21 Aralık’ta Akademi 15’lik kısa listeyi açıklayacak. Oscar’da 2023’ün Uluslararası Film yarışında “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” önde gidiyor. Bizimkilerden ise “Klondike”ın kısa listesi garanti, ilk beşi dağıtımcıya bağlı. “Kerr” ise gördüğüm 60 film arasında en iyi ikinci ama ilk 30’da bile değil. Bu kategorideki olasılıklı listeye ve kişisel sıralamama yazının altından ulaşabilirsiniz.
KLONDIKE’IN İLK 15’İ GARANTİ, KERR İLK 30’A GİREMEZ
Uluslararası Film Oscar’ı için “Mustang” (2015) ile “Sivas” (2014) senesine benzer bir yıl yaşıyoruz. Fransa’nın yarışa soktuğu birincisi ilk 5’te ikinci sıradaydı. Bizim kurulumuz 2021’in en iyi yerli filmi “Kerr”i göndermiş olabilir. Ancak Ukrayna’nın aday adayı “Klondike”, “Mustang” kadar beğeni topladı. Hem Sundance hem Berlin yapıp, ikisinden de ödüllerle döndü. Türk ve TRT ortak yapımı olarak Ukrayna’nın Rusya sınırında 2014’de yaşanan bir uçak kazasının ‘hamile bir kadın’a yaşattığı trajik olayları egzotik ve oryantalist bir yapıyla ele alıyor. Metoo dönemine de yakışıyor.
Bu durum karşısında Maryana Er Gorbach, Sundance 2022’in bu kategorideki en önde çıkan filmi olması önemli. “Kerr” ise genel toplamın en iyi ikincisi ama hiç Akademi’lik değil. “Klondike”ın Rusya-Ukrayna çekişmesinin göbeğinde feminist ve politik bir haykırış olarak da bir büyüsü var. Güncel politik olaylar üzerinden 15’lik kısa liste yapacaktır. Sadece henüz ABD dağıtımcısına satılmaması problem.
Bizim Oscar kurulumuz “Kurak Günler”i gönderseydi belki 20-30 arası bir sıralamadan söz edebilirdik. Ama tercih ‘en iyi’yi işaret ediyor, ‘en mantıklı’yı değil. Bu sebeple de “Klondike”ı Ukrayna’nın kapması “Mustang” gibi bir olaya sebebiyet verecek. Elbette Sundance çıkışı genelde bu kategoride ilk 15’i ilk 5’den daha garanti hale getiriyor. Ama film değerli bir ivmeye sahip.
‘ROMA’DAN SONRA BU YIL ‘BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK’U ZAFERE TAŞIYACAK
Esas yarışta ise Toronto çıkışlı “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok”un (“All Quiet on the Western Front”), Netflix’in limitli vizyon ve dijital platform çıkışıyla üzerine koya koya gittiği görüldü. 1930’da Milestone’un ilk İngilizce uyarlaması ‘Film + Yönetmen’ yapmıştı. Bu konuda bir ilkti. Ama yıllar geçmesine karşın sinema tarihinin en önemli anti-militarist savaş filmi klasiğine günümüze uygun bir yeniden çevrimle saygı duruşunda bulunulduğunu görüyoruz. Akademi’nin karşı çıkamayacağı bir durum bu.
Edward Berger-James Friend ikilisinin monokrom hissi bırakırken savaşın buhranını kavrama becerisi fazlasıyla destansı ve melankolik. Şiirsel olacak kadar sınırları zorluyor. Bu sebeple de “Saul’un Oğlu”ndan (“Saul Fia”, 2015) beri aranan savaş filmi düşüncesi bu eserde yakalanacaktır. “The Life Ahead”de (2020) yeniden alacak yeniden çevrim algısı İtalya’nın kurulu göndermeyince gerçekleşmemişti. Ama Netflix, “Roma”dan (2018) beri ilk kez bu kadar iddialı. “CODA” (2021) ve “The Departed”ı (2006) En İyi Film’de zafere yürütmenin yeni bir temsilini gece sonunda göreceğiz. Bu eser Toronto’nun en önemli eseri olarak çıktı. Bu kategoriden En İyi Film ve En İyi Yönetmen adaylığı da yaşarsa bu film yaşar.
EDWARD BERGER’İN EN YAKIN RAKİPLERİ HANGİ FESTİVALDEN?
Elbette Inarritu’nun “Bardo”sunun aşırı beğenilmemesi, “Kings of the World”ün Güney Amerika haklarının alınması ve “RRR”nin gönderilmemesi şirketin eylemini anlamlı hale getiriyor. “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok”u kim zorlar sorusu kritik. Ama Cannes’ın çıkışları o kadar etkili olmayacak. Neon’un aldığı “Saint Omer”in Venedik’ten Büyük Ödül ve Geleceğin Aslanı dublesi yapması tekil Altın Aslan’dan değerli. Zira bunu daha önce Zvyagintsev bunu becermişti.
Alice Diop’un ilk kurmaca uzunu, ABD’de Afro-Amerikan filmi aranırken bu boşluğu Post-Obama döneminde dolduracak. Kadın haklarını ele alırken çarpan, minimalist ve iyi yapılmış bir mahkeme filmi. Irkçılıkla ilgili söyleyeceklere de sahip. Bu sebeple “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok”un yamacında o var. Neon bu yıl çok fazla alım yapmasa da sadece bu eserle bir iddia ortaya koyuyor. Hatta sözü geçen yapıtın gücü “Klondike”ı geriye itecek gibi de gözüküyor.
