Giriş
Reid Hoffman, modern dünyanın vizyoner isimlerinden biri... Kurucusu olduğu LinkedIn’i 26 milyar dolara satıp Airbnb’nin erken yatırımcılarından biri olan Hoffman, ta 1997’de; henüz ChatGPT gibi yapay zekâ araçlarının adı sanı bile ortada yokken, bilişim teknolojilerinin iş gücünü nasıl dönüştüreceğini anlatmış ve bire bir haklı çıkmıştı. Bu nedenle onun ağzından çıkan sözler iş dünyası tarafından çok dikkate alınıyor.
Hoffman şimdi de yapay zekânın ve diğer teknolojik gelişmelerin etkisiyle geleneksel 9-5 mesai saatlerinin ortadan kalkacağını belirtti. Bunun için tarih bile verdi ve 2034 yılını işaret etti.
Hoffman’ın açıklamasına göre, gelecekte iş gücünün büyük bir kısmı serbest çalışma modeline geçiş yapacak. Geleneksel istihdam biçimlerinin yerini “Gig” ekonomisi olarak bilinen sözleşme temelli çalışma biçimleri alacak. Bu değişim, çalışanlara daha fazla esneklik ve çeşitli çalışma seçenekleri sunacak. Ancak bu modelin iş güvenliğini azaltma riski mevcut.
Bu nedenle de hem şirketlerin hem bireylerin bugünden başlayarak bu dönüşüme nasıl uyum sağlayacaklarını planlamaları gerekiyor. Kovid-19 salgınından sonra çalışma alışkanlıklarının nasıl hızlı değişebileceğine tanık olan biri olarak Hoffman’a katılıyorum. Hatta 2034 yılına kalmadan, önümüzdeki beş yıl içinde serbest çalışan sayısının yüzde 60’ları aşacağını düşünüyorum.
YİNE KAHROLDUK
Yaz başından bu yana sık sık orman yangınlarını gündeme getiriyor ve bu köşeden çeşitli uyarılarda bulunuyorum ama ne yazık ki sonuç değişmiyor. Geçen ay Gaziemir yangınıyla kahrolmuştuk, bu kez Yamanlar alevlere teslim oldu.
İzmir gibi ağaç fakiri bir kent için her yangın çok büyük çünkü her yangın nefes almamızı sağlayan ağaçların daha da azalmasına neden oluyor. Bir zamanlar nasıl ki Ankara’da hava kirliliği ile mücadele için yeşil kuşaklar oluşturulmuşsa İzmir için de benzer bir çalışma şart.
Kentin yaz aylarında nefes aldırmayan havası için de daha çok oksijen ve daha çok yağış için de buna muhtacız.
KIRMIZI ALARM
Beklenen oldu; Dünya Sağlık Örgütü, maymun çiçeği virüsü dolayısıyla dünya çapında acil durum ilan etme kararı aldı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, bildirilen vaka sayısının geçen yıldan bu yana düzenli olarak arttığını vurguladı ve “Bu yıl şu ana kadar bildirilen vaka sayısı 14 binden fazla. Hastalıkla ilgili 524 ölüm yaşandı ve geçen yılın toplamını çoktan aştı” dedi.
Virüs fareler ve sincaplar gibi kemirgen hayvanlardan veya enfekte olmuş bireylerden bulaşıyor. Virüsün neden olduğu vücut döküntülerine dokunmak, bu döküntülerin bulaştığı giysi, çarşaf, havlu ve benzeri eşyaları kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek en önemli bulaş nedenleri arasında yer alıyor. Hastalığın ilk belirtileri virüsü kaptıktan sonraki 5 ila 21 günde ortaya çıkabiliyor. Virüs genelde yüksek ateş, baş, sırt ve kas ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk, üşüme, titreme ve ciltte su çiçeğine benzer kabarcıklara neden oluyor. Özel bir tedavi yöntemi olmayan hastalığın tedavisi antiviral ilaçlarla yapılıyor. Vakaların büyük bir kısmı hastalığı hafif geçiriyor ve birkaç hafta içinde sağlığına kavuşuyor. Bu tür belirtiler sizde de varsa sakın ihmal etmeyin. Erken teşhis ve tedavi bu virüsün de en büyük düşmanı.
