Filenin Sultanları, dünyanın en iyilerinin mücadele ettiği Milletler Ligi’nde bir ilke imza atarak şampiyon oldu ve seçim, geçim derken yorgun düşen herkesi mutlu etti.
Şampiyonlukla birlikte kadınlar voleybolunda dünya sıralamasının da zirveye çıkan takımımızdaki tüm oyuncuları, teknik kadroyu, federasyon yetkililerini en içten dileklerimle kutluyor ve bundan sonra zirveyi hiç kimseye kaptırmamalarını temenni ediyorum.
Buraya kadar her şey güzel ama maalesef güzel olmayan şeyler de var.
Bunların başında da toplumdaki ayrışmadan kaynaklanan yüksek gerilim yer alıyor. Bu nedenle en son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim: Her insan dilediği gibi yaşar. Katılmazsınız, desteklemezsiniz ama yargılayamazsınız.
Bu çerçevede, şampiyona sırasında özellikle başarılı oyuncumuz Ebrar Karakurt’a yönelik ve ağırlıklı olarak sosyal medyadan yükselen hakaret ve tepkiler son derece çirkin ve kırıcıydı. Ebrar da bu tepkilerin altında kalmadı.
Kimi zaman ima ederek, kimi zaman şairlerden alıntılarla tepki gösterenlere yanıt verdi. Kimilerine göre milli bir sporcu olarak Ebrar’a düşen sessiz kalmaktı. Ancak ben bu görüşe katılmıyorum.
Bireysel olarak hedef gösterilen, bireysel tercihine asla saygı gösterilmeyen, bu ülke adına elde ettiği başarıları görmezden gelinen, özel hayatı didik didik edilen her insan dayanamaz tepki gösterir.
Bu nedenle herkesi daha soğukkanlı olmaya davet ediyorum.
23 yaşındaki Ebrar’ı yargılamadan önce anlamaya çalışmalarını öneriyorum.
Eleştirilerim, Milli Takımın başarısı üzerinden toplumun bir kesimini aşağılamaya kalkanlar için de geçerli.
Açıkçası artık yeter. Sosyal medyadaki linç kültürünün bir parçası olmak yerine, önce karşınızdaki insana hoşgörü gösterin, farklılıklarını kabul edin, dili, dini, ırkı, siyasal veya cinsel tercihi gibi kriterler yerine her şeyden önce nasıl bir insan olduğu üzerinden değerlendirin.
Dürüstlük, iyilik, cömertlik, güler yüz, saygı, yardımseverlik, çevrecilik gibi kriterlerin yeni dünyada eski değerlendirme kalıplarından çok daha fazla itibar gördüğünü aklınızdan çıkartmayın.
ARAÇ ARTIYOR YOLLAR AYNI
TÜİK, İzmir’de trafiğe kayıtlı araç sayısını açıkladı.
Buna göre İzmir’de trafiğe kayıtlı araç sayısı Haziran 2023 sonu itibarıyla 1 milyon 719 bin 666 oldu. Toplam taşıt sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7 arttı. Benim merak ettiğim İzmir içindeki yolların aynı sürede ne kadar arttığı. Açıkçası, özellikle kent merkezinde alternatif yaratmak imkansız olduğundan taşıt sayısı artarken yollar genişlemiyor.
Bu da her geçen gün artan trafik sorunu olarak karşımıza çıkıyor.
İzmir’in en yaşanılır kentlerden biri olma özelliğini korumasını istiyorsak bu sorunun üzerinde daha fazla kafa yormalıyız.
ESKİ GİYSİ TEŞVİĞİ
Modanın hızlı değişimine ayak uydurma çabası tüm dünyada yeni bir sorunun fitilini ateşledi.
Her yıl milyonlarca ton giyim eşyası ya hiç giyilmeden ya da çok az kullanılmış olarak çöpe gidiyor. Bireylerin cüzdanı boşalırken, ülkelerin milli serveti buhar oluyor. Bu gidişe bir dur demek isteyen Fransa’nın ekolojik dönüşümden sorumlu Bakanı Berangere Couillard, yenisini almak yerine eskisini tamir ettirecek Fransızlar için bir teşvik paketi hazırladı. Ekim ayında hayata geçecek uygulama kapsamında, eski kıyafetini ya da ayakkabısını tamir ettirenlere parça başı 6 Euro ile 25 Euro arasında ödeme yapılacak.
Sisteme kayıt yaptıran terzi ve ayakkabı tamircilerinden hizmet alanlar bu teşvik paketinden yararlanacak.
Uygulama sayesinde küçük esnaf da desteklenmiş olacak.