Mehmet Coşkundeniz

17 Kasım 2024, Pazar 07:00

Kırık kalpler için yeni aşk klavuzu

Şunu bilmelisiniz ki aşk, kim olursak olalım hepimizin hak ettiği bir şeydir. Aşka küsmek, sevmekten vazgeçmek kalp kırıklığınızı onarmaz, aksine içinde bulunduğunuz durumu daha da kötüleştirir. Size bir kılavuz hazırladım. Belki kalbinizin kırılma riskini sıfıra indirmez ama size iyi bir aşk için yol gösterebilir...

1- HATALARDAN DERS ALIN

Kalbinizin kırılmasından, ayrıldığınız sevgilinizi suçluyor olabilirsiniz. Peki hiç mi hatanız yok? Siz bu ilişki boyunca hep iyilik perisi miydiniz? Şöyle bir düşünün ve kendi hatalarınızla da yüzleşin. Bu yüzleşme size, bir sonraki ilişkinizde neleri yapıp neleri yapmayacağınız konusunda yol gösterecektir. Kendinize karşı dürüst olmalısınız.

2- ACELE ETMEYİN

Bir kalp kırıklığını, alelacele verilmiş bir kararla hayatınıza aldığınız kişi iyileştiremez. Yani aşkta çivi çiviyi sökmez. Şu an yaşadığınız bu kötü günler mutlaka geçecek. Size gerekli olan şey doğru zamanda, doğru kişi. “Yoksa hayatımı yalnız mı geçireceğim?” telaşına düşmeden, sizin için değerli olan ve size değer veren birini beklemelisiniz.

3- TANIMAYA ÇALIŞIN

Şu an tüm erkekler ya da kadınlar hakkında kötü düşünüyor olabilirsiniz. Herkes aynı değildir ve bu önyargıdan kurtulmak gerekir. Özel olduğunu hissettiğiniz birini bulduğunuzda onun hakkında olabildiğince çok şey öğrenmelisiniz. İlk izlenimler, bir kişinin niyetinin ne olduğuna dair bazı ipuçları verir, ancak yeterli olmaz. Onu tanımak için kendinize zaman tanıyın.

15 Kasım 2024, Cuma 07:00

Icardi'nin yeni şarkısı

Gün geçmiyor ki, Mauro Icardi ile Wanda Nara arasında yeni bir skandal patlamasın, sevgili okurlar. Aralarındaki hastalıklı ilişki bitmiyor, bitemiyor. Arjantinli rapçi L-Gante ile yataktan pozlar paylaşan Wanda Nara’nın bu adamdan üç aylık hamile olduğu ve bir erkek bebek beklediğini Arjantin basını yazmıştı. Şimdi yepyeni bir iddia ile karşı karşıyayız. Arjantin basınına göre; milli ara nedeniyle Galatasaray’ın maçının olmamasını fırsat bilen Icardi, 170 bin dolara özel uçak kiralayıp Buenos Aires’e gitmiş.

 

Icardi, havaalanından doğruca Wanda’nın oturduğu apartman dairesine gidip elindeki anahtarla içeri girmiş. Bu sırada Wanda, sevgilisi rapçi L-Gante ile Brezilya’daymış. Bu ikili eve döndüklerinde, Icardi içeriye almamış. Hatta çocuklarına “Anneniz işte bu herif ile birlikte” demiş. Wanda’ya da “O heriften hamile olduğunu biliyorum. İlişkinin tadını çıkart çünkü çok uzun sürmeyecek” demiş. Wanda Nara da polise gidip şikayetçi olmuş. Icardi, cinsiyete dayalı şiddet uygulama suçundan bugün Arjantin’de mahkemeye çıkacak. Gelinen duruma bakar mısınız? Olaylar, olaylar... Icardi, nazik bir futbolcudan şiddet uygulayan maço erkeğe dönüşmüş durumda. Biliyorsunuz, Galatasaray’ın stadında Icardi gol attığında Simge’nin “Aşkın Olayım” şarkısı çalar. Icardi de sık sık bu şarkıyı sosyal medyasından paylaşır. Ama artık bu şarkıyı değiştirmeli diye düşünüyorum. Kendisine Yalın’ın “Sensiz Ben Ne Olayım” şarkısını öneriyorum. Sözleri de cuk oturuyor zaten.