CANNES’IN GİRİŞLERİ İDDİALI DEĞİL, ADAYLIK VE KISA LİSTE ARIYORLAR
Fransa geçen yıl “Kürtaj”ı (“L’événement”) gönderseydi belki ilk 5 yapacaktı, “Titane”la ise kısa liste gelmedi. 2023 için “Saint Omer”in EFA’da kucaklanmasını takiben Akademi’den de bir sahiplenme bekleniyor. Cannes’dan sırasıyla Samuel Goldwyn’ın İsveç adayı “Cennetten Gelen Çocuk” (“A Boy from Heaven”), A24’ün Belçika adayı “Close”, Janus’un Polonya adayı “EO”, Pakistan adayı “Joyland”, Strand Releasing’in Fas adayı “Mavi Kaftan” (“The Blue Caftan”), IFC’nin Avusturya adayı “Korsaj” (“Corsage”), Film Movement’ın Tunus adayı “İncir Ağaçlarının Altında” (“Under the Fig Trees”), Utopia’nın Danimarka adayı “Kutsal Örümcek” (“Holy Spider”), Filistin adayı “Akdeniz Ateşi” (“Mediterranean Fever”), Cezayir adayı “Our Brothers” ve SPC’nin “Return to Seoul”u var.
Bunların dağıtımcılarının vites yükseltmelerine göre bir yarış olacak. Ama ilk 15 şaşırtmaz. ‘Oryantalizm’ ve ‘cinsel kimlik’ konularında hangi filmin öne çıkacağı kritik. Ama Tarik Saleh’in İsveç’ten gönderilen eserinin Samuel Goldwyn’a satılması o damardan birincil bir iddia getiriyor. İkincisi için ise “Close”, “Joyland” ve “Mavi Kaftan”ın birbirini izlediği söylenebilir. Dhont’un ve Chou’nun eserlerinin birçok bölgede MUBI’de haklarının olması ise negatif etkiye yol açabilir.
MUBI VE PRIME VIDEO’YLA MI YARIŞACAK?
MUBI’nin dünya haklarını aldığı “Decision to Leave” ve “Alcarras” ile neler yapacağı merak konusu. Ancak ilk 15 başarı olur. “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” belki de Prime Video’nun “Argentina, 1985”i ile daha fazla mücadele edebilir. Venedik bu sene Cannes ve Berlin’in üzerinde bir ilgi alaka yakaladı. Bangladeş adayı “Hawa” da ona ekleniyor.
Berlin’den ise Neon’un Super LTD üzerinden aldığı “The Quiet Girl” İrlanda adayı olarak sıyrılıyor. İzlanda’dan “Beautiful Beings” gönderilmesi yerinde bir karar oldu. İran’dan “Leyla’nın Kardeşleri”nin yerini alan “World War III” ve Makedonya’dan “Happiest Man in The World”ün de Venedik şansları unutulmamalı. Tayland’dan gönderilen “One For The Road” Sundance 2021 Dünya Sineması Yarışması’nın “Little Miss Sunshine”ı idi, keşfedilirse çok sevilir.
ÜLKE KURULLARININ SKANDAL KARARLARI YARIŞI ETKİLEDİ
Bu sene Kore’den “Broker”, İtalya’dan “Sekiz Dağ” (“The Eight Mountains”), Şili’den “1976”nın gönderilmemesi ile Cannes için ilk 5’e anca bir film sokabilir gibi bir durumu ortaya soktu. Hit olan Bollywood filmi “RRR”yi Hindistan’ın göndermemesi ise şaşırtıcı geldi birçok kişiye. Martone’nin “Nostalgia”sı hiç Akademi dostu bir film değil.
Ama bu sene Netflix’in “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok”u, yani yeri geldiğinde ödüllendirilen destansı savaş filmi düşüncesi baskın çıkacak. Onu ise “Saint Omer”, “A Boy From Heaven”, “Klondike”, “Argentina 1985”, “Close”, “Bardo” izliyor sakince.
KEREM AKÇA’YA GÖRE BU DALDA ŞANSI OLANLAR
1-All Quiet on The Western Front - Almanya
2-Saint Omer – Fransa
3-A Boy From Heaven – İsveç
4-Argentina, 1985 - Arjantin
5-Bardo – Meksika
6-Klondike - Ukrayna
7-Close – Belçika
8-Joyland - Pakistan
9-EO - Polonya
10-Blue Caftan - Fas
11-Corsage - Avusturya
12-Under The Fig Trees - Tunus
13-The Quiet Girl - İrlanda
14-Decision to Leave - Güney Kore
15-Holy Spider – Danimarka
16-Alcarras – İspanya
17-Beautiful Beings - İzlanda
18-World War III – İran
19-Kings of the World – Kolombiya
20-The Happiest Man in the World - Makedonya
21-Mediterranean Fever – Filistin
22-Our Brothers - Cezayir
23-One for the Road - Tayland
24-Memory Box - Lübnan
25-Return to Seoul - Kamboçya
KEREM AKÇA’YA GÖRE BU DALIN EN İYİLERİ
1-You Won’t Be Alone - Avustalya
2-Kerr – Türkiye
3-Eami – Paraguay
4-January – Letonya
5-The Happiest Man in the World – Makedonya
6-Beautiful Beings – İzlanda
7-The Quiet Girl – İrlanda
8-The Elegy of Laurel - Sırbistan
9-One for the Road – Tayland
10-All Quiet On The Western Front – Almanya
11-Pilgrims – Litvanya
12-Corsage - Avusturya
13-Saint Omer – Fransa
14-A Ballad - Bosna
15-Plan 75 - Japonya