Işınsu KestelliTrump ile yaşamak

HABERİ PAYLAŞ

Trump ile yaşamak

2024’ün son yazısında, Eski Avrupa Birliği Merkez Bankası Başkanı Draghi’nin çok konuşulan raporuna değinmiş ve AB’nin dünya ekonomisindeki payının 30 yılda yüzde 26’dan yüzde 17’ye gerilediğine dikkati çekmiştim.

Bu gerçeklik, 20 Ocak’ta başlayan Davos Zirvesi’ne de damga vurdu. Açılışı ABD’nin yeni Başkanı Trump’ın yemin törenine denk gelen zirvenin Avrupa cephesinde karamsarlık hakimdi. Katılımcılar, AB ekonomisi için “Uyurgezerlikle bir felakete doğru gidiliyor” uyarısında bulunurken, Eski Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel de “Avrupa daha az konuşmalı ve daha çok hareket etmeli” dedi.

Haberin Devamı

Evet; önümüzdeki yıllarda hem Avrupa’nın hem de dünyanın Trump politikaları ile yaşamayı öğrenmesi gerekiyor. Çünkü Trump, modern dünyanın geçtiğimiz yüzyılda yaşanan büyük savaşların ardından geliştirdiği ekonomik, diplomatik ilişkileri ve iş birliklerini bir kalemde silip atabiliyor.

Trump, video konferans ile katıldığı Davos’ta da benzer bir tavır sergiledi. Trump, AB’ye “Üretiminizi burada yapın ve biz de size dünyanın en düşük vergilerini uygulayalım” çağrısında bulundu. Kanada’yı ise “Kanada ABD’nin eyaleti olabilir. Olursa, gümrük vergisi uygulamak zorunda kalmayız” sözleriyle tehdit etti.

Trump bu konularda ne kadar ciddi diye düşünenler olabilir, bunun cevabı çok basit çünkü küresel ticarette dengeleri değiştirebilecek yeni gümrük vergilerinin hemen 1 Şubat’ta devreye girmesi gündemde.

Trump ayrıca Dünya Sağlık Örgütü ile Paris İklim Anlaşmasından çekilmekte de son derece kararlı...

Her iki konunun da

ABD ekonomisine ek yük getirmekten başka bir işe yaramadığını düşünüyor.

Bunun da vahim sonuçları söz konusu. Bu çalkantılı ve belirsizliklerle dolu dönemde Türkiye’nin pozisyonuna gelince...

Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi 30 milyar doların üzerinde ve az da olsa ABD lehine bir durumda...

Elbette ki yeni politikalar ülkemiz açısından da riskler taşıyor ama ABD’nin AB ve Kanada’ya odaklı stratejisi fırsatları da beraberinde getirecektir.

Trump’ın Türkiye’yi zorlayacağı asıl alan ise bölgesel sorunlar ve bu sorunların çözümünde bizden isteyecekleri olacaktır.

Haberin Devamı

TOPLUMSAL BİR TRAVMA BU!

İnsanın dilinin, kaleminin bağlandığı ne söylese ne yazsa kelimelerin kifayetsiz kaldığı günler ve olaylar vardır.

Tıpkı Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de yaşanan faciada olduğu gibi.

Sömestr tatilinde biraz nefes almak, insanların çocuklarına, sevdiklerine bir armağan sunmak için kurdukları tüm hayaller kül olup gitti sorumsuzluğun sebep olduğu bir yangınla...

Hayatını kaybedenlerin önemli bir bölümü henüz çocuktu. Türkiye’nin en iyi okullarında okuyan, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklardı onlar...

Gencecik mühendisler, şefler, doktorlar, diş hekimleri, akademisyenler, emekçiler de can verdi bu vahim olayda.

Her biri bir can, her biri bir umuttu bu ülke için.

İnanın içim yanıyor ve biliyorum ki milyonlarca insan bir haftadır uyku yüzü görmüyor.

Toplumsal bir travma yaşıyoruz.

Acıyı en yakından hissedenlerin nasıl dayanabileceklerini düşünüyoruz ve elimizden hiçbir şey gelmiyor.

Haberin Devamı

Herkes aynı şeyi söylüyor: “Sorumsuzca davranmış tüm sorumlular en ağır şekilde cezalandırılsın...”

Elbette ki onların en ağır cezaları almaları hayatını kaybedenleri geri getirmeyecek... Ama en azından gerekli cezalar verilirse bundan sonra bir daha kolay kolay hiç kimse sorumsuzca davranmaya cesaret edemez diye düşünmek, inanmak istiyoruz.

 

Sıradaki haber yükleniyor...
holder