AŞK BU DEĞİL

Icardi-Wanda Nara ilişkisinin başlangıcı da sorunlu. Wanda Nara, daha önce Icardi’nin en yakın arkadaşı futbolcu Maxi Lopez’in eşiydi. Wanda, eşini Icardi ile aldattı, sonra onunla evlendi. Icardi bu ihaneti “Ne yapayım ki birbirimize aşık olduk” diye aklamaya çalıştı. Evet belki ilk başta aşk vardı ama artık gelinen noktada aşktan söz etmek mümkün değil. Çünkü aşk böyle bir şey değil. Icardi, hayatının bütün dinamiklerini Wanda’nın eline teslim etmişti. Menajeri, yaşam koçu, mentoru, imaj danışmanı Wanda’ydı. Wanda’nın gidişiyle Icardi sadece bir eş kaybetmedi, adeta hayat destek ünitesinin fişi çekildi. Sakatlanıp sezonu kapatması Icardi’nin kendini toparlayabilmesi için büyük bir fırsat. Tabii bunu istiyorsa... Hayata küsmüş, derbeder tavırlarını bir an önce terk etmezse düzelmesi çok zor. Bu vesileyle, “Aşk Bu Değil” şarkısını canımız Birsen Tezer’in sesinden dinlemenizi öneririm. Dipnot: İhanetle başlayan ilişkiler dikiş tutmaz.

YANSIN GECELER PELİNSU ECELER

Güldür Güldür’ün oyuncularından Onur Atilla, ameliyatla midesini küçülttü, epey kilo verdi, eşinden ayrıldı, kendini gecelere attı. Önce Nez ile kısa süreli bir aşk yaşadı, önceki gece de Cihangir’de adı bilinmeyen bir kadın ile eğlenceye aktı. Bekar adam, elbette dilediğiyle kafasına göre takılma hakkı var. Madem bu yazıyı şarkılar üzerine kurduk, ben ona da bir şarkı önereyim. Bir rap şarkısı var “Yansın Geceler Pelinsu Eceler” diye. Rap de sevmem ama denk geldi işte. İyi dinlemeler.

12 Kasım 2024, Salı 07:00

Flörtün şifresi 7-38-55

Kaliforniya Üniversitesi’nden psikoloji profesörü Albert Mehrabian’ın 1960’ların sonunda yaptığı deneylerle ortaya attığı bu kuram, iletişimimizin yalnızca yüzde 7’sinin sözlü olduğunu, yüzde 38’inin ses tonundan ve yüzde 55’inin beden dilinden geldiğini öne sürer. Kuramın doğruluğu hâlâ tartışılıyor olsa da günümüzde, duygusal ilişkilerde beden dilinin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle ilk buluşmada el hareketlerinin karşı tarafa olumlu olumsuz sinyaller verdiğini unutmayalım. Bugün, bu el hareketlerini irdeleyeceğiz. Beden dili ile ilgili diğer aşamaları, önümüzdeki haftalarda yine bu köşede bulacaksınız.

1-‘İŞTE BU’ İŞARETİ

İlk randevuda, konuşmalarınız sizi ortak bir ilgi alanınıza yönlendirdi. Sevgili adayınız söylediğiniz şeye sadece “Katılıyorum” demek yerine işaret parmağıyla “İşte bu” der gibi bir işaret yapıyorsa, konuyla ne kadar ilgilendiğini gösterir. Bu, aynı zamanda size ilgi duyduğunu ve sözlerinizi saygıyla karşıladığını anlatır.

2-ELLER ÇENEDE

Sizi dinlerken elini çenesine götürüp, işaret parmağını da yanağına yaslıyorsa “Söylediklerin önemli” demek istiyordur. Yani sadece ilgileniyor değildir, aynı zamanda sizin sözlerinize büyük bir dikkatle dalmış anlamına gelir. “Seni gerçekten duyuyorum ve içi dolu bir şekilde değer veriyorum” demek istiyordur.

