25 yıl önce bugün, Türkiye yepyeni bir gazeteyle tanıştı. Bu gazete kısa ve öz haber veren, çabuk okunan, muadillerinden daha ucuz, eğlenceli ama bünyesinde her haberi barındıran bir gazete olmak amacıyla yola çıktı. İşte o gazete, elinizde tuttuğunuz POSTA. 25 yıldır halkla beraber.
Ben bu gazeteye kuruluşunda gece sorumlusu olarak girdim. Daha sonra sayfa editörlüğü, haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü ve dijital yayınlar yönetmenliği yaptım. Halen yazı işleri müdürlüğüne ve köşe yazarlığına devam ediyorum. Bu gazetenin ilk günden beri bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum. Çünkü biz iyi gazete yapıyoruz. Halkın önceliklerini dikkate alıyoruz.
Size daha açık bir şey söyleyeyim. Bizim sektörde gazeteciler, diğer gazeteciler beğensin diye gazete yapar. Biz öyle değiliz. Sayfalarımıza koyacağımız her haberi “Halkı ne kadar ilgilendirir?” sorusunu sorduktan sonra seçiyoruz.
Media Cat Dergisi, her yıl ‘Yılın Manşetleri’ni seçer. Biz, 2013, 2014, 2015, 2016, ve 2018’de yılın manşetini attık. 2017 ve 2019’da da ilk 10’a 3’er manşetimiz girdi. İşte o ödül alan başlıkları atabilmek için saatlerce tartıştığımız oldu. Bir başlık için gerildiğimiz, hatta istemeyerek de olsa birbirimizi kırdığımız oldu. Ama günün sonunda iyi bir gazete yapmanın, iyi bir manşet atmanın keyfiyle o tartışmaları unuttuk, birlikte eğlenmeye gittik.
Amacımız halka en iyiyi sunmaktı ve biz her zaman bu amaçla çalıştık. Türkiye’nin en çok satan, en çok okunan, en sevilen ve en beğenilen gazetesi olduk. Kırdığımız tiraj rekorlarına bir başka yayın organın yaklaşması bile imkansız. Üstelik biz bu rekorları okuyucuya promosyon sunmadan, sadece gazete vererek elde ettik. Türkiye’nin günlük bulmaca veren ilk gazetesi olduk. Her gün sağlık sayfasını Türk basınında ilk kez biz yaptık.
Magazinin sadece sahne ve televizyon dünyasında olmadığını, aslında politikanın da magazininin olabileceğini biz gösterdik. Diğer gazeteler rutin gündemin peşine düşerken biz, birkaç satır olarak geçilen haberin içindeki küçücük ayrıntıları araştırıp hiç kimsede olmayan insan hikayelerini ortaya çıkardık.
Öyle ki; birçok manşetimiz ajansların geçtiği rutin haberlerden oluşmasına rağmen işte o ayrıntıların farkına varamayan meslektaşlarımız “Bu haberi nereden buldunuz, bizde yok?” dedi. Bazen bir başlıkla, bazen bir fotoğrafla gündem olduk. Ama her zaman halkla beraberdik. Biz desteğinizle bu yolda yürümeye devam edeceğiz.
Yarbayın sırrı bize yaradı
Aslında POSTA’nın çıkışı biraz talihsiz olmuştu. Fiyatı uygun olduğu için yüksek tiraj beklenirken, maalesef bu gerçekleşmemiş ve ekibin motivasyonu düşmüştü. Böyle giderse gazete kapanabilir onlarca kişi işsiz kalabilirdi. Fakat tam gazetemizin çıktığı tarihlerde Amerikalı yarbay Mike Coillard, 10 yaşındaki oğlu Matthew ile birlikte Bolu Kartaltakaya’da kayak yaparken kaybolmuştu.
Jandarma ekipleri dağ taş her yerde yarbay ile oğlunu arıyordu. Tam 10 gün sonra 24 Ocak’ta orman işletmesine ait bir kulübede bulundu. Oğlu da kulübeden 1.5 kilometre ötedeki bir mağaradaydı. Normalde bir insanın o karda, o soğukta 10 gün hayatta kalmasına imkan yoktu. Nitekim gazeteler yarbayın hikayesini “Rambo” başlıklarıyla vermişti. Yarbay da maaşallah kar suyu içerek hayatta kaldığını, ne kadar yürüdüğünü falan anlatıyordu.
Ama ortada garip bir şey vardı. Yarbay ve oğlunda kar yanığı, parmak uçlarında donma, grip ve yorgunluk gibi belirtiler yoktu. Fotoğrafları ikisinin de gayet sağlıklı olduğunu gösteriyordu. İşte bu garipliği POSTA ekibi fark etti. Herkes haberin bir yerinden tuttu, telefonlar edildi, görüşmelere gidildi ve gerçek ortaya çıkarıldı.
Diğer gazeteler yarbaya övgüler yağdırırken POSTA 25 Ocak’taki sayısında “CIA’nın maskesini düşürdük. İşte yarbayın sırrı” başlığıyla çıkıyordu. Çünkü bu yarbay aslında kayağa değil, Bolu Aladağlar’da özel harp birliklerinin eğitim yaptığı bölgeyi gözetlemeye gelmişti. Bu haber POSTA’nın kaderini değiştirdi. Türk halkı bu önemli haberin ayrıntılarını POSTA’dan okuyordu.
Nitekim ilk gün hayal kırıklığı yaratan tirajımız birkaç gün içinde 500 binlere, oradan da 750 binlere fırlamıştı. Kısacası, POSTA bugün 25 yılını doldurmuşsa, en büyük pay Amerikalı yarbay haberinindir. Ve elbette sıradan olanı tercih etmek