Teknoloji tarafında en çok konuşulan konu yapay zekâ ve gelişim hızı. Evet çok konuşuluyor ama konunun biz işin içinde olmayanlara biraz karışık geldiğini düşünüyorum. Bu yüzden teknoloji dünyasını oldukça heyecanlandıran yapay zekâdaki son yenilikleri en yalın haliyle anlatmaya çalışacağım.
Yapay zekâ teknolojisini bir adım ileriye taşıyan ChatGBT’nin piyasaya sürülmesinden bir sene sonra, Google onu da katlayarak şimdiye kadarki en gelişmiş yapay zekâ modeli “Gemini”yi tanıttı.
ChatGPT akıllı sohbet robotu, gerçek kişinin kendi doğal dilinde sorduğu bir soruyu anlıyor, uygun yanıtı buluyor, paylaşıyor, insana yakın performans sunuyordu. Google ise Gemini ile birlikte yapay zekânın en akıllı versiyonuna ulaştıklarını iddia ediyor.
Gemini neden daha akıllı?
Çünkü çok modlu bir yapay zekâ modeli. Metin, görüntüler, ses, video ve kodlama dilleri gibi farklı türdeki bilgileri genelleştirip sorunsuz bir şekilde anlayabiliyor, cevap verebiliyor. En büyük ve heyecan uyandıran farkı ise; Gemini mantık yürütüyor. Gemini’nin tanıtımında gösterilen örneklerde, bu yeni yapay zekâ teknolojisi, geometri dersindeki bir hatayı bulabiliyor; bir ördek çizen kişinin bunun ne olduğu sorusuna, farklı dillerde cevaplar verebiliyor. Hatta bir video hakkında akıl yürütebiliyor. Buna örnek olarak da kedi yüksek bir dolabın üzerine atlayacakken video durdurulup Gemini’ye “Şimdi ne olacak?” diye soruluyor. “Şimdi muhtemelen 10 puanlık bir atlama gerçekleştirecek” diyor. Videonun devamını izliyoruz ve kedi dolabın üzerine atlayamıyor. Gemini bununla ilgili değerlendirme yapıp “Atlayamadı” diyor ve “Kedi atlayamadı ama bir şey olmamıştır. Kedinin atletik yapısından dolayı tekrar denediğinde atlayabilecektir” şeklinde yorumda bulunuyor. Kısacası en büyük farkı olan akıl yürütme becerisini devreye sokuyor. Bu örnekler tek tek bir şey ifade etmeyebilir. Bütüne baktığımızda ise çok şey anlatıyor. ChatGBT yüzde 86, Gemini ise yüzde 92 başarı gösteriyor. Yani yüzde 90’ı aşan oranda insan özelliklerine sahip bir teknolojiden bahsediyoruz.
Bu gelişim hızıyla, insana eşit “süper zekâya” ulaşmakta hiç geç kalmayacağız gibi duruyor. Apple ve Elon Mask da yakında iki yeni yapay zekâyı duyuracaklarını açıklamıştı. Elon Musk’ın beyin çipi teknolojisi “Neuralink” de ilk insan deneyi için onay aldı. Bunun daha basiti; telefonlarımızdaki mesajlaşma programlarına yüklenecek bir yenilikle, Türkçe yazdığımız bir mesaj karşı taraftaki örneğin Çinli kişinin ekranına Çince olarak düşecek. Öyle ki bu sistemin ileride daha da gelişeceğini düşünürsek üniversitelerde filoloji bölümüne gerek bile kalmayabilir… Pek çok sektörü etkileyecek, eğitim sistemini değiştirecek, birçok mesleğin kaybolacağı bir devrim karşımızdaki.
Bambaşka bir geleceğin içine giriyoruz. Buna hazır mıyız esas soru ise bu?
EĞİTİMDE GÖRÜNEN İYİLEŞME YETERLİ DEĞİL
Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından uygulanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 sonuçları yayımlandı. Raporda Türkiye’nin, son 10 yılda, çoğu alanda iyileşme gösteren az sayıda ülkeden biri olduğu görülüyor.
Türkiye PISA’da karneyi düzeltmiş gibi görünse de çok daha iyisini yapabilmeliyiz ve buna zorundayız.
Evet; istatistiklere yansıyan bir iyileşme var ama kesinlikle yeterli değil. Türkiye 2022 PISA sonuçlarına göre matematik alanında 37 OECD ülkesi arasında 32’inci sırada, Fen alanında ise 29’uncu sırada yer aldı. Bunlar ülkemiz için şimdiye kadar ölçülen en yüksek sonuçlar ama okuma becerilerimiz konusunda bir gerileme söz konusu.
Gerçi bütün ülkelerde bu düşüş görülüyor ama Türkiye’deki düşüş daha fazla... Türkiye’de genel olarak ciddi bir eğitim sorunu hep vardı, hâlâ sürüyor. Eğitimde eşitliği sağlamamız lazım; eğitim kadromuzu güçlendirmemiz, laboratuvar ve eğitim materyallerinde eksikleri gidermemiz lazım…
Böylesine genç ve büyük bir nüfusa sahip Türkiye’de sürdürülebilir ekonomiden, yüksek refah seviyesinden bahsetmek; ülkemizi ileriye taşımak istiyorsak bunun yolunun eğitimden geçtiğini unutmamalıyız.