3-BİLEK GÖSTERİLMESİ

Hararetli bir konuşmanın ortasında flörtünüz bir anlık da olsa bileklerini yukarı doğru çeviriyorsa bu, sizin karşınızda bütün savunma kalkanlarını kaldırdığını gösterir. Sanki kendisinden bir parça sunuyormuş gibi, dürüstlük ve açıklığın sözsüz işaretini yapmış olur. Bu hareket, güven ve duygusal yakınlığı davet eder.

4-ELLER MASADA

10 Kasım 2024, Pazar 07:00

Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi

“Çok sevdik be abi, deli gibi sevdik, çılgın gibi sevdik. Sevdiğimizi de söyledik ama yetmedi, olmadı, bitti...” Evet biraz arabesk bir giriş oldu ama sevdiğinizi söylemenizin yetmediği anlar olacaktır. Çünkü söylem ile eylem arasında mutlaka bir tutarlılık olmalıdır. Sevdiğinizi söyleyip gösteremiyorsanız, ya da sadece gösterip söyleyemiyorsanız ortada bir problem var demektir. İlişkinizin bitmesini, eve kapanıp Cengiz Kurtoğlu’nun “Can derim, yar derdim, sevdim yetmez mi?” şarkısını hüngür hüngür dinlemek istemiyorsanız, buyurun yazıyı okumaya..

1- NE OLUR DOKUN BANA

Birbirinizle fiziksel temas hal inde olmanız en güzel duygu aktarımıdır. Sabah evden çıkarken, akşam eve geldiğinizde, film izlerken, bir yerde buluştuğunuzda, randevu sonrası ayrılırken, kısacası fırsat bulduğunuz her yerde birbirinize dokunun, sarılıp öpün, aşkınızı mühürleyin. Damadın gelini öpmesi ilk çağlarda evlilik anlaşmasının mührü olarak kabul edilirdi. Aynı zamanda gelinin ruhundan bir parçanın damada, damadın ruhundan bir parçanın da geline geçtiğine inanılırdı.

2- BİZİM BU ŞARKI

Bir şarkınız olsun. Sözleri sizi anlatsın, içi anılarınızla dolu olsun. Belki ilk tanıştığınız kafede dinlediğiniz şarkı, belki aşkınızın hikayesini anlatan şarkı. Bu şarkı en çok ne zaman işinize yarayacak biliyor musunuz? Birbirinize birazcık kızgın olduğunuzda, azıcık tartıştığınızda, ilişki için umutlarınızın azaldığında, birbirinizin kıymetini anlamak istediğinizde... Bu şarkının nağmesi hoparlörden yükseldiği zaman kalbinizin pır pır ettiğini hissedeceksiniz.

3- ELLERİMDE ÇİÇEKLER

Çiçek almak, hediye almak için Sevgililer Günü’nü, doğum gününü, tanışma ya da evlilik yıldönümünü beklemenize gerek yok. O an, onun beğenebileceği bir şeyi gördüğünüzde beklemeden alın. Her hediye vermeyi bir seramoni haline getirin. Ona kendini özel hissettirin. İlle pahalı hediyeler almak zorunda değilsiniz. Durup dururken, hiç aklında yokken evine, iş yerine çiçek gönderin. Çiçek sadece kadınlara gönderilmez erkeklere de gönderilir. Bir buluşmanıza elinizde çiçekle gidin.

08 Kasım 2024, Cuma 07:00

Tarz-ı hususi bir festival

“İnsanlar kavga istemiyor, işte böyle festivaller istiyor...” Bu söz, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e ait. Geçen hafta sonu, canım memleketim Mersin’in güzide ilçesi Tarsus’ta, “3. Uluslararası Tarsus Festivali”nin açılış konuşmasında söyledi bu sözü. Tam da söylediği gibi oldu aslında. Üç gün boyunca Tarsus’un dört bir yanında yapılan etkinliklere halkın katılımı çok yüksekti.

