uluslararası en çok satan dokuz kitabın yazarı. 63 ülkede 1080 defa yapılan iki günlük semineri Türkiye’de ilk defa 11 ve 12 Ocak’ta İstanbul Raffles Otel’de gerçekleşecek. Biletler biletix’te.
Sizi bir ‘ilhamcı’ olarak görüyorum. Siz kendinizi nasıl anlatırsınız?
Bu sözcüğü sevdim, ben kendimi bir eğitimci olarak tanımlıyorum. Bir misyonum var; insan bilincinin ve potansiyelinin genişletilmesini sağlamak ve kişilerin üretimlerini en üst düzeye çıkarmaları için onlara yardımcı olmak. Ben insan davranış alanı ve uzmanlığı konusunda ilham veren küresel bir eğitimciyim. Hayatlarında gerçekten anlamlı ve sıra dışı şeyler yapmak isteyenlere ilham vermeyi çok seviyorum.
Son 30 yılda, ‘The Breakthrough Experience’ ile dünyanın dört yanındaki 63 ülkeye 1080 kez ulaştınız. Türkiye'de ilk defa bu çalışmayı gerçekleştireceksiniz. Semineriniz Türkiye şartlarına göre hayli pahalı, asgari ücretin 5 katından fazla… Bu fiyata değdiğini düşünme sebebiniz nedir?
Eğitime katıldıktan sonra fiyatı sorgulayan herhangi bir katılımcı ile karşılaşmadım. Üstelik eğitimle birlikte parayla ilgili endişeler de aşılıyor. Katılımcılar kaliteli ve pratik bir finansal eğitim de alıyor.
Peki, bu deneyimi nasıl tanımlarsınız?
‘The Breakthrough Experience’ hayatınızda neyi sevdiğiniz ve neyi gerçekleştirmek istediğiniz konusunda netleşmenize yardımcı olmak için tasarlandı. En büyük fikirlerin, değişmez ilkelerin ve etkili yöntemlerin sentezinden oluştu. Asıl hedef; kişinin kendi yolunda olmasını engelleyen yanlış algıları aşmasına yardımcı olmak ve kendi yolunda yürümeye başlamasını sağlamak… Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmak yerine eylemleri kendi önceliklerinize göre yapmanızı sağlıyorum. Böylece içtenlikle elde edilen ve fark yaratan anlamlı hedefler belirmeye başlıyor.
‘Demartini Metodu’ nedir?
Demartini Metodu; daha önce takdir edilmeyen, bilinçdışında depolanmış duygusal bagajları çözmek için bir yöntem. Katılımcıların gerçek ve en yüksek değerlerini bilmelerini sağlıyor. Böylece bu kişiler en tatmin edici başarılarını en üst düzeye çıkarmak için uygun hedefler belirleyebiliyorlar. Duygusal yükleri hafifleyen kişiler yaşamlarına daha fazla minnettar olmaya başlıyor.
HER BİREYİN İÇİNDE ORTAYA ÇIKMAYI BEKLEYEN BİR LİDER VAR
Orlando Bloom, Robert De Niro, Paris Hilton ve Donald Trump gibi birçok isme rehberlik ettiniz. ‘The Secret’ın arkasındaki isim olarak anılıyorsunuz. Sizi bizden farklı kılan ne Demartini? Hayatın kullanım kılavuzunu anlamış olmalısınız…
Ben sadece ‘The Secret’ adlı kitapta ve filmde yer alan birçok öğretmenden biriyim. Kendini küresel olarak araştırma, yazma, seyahat etme ve öğretmeye adamış bir adamım. Her bireyin içinde ortaya çıkmayı bekleyen bir lider bulunduğuna inanıyorum ve onu uyandırma konusunda onlara yardım etmeyi seviyorum. Özgünlüğüm bu göreve adadığım 47 yıldan geliyor.
17 yaşında disleksiden mustarip sokakta yaşayan biriydiniz, şimdi bir multimilyonersiniz. Sizin ‘uyanış’ınızın hikâyesi ne?
Fiziksel ve zihinsel zorluklarla doğdum. İlkokula girerken öğrenmede ve konuşmada güçlük çektim. Genç yaşta evden ve okuldan ayrıldım. Teksas, Kaliforniya, Meksika ve Hawaii’nin sokaklarında ve plajlarında yaşadım. 17 yaşındayken Hawaii’de neredeyse ölüyordum ki Paul C. Bragg adında özel bir öğretmenle tanıştım. Onun da etkisiyle, 1972 yılına geldiğimizde artık dünyayı gezen ve başkalarına ilham veren bir öğretmendim. Dünyanın dört yanındaki büyük akılların yazdığı 30 binden fazla kitabı araştırdım ve zamanın testlerine dayanacak bir bilgi birikimini derledim.
