Yeni yılda değil, şimdi ve burada

Pek çoğumuz yeni yılda yeni bir “ben” yaratmak isteriz.

Beslenmesiyle, kendini ifade etmesiyle, görünüşüyle, kariyer planlamasıyla yeni birine dönüşmeyi…

Yaş günleri, hafta başları, ay dönümleri, 1 Ocak tarihi başlangıçlar için umut veriyor bize.

Oysa bir bakıyoruz perşembe olmuş, başladığımız diyeti bırakmışız. 19 Haziran’da gözümüzü bir açıyoruz, henüz yeni yıl niyet listemizin yüzüne bakmamışız.

E nasıl olacak bu işler? İnsanın değişmesi, hayatında arzu ettiklerini yapması mümkün değil mi? Her şey yarım mı kalmak zorunda?

Elbette değil…

Değişim için sizlere bir yol haritası hazırladık. Merak etmeyin beylik listelerden değil…

1. Rahatla, gevşe

Rahatlamak ve gevşemek tek başına, başlı başına bir hedef olabilir aslında.

İster masaja gidin, ister yüz yogası dersine; ilk duyacağımız şey budur: Rahatla.

Bedendeki gerginliği fark etmek, bedenen rahatlamaya çalışmak, ne yapmak istiyorsak isteyelim atılacak en önemli adımlardan biri. Gerginken sinir sistemimizden tutun da hormonal dengemiz, kaslarımız, kısaca tüm sistemimiz kendini adeta dışarıdan gelen saldırılara karşı korumak için kalkanlarını kaldırmış durumda bekler hale gelir. Gerginken yeni bir şey öğrenmek, doğru karar alabilmek, dış uyarıcıları doğru değerlendirebilmek neredeyse imkansızdır. Gergin bir beden gergin bir zihin, gergin bir zihin ise gergin bir beden yaratır. Yoga, meditasyon, qigong gibi pratikler beden ve zihnimizdeki gerginlikleri fark etmemizi sağlar. Bu farkındalıkları geliştirmeden gerginliklerimizden özgürleşebilmemize imkan yok. Unutmayın ki gerginlik ve stres, kilo vermenin önündeki engellerden biri olduğu gibi, kanser, fibromiyalji, mide ve bağırsak rahatsızlıkları gibi pek çok hastalığın da nedenlerinden.

Değişim istiyorsan, bedeninde, zihninde yuvalanmış gerginlikleri fark et.

Peki bu gerginliklerle başa çıkmayı nasıl mı öğreneceğiz? Kimimizin yolu yogada, kimimizin meditasyondan, kimimizin terapiden, kimimizin uzun yürüyüşlerden, yüzmekten geçiyor.

2. İhtiyaçlarını gör, isteklerini doğru belirle

Mesela işimizde terfi almak istiyoruz, hayattaki en büyük hedefimiz bu. Peki neden? Kilo vermek istiyoruz, neden? Bedenimizin kaslanmasını istiyoruz, niçin?

Elbette tüm isteklerimizin kulağa son derece rasyonel gelecek sebepleri olabilir. Ama gerçekten kendimize sunduğumuz gerekçeler ihtiyaçlarımızı karşılıyor mu? Örneğin bir sağlık problemimiz yokken ve ideal kilomuza çok yakınken neden o 1-2 kiloya takıyoruz? Ya da zaten iş hayatında gayet başarılı bir pozisyondayken neden tatmini daha yüksek bir mevkide arıyoruz?

Bazen istek ve ihtiyaçlarımız birbirini karşılamıyor. Çok derinlerde bir yerlerde gerçek ihtiyaçlarımız farklı olabilir. O fazladan 1 kiloyu vermek istiyoruz, çünkü beğenilmek istiyoruz. Beğenilme ihtiyacımızı kilomuza endekslemişiz. İşimizde durmadan yükselmek istiyoruz çünkü takdir edilmeye, kabul görmeye ihtiyacımız var.

Gerçek ihtiyaçlarımızı bilmediğimiz için önümüze gerçekmiş gibi duran hedefler koyuyoruz. Bu yüzden de, o hedeflere doğru ilerlemek zor geliyor. Bazen de hedeflerimiz ulaştığımızda ya tatmin olmuyoruz ya da hemen başka bir hedefe doğru yüzümüzü çeviriyoruz.

İsteklerinize, hedeflerinize bir bakın, gerçekten onlara mı ihtiyacınız var, yoksa başka bir şeye mi?

3. Ulaşabilir olanı hedefle

Mesela yogaya başlamak istiyorsunuz ve hedefiniz haftada 3 gün yoga yapmak. İlk hafta yapmayı başardınız ama sonraki haftalarda vakit ayıramadınız. Vakit ayıramadığınız için de, aslında size iyi gelen bir pratiği bir tarafa bıraktınız. Ya da şekersiz beslenmek istiyorsunuz ama o hafta bir tatlıya hayır diyemediniz, üstüne üstlük ertesi gün de yediniz. Ve hemen “Ben tatlısız yaşayamıyorum” cümlesini kuruverdiniz.

Bir alışkanlığı hayatımızdan hemen çıkarmak zordur ya da yeni bir alışkanlığı hemen edinmek. Kendinize zaman tanıyın. Kurmak istediğiniz rutin herhangi bir sebepten dolayı bozulduysa, tekrar başa dönün. Hangi alışkanlığı edinmek istiyorsanız, o alışkanlığın size yerleşebilmesi için zaman tanıyın. Azimli olmayı öğrenmek için zamana ihtiyacınız olabilir.

4. Keyif almayı unutma

Önümüzde uzun bir yapılacaklar listesi olabilir. Kendimize dair bazı değişimleri, dönüşümleri arzulayabiliriz. Şimdiki yaşantımızda çeşitli sebeplerden dolayı çok mutlu olmayabiliriz. Mutluluğu, huzuru, hedeflerimizi gerçekleştirdikten sonraki bir döneme erteleyebiliriz.

Size sizin de bildiğiniz bir sır verelim mi? Sahip olduğumuz tek zaman şimdiki zaman. İçinde bulunduğumuz durum ne olursa olsun; mutluluğu, huzuru ve neşeyi şimdiki zamanda bulmalıyız. Hedeflerimize ulaştığımızda hangi duyguları yaşayacağımızı düşünüyorsak, o duyguları şimdi deneyimlememiz önemli.

Neşeyi, mutluluğu erteleme lüksümüz yok.

5. Erteleme

Aslında en başa koymamız gereken maddeyle bitirelim. Ne yapmak istiyorsan şimdi başla. Belli bir tarihe ertelenen şeylerin yapılma ihtimali biraz düşük maalesef.

Bir önceki maddede size verdiğimiz sırrı tekrar edelim: Sahip olduğumuz tek zaman şimdiki zaman. Geleceğin nasıl olacağını belirleyecek şey ise bugün, şimdi yaptıklarımız.

Şu cümleyi son yıllarda sıkça duyuyoruz: Ne yersen O’sun. Bu mantığı her şeye uygulayabiliriz:

• Ne yaparsan O’sun.
• Ne düşünürsen O’sun.

Rahat bir tavırla, ihtiyaçlarını net olarak görerek, ulaşabilir hedefler koyarak, keyif içinde ertelemeden gel başla.

Yeni yıla daha kaç gün var… Niye kendine geç kalasın ki?