Renkli bir kortejle başlayan festival, konserler, atölyeler, gastronomi sunumları, söyeşiler ve panellerle devam etti. Festivalin sloganı, “Tarihin İzinde, Efsaneler İçinde” olarak belirlenmişti. Çünkü Tarsus, tarihle efsanelerin iç içe geçtiği bir yer. Şahmaran efsanesinin çıktığı bölgedir örneğin. Kentin adı bile bir efsaneye dayanır kimi kaynaklarda. Mitolojideki Pegasus (kanatlı at), Kilikya Ovası’nda yolunu şaşırır ve Tarsus’un bulunduğu yerde ayağı sakatlanır.

Bu nedenle kente Latince ‘ayak tabanı’ anlamına gelen Tarsos adı verildiği söylenir. Kleopatra Kapısı, Aziz Paul’un kuyusu, Eshab-ı Kehf Mağarası, Danyal Peygamber’in türbesi gibi tarihi mekanlar da bu sloganın ne kadar yerinde olduğunu gösterir. Tarsus’un mutfağı ise damak çatlatır. Humus, Tarsus’ta bir meze değil, ana yemektir. Fındık lahmacundan bir oturuşta 20 tane yiyebilirsiniz. Tarsus kebabının tadına doyum olmaz. Tarsus Sarıulak zeytini, Tarsus Beyazı adı verilen üzümü çok özel lezzetlerdir. Ve elbette ki her yemekten sonra önünüze gelen Tarsusi kahve... Ki aslında sunumu itibarıyla tarz-ı hususi olarak adı konulan bu kahve, halk arasında ‘Tarsusi’ye evrilmiştir, pek de güzel olmuştur. Festival de ‘tarz-ı hususi’ydi bence. Benzerine başka şehirlerde pek rastlayamazsınız. Bir Mersinli olarak başta Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç olmak üzere, bu festivalde emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim.

KARDEŞLİK VURGUSU

Tarsus, etnik kökeni ve inancı farklı olan insanların kardeşçe yaşadığı örnek bir şehir. Arap, Kürt, Giritli, Yörük, Türkmen, Müslüman, Hıristiyan... Başkan Vahap Seçer’in “Kardeşçe ve bir arada yaşamanın kıymetini biliyoruz. Bizleri etnik kökenimizden ve mezhebimizden dolayı bölmek, parçalamak ve ötekileştirmek isteyenlere inat, burada hepimiz kardeşçe bir arada olacağız. Biz sizi bu etkinlikler aracılığıyla birliğe, beraberliğe, kardeşliğe ve dostluğa davet ediyoruz” sözleri Tarsus’un bu özelliğine vurgu yapıyordu. Şehri dolaşırken bu farklılıkların aslında büyük bir zenginlik olduğunu fark etmemeniz mümkün değil. Her kavim, her topluluk Tarsus’a hem tarihi hem de kültürel zenginlik katmış. Bu zenginliğin kıymetini bilmek gerek.

05 Kasım 2024, Salı 07:00

Aşkla başlamayan ilişkilere bakış

İlişkiniz aşkla başlamışsa, dünyanın en şanslı insanı sizsiniz demektir. Ama her ilişkide aşk olmuyor maalesef. Başka dinamikler de bir ilişkiyi yaşamaya yeterli olabiliyor. İçinde aşkın olmadığı ilişkilerin başlama sebepleri çok önemli. Çünkü bu sebepler, ilişkinin sonunu gösteren en önemli işaretlerdir. Bir başka deyişle, aşk haricinde başka bir sebeple başlamış ilişkinin başı, sonunun nasıl olacağını gösterir.