“BEN BİR DAHİYİM VE BİLGELİĞİMİ UYGULUYORUM”
Alternatif sağlık alanının ileri gelenlerinden Paul C. Bragg’in geçmişinizde önemli bir etkiye sahip olduğunu biliyorum. Yaşamınızın değişimini başlatan unutamadığınız bir cümlesi var mı?
Var. Paul C. Bragg'a okuyamadığımı ve öğrenme zorluğu yaşadığımı söylediğimde bana şöyle dedi: “Hayatının geri kalanında her gün kendine ‘Ben bir dahiyim ve bilgeliğimi uyguluyorum’ diyeceksin.” 47 yıldır bu cümleyi kendime söylemediğim tek bir günüm dahi olmadı. Bu meşaleyi taşıyıp binlerce genç kişiye aktarabildiğim için kutsanmış hissediyorum.
OLAĞANÜSTÜ ŞEYLER YAPMAK İÇİN KENDİNİZE İZİN VERİN
65 yıllık hayatınızdaki en önemli ders nedir?
Olağanüstü şeyler yapmak için kendinize izin vermelisiniz. Özgün benliğinize ulaşın. Hiç kimsenin gölgesinde yaşamayın; sadece büyük devlerin omuzlarında yaşayın. Kim olduğunuzun ihtişamı kendinizden bekleyeceğiniz herhangi bir fanteziden çok daha büyük, buna inanın.
Hayat mottonuz nedir?
Evren benim oyun alanım, Dünya benim evim, her ülke evimin bir odası ve her şehir kalbimden, aklımdan, ruhumdan çıkan ilham veren mesajımı paylaşmak için bir kürsü… Kalıcılık konusunda ustayım ve bu ilham dolu eğitim hizmeti görevimi sevgi ile yerine getirmek için ne gerekirse yapacağım. Bedeli ne olursa olsun ödeyeceğim ve ne kadar mesafe olursa olsun seyahat edeceğim.
ZORLUKLARI YOLUMA ÇIKAN ŞEYLER OLARAK DEĞİL, YOLUMDA OLAN ŞEYLER OLARAK GÖRÜYORUM
Her insan gibi sizin de kötü günleriniz olmuştur. O günlerde kendinize ne diyorsunuz? En acı gününüzü düşünün. Kendinizi nasıl ayağa kaldırıyorsunuz?
Bugün geçmişte yaşadığım zorluklara farklı bir çerçeveden bakıyorum. Artık onları yoluma çıkan şeyler olarak değil, yolumda olan şeyler olarak görebiliyorum. Harekete geçmek çözümün başlangıcıdır. Geçmişte bunalmış hissettiğim zamanlarda olayların mahiyetine ve duygularımın durumuna bakmaksızın harekete geçtim. Sakinliği zihnime tekrar getirecek doğru soruları sormayı öğrendim ve böylece merkezde, dengeli ve odakta kalabildim. Hayatta ne olursa olsun eş zamanlı olarak iki tarafını da algılayabilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer faydalardan çok engelleri, avantajlardan çok dezavantajları görmeyi seçersem sahte korkular tarafından felç olurum. Ya da tersi olursa sahte mutluluk nedeniyle öfori yaşarım. Ama sorumluluk sahibi olmak ve tam olarak bilinçli kalmak başarıldığında olayın iki tarafı da eş zamanlı olarak görülebilir ve böylece dengede, açık ve şimdide kalmayı başarabilirim.
HERKES SEVECEĞİ HAYATI TASARLAYABİLECEK KAPASİTEDEDİR
Her insan kendi hayatını inşa ediyor. Hayatı doğru kullanırsak ve doğru anlarsak istediğimiz hayatı inşa etmemiz mümkün mü? Bunun kesin ya da kesine yakın bir yöntemi var mı?
Herkes seveceği hayatı tasarlayabilecek kapasitededir. Sabırla ve aşama aşama onu gerçeğe dönüştürme potansiyelini de taşır. Size ne olduğu, sandığınız kadar önemli değildir. Önemli olan o olanı nasıl algıladığınızdır. Olanla/başınıza gelenle ne yapmaya karar verdiğiniz ve algınızın sonucu olarak hangi aksiyonu alacağınız önemlidir. Algılarınızı, kararlarınızı ve eylemlerinizi yönetme yeteneğine sahipsiniz. Karşılaşabileceğiniz tüm deneyimleri anlamlı ve öğretici bir derse çevirme seçeneğiniz var. Sizin için neyin en önemli olduğunu bulun, bu sizin bir numaralı önceliğinizdir. Bu öncelik çerçevesinde bir strateji geliştirin, günlük eylemlerinizi önceliğiniz çerçevesinde netleştirin; ona yarayan her şeye “Evet” ve diğer her şeye “Hayır” deyin. Ayrıca yolculuğunuz boyunca size yardımcı olanlara minnetle teşekkür edin.
