Türkiye, gündemin çok hızlı değiştiği bir ülke. En çok konuşulan, tartışılan konunun bile ömrü birkaç günle sınırlı. Oysa bazı konular var ki her gün konuşulmalı. Ta ki o konu sorun olmaktan çıkana kadar...
Kadın cinayetleri işte böyle bir konu ülkemiz açısından. Çünkü hiç durmuyor, artarak devam ediyor ve çözümü için gerekli adımlar bir türlü atılmıyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre, 2023 yılında 315 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 248 kadın cinayeti ise “Şüpheli” olarak kayıtlara geçti.
2024’ün ilk ayında 31 kadın erkekler tarafından öldürüldü. “Şüpheli” olarak kayıtlara geçen kadın cinayeti sayısı ise 21 oldu.
Bu hafta içinde ise kamuoyunda çok konuşulan büyük bir kıyım aşandı. Sadece 24 saatte sekiz kadın cinayeti işlendi. İstanbul Pendik’te yaşayan Sevilay Karlı, beş ay önce boşandığı Ümit Karlı tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Ümit Karlı gözaltına alındı. Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Ali Rıza Aslan, boşanma aşamasında olduğu Hatun Ekrem Aslan’ı silahla vurarak öldürdü. İstanbul Çekmeköy’de Emine Ülkü Araz adlı kadın evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.
İzmir’de Özlem Çankaya ayrı yaşadığı erkek tarafından öldürüldü. Bursa’da Murat Demir, geçen yıl boşandığı iki çocuk annesi Tuba Ateşci’yi, tabancayla vurarak öldürdü. Adıyaman Samsat’ta Kasım A., evli olduğu Tuğba A.’yı, bacanağı Abidin A. ve dokuz yaşındaki Mustafa A.’yı tabancayla vurarak öldürdü.
Denizli’de Afganistan uyruklu Nasım Gol Karımı isimli kadın, evinde öldürüldü. Evli olduğu Mohammed Esmail Habibi suç aletiyle yakalandı.
Erzurum’da cezaevinden firar eden Şafak Saydam’ın silahla vurduğu Elif Saydam yaşam savaşını kaybetti. Yaşanan cinayetlere dair haberleri art arda okuyunca net olarak görüyoruz ki kadınlar evliyken öldürülüyor, boşanma aşamasındayken öldürülüyor, boşandıktan sonra öldürülüyor, henüz sevgiliyken öldürülüyor, birlikte yaşarken öldürülüyor, karşı tarafın ilgisine cevap vermeyince öldürülüyor.
Buradan soruyorum: Kadınların öldürülmemek için ne yapmaları gerekiyor?
Ve yine soruyorum:
Kadınları öldüren erkekler ne zaman hak ettikleri cezaları alacaklar? Ne zaman, sırf mahkemeye kravatlı çıktılar diye iyi halden yararlanamayacaklar?
Şunu fark edelim artık: Bu sorun sadece kadınların sorunu değil. Kızları öldürülen babaların, kardeşleri öldürülen ağabeylerin, anneleri öldürülen evlatların sorunu... Yani hepimizin sorunu... Hep birlikte çözelim artık.
HOŞ GELDİN YAREN!
Bursa’dan insanın içini ısıtan bir öykü... Karacabey ilçesinde, balıkçı Adem Yılmaz ile kurduğu dostluk hikâyesiyle nam salan Yaren Leylek, 13’üncü yılda da göçten gelip Eskikaraağaç Leylek Köyü’ndeki dostu Yılmaz’ın kayığına kondu.
Adem Yılmaz, Yaren ile hikâyesinin başlangıcını şu sözlerle anlatıyor: “Bundan
13 yıl önce bir gün gölde teknemle balık tutuyordum. Bir leylek kayığıma kondu. Aç olduğunu düşündüm ve tuttuğum balıklardan verdim. Yıllardır dostluğumuz devam ediyor. ‘Yaren’ adını verdiğim leyleği her yıl heyecanla bekliyorum. Benim kadim dostum oldu. Görmediğim zaman kaygılanıyorum. Her yıl altı ay günün yarısını Yaren’le birlikte balık tutarak geçiriyorum.”
Keşke hep böyle güzel hikâyelerden söz edebilsek bu güzel coğrafyada.
ÇOK SEVİNDİM
Bu hafta hem Galatasaray hem Fenerbahçe Türkiye Kupası’ndan elendi. Ne yalan söyleyeyim; bir sporsever olarak çok sevindim.
Malum; bu yıl iki takım da şampiyonluk için yarışıyor ve karşılıklı açıklamalar, tartışmalar yüzünden herkes tel gibi gergin. Böyle bir ortamda hem ligde hem kupada karşılaşmaları, üstüne bir de Süper Kupa Finali oynamaları ülkenin huzuru açısından pek de hayırlı olmayacaktı doğrusu. Her iki kulübümüzü ve bu iki kulübe gönül veren milyonlarca taraftarı biraz sakin olmaya davet ediyorum.