1-GEZELİM, EĞLENELİM İLİŞKİSİ

Genellikle kalabalık gruplarda birbiriyle yakınlaşan iki kişi arasında yaşanan ilişkidir. Sürekli grupla gezerler. Gezmek, eğlenmek en büyük amaçtır. Ortak bir hayalleri, planları yoktur. Tabii böyle bir ilişkide tarafların bir süre sonra birbirlerinden sıkılması kaçınılmaz olacaktır. Özellikle de yalnız kaldıklarında artık konuşacak bir şey bulamayacaklar ve kös kös oturacaklardır. Böyle bir ilişkiyi uzun tutmak zaman kaybıdır.

2-YAKIŞTIRMA İLİŞKİSİ

Evli ya da sevgilisi olan ve sürekli çift gezen arkadaşların yaptığı çöpçatanlıkla ortaya çıkan ilişkidir. Büyük olasılıkla arkadaşlarınızdan biri, aynı iş yerinde çalıştığı bir arkadaşını sizinle tanıştırmak ister, kıramayıp “Tamam” dersiniz. Artık siz de çiftsinizdir ama o kişiyle birlikte olmak pek de içinizden gelmez. Böyle bir ilişkinin ömrü en fazla birkaç haftadır. İyisi mi arkadaşlarınızın hatrına hiçbir ilişkiye başlamayın.

3-LİBİDO, SEKS İLİŞKİSİ

Tamamen tensel, bedensel zevk üzerine kurulmuş bir ilişkiyi uzun soluklu bir ilişkiye çevirmek çok zordur. Amacı baştan belli olduğu için ve aslında taraflardan en az biri bu durumdan memnun olduğu için başka bir aşamaya taşımak istemez. Çünkü sorumluluk yok, sevgili olmanın gereklerini yerine getirme zorunluluğu yok. Ten uyumu ne kadar mükemmel olursa olsun sadece buna bağlı bir ilişkinin temeli sağlam değildir. Sevişme hevesi geçtikten sonra bitecektir.

4-YARA BANDI İLİŞKİSİ

03 Kasım 2024, Pazar 07:00

En doğru karar affetmek mi?

İnsan bazen, sevgilisinin ya da eşinin yaptığı bir hatayı affetme konusunda kararsız kalabilir. Aklında çok sayıda soru vardır. Bunun en yaygını “Affedersem tekrar yapar mı?” sorusudur. Ayrıca, “Yaptığının karşılığını görmeli”, “Affedersem benim zayıf karakterli biri olduğumu sanır” gibi düşünceler de insanın aklını karıştırabilir. Evet bu zor bir karardır. Kişi bu noktada belki de geleceğini tamamen değiştirecek bir karar verecektir. Bir kere şunu unutmayın. Bu hatayı affettiğinizde yaşananları bir gecede unutmayacaksınız. Her şeye kaldığınız yerden başlamayacaksınız. Eski mutluluğunuzu bir günde yakalayamayacaksınız. Ama en azından kendinize, ilişkinize, evliliğinize yeni bir şans tanıyacaksınız. Bu şansı tanırken dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var:

1- MİNNET BEKLEME

Affetmek “Büyüklük bende kalsın” düşüncesiyle yapılmamalı. Affettiğiniz kişinin hayatı boyunca size minnet duymasını ve bu minneti sürekli göstermesini beklemeyin.

2- ŞEKLE TAKILMAYIN

Karşınızdaki kişinin af dilerken eğilip bükülmesini, pişman olduğunu göstermesini beklemeyin. Emin olun o da yaptığı hatanın altında ezilmektedir. Bu nedenle kurallarını sizin koyduğunuz bir af dileme şeklini tabii ki bilmemektedir. Siz sadece af dilerken samimi olup olmadığına bakın, şekle takılmayın.

3- İNTİKAM DÜŞÜNME

“Hele bir sürünsün de öyle affederim” diyerek intikam yoluna gitmeyin. Bu durumda sizden af dileyen kişiyi de umutsuzluğa ve belki de yapmak istemediği şeylere itersiniz. Genellikle böyle durumda olan insanlar “Nasılsa beni affetmiyor” diyerek acısını biraz olsun hafifletebilmek düşüncesiyle başkalarına yönelebilirler. Bu da, ilişkinizin tamamen bir çıkmaza girmesine neden olur.