“Aşk nedir?” sorusunun herkese göre bir yanıtı vardır kuşkusuz. Kendinizce bulduğunuz tanım, en iyi tanımdır. Aşık Veysel’e göre; “Seversin, kavuşamazsın, aşk olur...” Mevlana’ya göre; “Aşk, bir uçurumdan düşmek gibi bir şey, işte bu yüzden sevgili’ye ‘yar’ denir...” Belki de Özdemir Asaf’ın bir şiirinde anlattığı gibidir aşk; “Dünyanın nüfusu ikiye bölünüyor, yarısı sen oluyorsun yarısı ben... Sonra ikimiz bir bütün oluyoruz, kimseye sezdirmeden...” Aslında nasıl olursa olsun, ister romantik, ister edebi, ister felsefi, ister bilimsel, her tanım aşkın varlığını vurgular. “Aşk yoktur”, ya da “Aşka inanmıyorum” diyenleri bir kenara bırakın, onlar aşktan yana canı yandığı için dünyanın bu en güçlü duygusunu yok saymayı tercih ediyor. Onların bu iddiası, aşkın varlığını ortadan kaldırmıyor tabii ki. Ben de bu hafta size aşkın bazı gerçeklerinden söz etmek istedim. Bakalım sizin tanımlarınızla uyuşuyor mu...
1- AŞK iLAÇTIR
Kucaklaşma en büyük ağrı kesicidir. Aşıkken salgıladığımız oksitosin hormonu baş ağrısını giderir. Bir yeriniz ağrırken sevgilinizin size sarılmasına izin verin. Yanınızda yoksa fotoğrafına bakmanız bile ağrınızı azaltır. Ayrıca aşk önemli bir uyarıcıdır. Daha zinde olmanızı sağlar. Eğer acı çekiyorsanız, sevgilinizin elini tutun. Acınız hafifleyecektir.
2- AŞK ÖLDÜRÜCÜDÜR
İlaç olduğu kadar tehlikelidir de. Ayrılık, ihanet ya da sevilen kişinin kaybı gibi durumlarda ‘kırık kalp sendromu’na yakalanabilirsiniz. Şiddetli göğüs ağrısı, nefes darlığı, ritm bozukluğu yaşayabilirsiniz. Böyle bir durumda kalp krizi geçirme riskiniz yükselir.
3- AŞK TAKINTIDIR
Aşkın kendisi aslında ‘obsesif komplüsif bozukluk’ olarak adlandırılabilir. Yani, takıntı hastalığı... Tüm düşünceleriniz aşık olduğunuz kişiye yönelir, ondan başka hiçbir şeyle ilgilenemez hale gelebilirsiniz. Bu, sizin stres düzeyinizin artmasına neden olabilir. Stresin de insan fizyolojisinde çeşitli rahatsızlıklara yol açtığı biliniyor.
4- AŞK UYUMSUZLUKTUR
Araştırmalar, her konuda aynı fikre sahip olanların romantik anlamda uyumlu olmadığını gösteriyor. Yani ‘zıt kutuplar birbirini çeker’ tezi aslında doğrudur. Farklı yaradılıştaki insanların birbirine aşık olma olasılığı daha yüksektir. Ama bu onların iyi bir ilişki yaşayacağı anlamına gelmiyor. Çünkü uyumsuzluk ileride sorun yaratacaktır.
5- AŞK TEHLİKEDİR
Tehlike ya da afet ortamlarında tanışan insanların, günlük, sıradan bir ortamda tanışanlara göre birbirlerine aşık olma olasılığı çok daha fazladır. Bu, aslında direkt adrenalinle ilgilidir. Adrenalinin yükseldiği durumlarda aşık olma mekanizması daha fazla işler.
6- AŞK BAKIŞMAKTIR
Aşkı tetikleyen en önemli unsur bakışlardır. Bir deneyde çiftlere birbirleriyle 90 dakika konuşma olanağı sağlandı. Bu deneye katılan çiftlerin çok azı deneyden sonra görüşmeye karar verdi. Başka çiftlere de hiç konuşmadan bir süre bakışmaları söylendi. Bakışan çiftlerin ikisi daha sonra evlendi.
7- AŞK EĞLENCEDİR
‘Eğlenilecek insan, evlenilecek insan’ ayrımının tamamen safsata olduğu kanıtlandı. Beraberken eğlenebilen çiftlerin çok daha sağlam ilişkiler kurabildiği belirlendi. Bir başka deyişle, aşkın temelini eğlence, mizah, espri yeteneği ve yaratıcılık oluşturuyor.
8- AŞK MERAKTIR
Bir barda, bir toplantıda tanışmayla başlayan aşklar biraz geride kaldı. Bunun yerini sosyal medyada tanışma aldı. Çünkü sosyal medya, o kişi hakkında merak duygumuzu tetikliyor. Yazdıklarını, fotoğraflarını takip ediyor ve giderek çok daha merak ediyoruz. Sonra da buluşmak için can atıyoruz. Önemli istatistik: Sosyal medyada tanışan çiftlerin yüzde 23’ü evleniyor.
9- AŞK ÇILGINLIKTIR
Normalde hiç yapmayacağınız şeyleri aşk size yaptırabilir. Bunun nedeni de dopamin, adrenalin gibi aşkla salgılanan hormonlardır. Örneğin sırf sevigiliniz istedi diye binlerce kilometrelik yola gidebilirsiniz. Ya da bir telefonun başında sabaha kadar uyumadan konuşabilirsiniz.
10- AŞK HAFIZADIR
Aşk, hafızanızı güçlendirir. Aşık olduğunuz kişiyle ilgili hiçbir şeyi unutmazsınız. Tanışma yıldönümünüzü, ilk gün ne giydiğini, hangi yemeği sevdiğini, hangi şarkının favorisi olduğunu çok iyi bilirsiniz. Ki zaten, aşkı yaşatan şey de anılarınızdır. Her anı, hafızanızın güçlenmesini sağlar.