“Hayatınız, iç yaşamınızın ve değerlerinizin doğrudan bir yansımasıdır” diyorsunuz. İçeriyi düzenlemek de dışarıyı düzenlemek kadar zor neredeyse. Siz duygularınızla ve zihninizle, zihnimizin susmak bilmeyen ve kontrolsüzce konuşan sesiyle nasıl mücadele ediyorsunuz?
Anlamlı ve tatmin edici bir şeye dönüştürülemeyecek hiçbir şey yoktur. Yaşamınızın kalitesi, kendinize sorduğunuz soruların kalitesine dayanır. Algılarınızı ve bunlara eşlik eden duyguları dengelemenize yardımcı olan sorular, sizi duygusal yüklerden kurtarır. Herhangi bir deneyimin avantajlarının farkında olup dezavantajlarının farkında olmadığımızda kendimizi çok mutlu hissederiz. Dezavantajlarının farkında olup avantajlarının farkında olmadığımızda da depresif bir duruma girebiliriz. Ancak her iki tarafın aynı anda tam olarak bilincinde olduğunuzda, zihninizde eşitlik, kalbinizde şükran ve sevgi hissedebilirsiniz. Demartini Metodu, bireylerin her iki tarafı da fark etmeleri konusunda sorumludur.
DEĞERLER HİYERARŞİNİZ HAYAT YOLCULUĞUNUZ BOYUNCA GELİŞİR
Hayatta en önemli şeyin amaç ve anlam bulmak olduğunu düşünüyorum. Amacını bulamayan birine ne önerirsiniz?
Amacınız, neye en çok değer verdiğinizin bir ifadesi. Benim en yüksek değerim seyahat etmek ve öğretmenlik yapmak. Misyonum mükemmel bir küresel öğretmen olmak. Sizin en büyük değeriniz, hayatınıza ilham veren şey bir aile kurmak ya da kendinizi çocuk yetiştirmeye adamak olabilir. Bu nedenle amacınız bir anne, bir iş lideri, bir sosyal değişim başlatıcısı, bir bilgin, eğitimci, manevi lider veya bir finansal lider olmak olabilir. Bu, hayatınızın en kendiliğinden ortaya çıkış şeklidir. Değerler hiyerarşiniz, hayat yolculuğunuz boyunca gelişir.
Biz neden büyüyemedik ‘insan’ olarak? Suçlayıcı parmaklar hep ‘diğerini’ veya ‘dışarıyı’ işaret ettiği için mi?
Başkalarını suçlamak ve kendi eksik algımızdan ayrılmak bizi usta yapmaz. Algılarımıza, kararlarımıza ve eylemlerimize bağlı olarak geçmişimizin, kaderimizin ya da ustalarımızın kurbanı olabiliriz. Diğerleri, bilinçaltı olarak kurulmuş düğmelerimize basınca, onları mantıksızca etiketleriz. Kahraman ya da kötü adam, aziz ya da günahkâr, erdemli ya da ahlaksız olarak… Ama onlar da sadece kendi gerçeklerini yaşayan, kendi benzersiz değer kümelerine sahip olan kişilerdir ve sonuçta iyi ve kötü her iki tarafa da sahipler. Sığ akıllar için iyilik ve kötülüğün etiketleri katılaşır. Aklımız ne kadar uyanırsa yargı o kadar azalır. Taraflı ilk önyargıları kırmayı başarabiliriz. Bu ahlaki etiketleri aşıp kendimizi kötüleşmiş ve sapmış ikiyüzlülüğün sınırlayıcı duvarlarından kurtarırız. Birinin cenneti, diğerinin cehennemi olabilir. Korkunç olduğunu düşündüğünüz bir olay deneyimlediğinizde bir gün, bir hafta, bir ay ya da yıllar sonra onun farklı görüp, müthiş olduğunu fark edebilirsiniz.
Ama bunun için mutlaka zaman geçmesi mi gerekiyor?
Hayır. Deneyimlere tek taraflı değil çift taraflı bakmayı başardığımızda kendimizi yanılsamalardan ve yanlış etiketlerden özgürleştirebiliriz. İyi ve kötüyle, her iki tarafla dolu olan mevcut anın ihtişamını keşfedebilirsiniz.
Gerçekten hayatlarımızdaki iyi kötü her şeyin sorumlusu sadece kendimiz miyiz?
Epiktetos’un iki bin yıl önce söylediği gibi; başına gelen kötü olaylar yüzünden başkasını suçlamak bir bilgisizin yapacağı iştir. Yalnız kendini sorumlu bilmek, bu, gözü açılmak üzere olan birinin işidir. Bir bilge ise ne kendini ne de başkasını suçlar.
