İzmir, modern şehircilik anlayışıyla değişirken tarım gibi bir değerini korumayı ihmal etmemeliydi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de “Başka Bir Tarım Mümkün” diyerek bu yönde çok önemli adımlar attı. Mesela Türkiye’de ilk kez bir kentin ‘Çoban Haritası’ çıkartıldı. İzmir kırsalındaki üretici ve hayvan sayıları, ağıl konum bilgileri köy köy, kasaba kasaba dolaşılarak toplandı.
Bu kapsamlı çalışmaya göre İzmir’in 30 ilçesinde 4 bin 658 çoban olduğu belirlendi. Ayrıca, meralarda otlayan 142 bin keçi, 384 bin koyun, 16 bin karasığır olmak üzere 542 bin 794 hayvan bulunduğu tespit edildi. ‘Mera İzmir Projesi’ çatısı altında yapılan bu çalışma İzmir Büyükşehir Belediyesi, belediye şirketleri İzTarım ile İzDoğa ve Köy-Koop ortaklığıyla yürütülüyor. Proje kapsamında toplanan mera hayvancılığı verileri değerlendirilerek İzmir’in tarım ve hayvancılık stratejileri şekillendiriliyor; kooperatifler aracılığıyla sözleşmeler yapılıyor ve süt alımları gerçekleştiriliyor.
Alınan doğal sütler, Bayındır’da kurulan günlük 100 ton kapasiteli süt fabrikasında işlenerek hem ihtiyaç sahiplerine hem de tüketicilere ulaştırılıyor. Büyükşehir Belediyesinin organizasyonu ve desteği ile büyüyen üretimin nerede değerlendirildiğine gelince... Bu alanda da İzTarım tarafından sıfırdan yaratılan ‘İzmirli’ markası öne çıkıyor. İzmir’in dağlarında, meralarında beslenen yerli ırk koyun ve keçilerden elde edilen sütlerle eşi benzeri olmayan peynirler; sadece yerli yem bitkileri ile beslenen kuzulardan ve 6 bin 500 yıl önce bu topraklarda olduğu gibi günümüzde de yaygınlaşması için uğraşılan mandalardan elde edilen etler sofralara benzersiz bir tat, üreticilere de kazanç ve mutluluk getiriyor.
Nesli tükenmek üzere olan ata yadigârı bin yıllık Anadolu buğdayı taş değirmenlerde öğütülerek önce una, sonra besin değeri yüksek, lezzeti yoğun makarna ve ekmeklere dönüşüyor. Projenin ilk hedefi, bu eşsiz lezzetleri önce İzmirlilere ve eş zamanlı olarak tüm Türkiye’ye ulaştırmak olarak belirlenmişti. Hizmete giren izmirliden.com internet sitesi ile bu süreç başladı. Ancak asıl büyük hedef Ege’nin eşsiz lezzetleri ve İzmirli markasının özgün öyküsünün gücüyle ürünleri dünya pazarlarına sunmak.
Bu projeye vizyonu ile yön veren Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i, tarım alanındaki çalışmalarda emeği büyük Başkan Danışmanı Güven Eken’i ve İzTarım Genel Müdürü Murat Onkardeşler’i hayranlıkla takip ediyor, ekilen tohumların çok daha bereketli yarınların habercisi olduğuna inanıyorum.
TEBRİKLER BİRGİ
Biri çıkıp da bana “İzmir’in en güzel köşelerini sayar mısın” dese, hiç tereddüt etmeden Birgi’yi ilk üç yer arasına koyardım. Eminim ki Birgi’yi gören pek çok kişi de benim gibi düşünüyordur. Ama daha güzel ve anlamlı olanı, Birgi’nin artık tüm dünya tarafından tanınıp sevilecek olması... Çünkü İzmir’in Ödemiş İlçesine bağlı Birgi Mahallesi, merkezi İspanya’nın başkenti Madrid’de bulunan Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (BMDTÖ) tarafından hazırlanan ‘2022 Dünyanın En İyi Köyleri’ listesine girdi.
BMDTÖ, aralarında ekonomik, sosyal, çevresel sürdürülebilirlikle kültürel ve doğal kaynaklara sahip olması ve bunların korunup tanıtılmasının da bulunduğu dokuz farklı kritere göre belirlediği ‘2022 Dünyanın En İyi Köyleri’ listesini yeni yıla girmeden kısa süre önce açıkladı. Birgi, 20 üyeden oluşan bağımsız bir danışma kurulunca belirlenen listedeki 32 köy arasında kendine haklı bir yer edindi. Sırtını iki bin metrelik Bozdağ’a dayayan Birgi, savunması kolay konumu sayesinde milattan önce 750 yılından bu yana yerleşim yeri olarak kullanılıyor.
Birgi’de Frig ve Lidya uygarlıkları, Pers ve Bergama krallıkları, Roma ve Bizans İmparatorluğu, Aydınoğulları Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu döneminin izleri bulunuyor. Dünyanın en iyi köyleri, ödülleri 27-28 Şubat’ta Suudi Arabistan’ın El-Ula kentinde düzenlenecek törenle sunulacak. Ve eminim ki Birgi, bu unvanın tüm dünyaya duyurulması sayesinde eskisinden çok daha fazla rağbet görecek. Ancak mutlaka dikkat edilmesi gereken üç önemli konu var...
İlki, bu unvanın kalıcı bir ilgiye dönüşmesi için Birgi’nin uluslararası alandaki tanıtımının doğru yapılması. İkincisi, Birgi’yi en iyi köyler arasına sokan doğal, tarihi ve mimari özelliklerinin eskisinden de iyi korunması. Üçüncüsü ise UNESCO’nun Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Birgi’nin bir an önce kalıcı listeye alınmasının sağlanması.