Korona günlerinde hepimiz evdeyiz, çoğumuz sevdiklerimizle birlikteyiz. Ama bazıları da var ki bizim kadar şanslı değil. Bir okurum yazdı geçenlerde, eşinin kendisini aldattığını ortaya çıkarmış. Ayrılmak istiyor ama bu ortamda mümkün değil. Ne kendisi gidebiliyor, ne de eşini gönderebiliyor. Zorunlu izolasyon meselesi. Peki ne yapmak gerek?
Okurum şöyle yazmış son mesajında:
Ayrılmak istiyorum ama şu ortamda annemlere gidemiyorum. Eşimi de gönderemiyorum. Sıkışıp kaldım. Kocam ‘Unutalım’ diye ağlıyor. Beni sevdiğini söylüyor. Bu unutulur mu, bununla yaşanır mı, güven olmayan bir ilişki olur mu? Bunun benim başıma geldiğine inanamıyorum.
Yaşadığın travmanın ne derece büyük olduğunu anlayabiliyorum.
Birçoğumuzun başına geldi. Hepimiz ya ayrılmayı seçtik ve bu kararı alınca hemen harekete geçtik ya da affettik ve bir şans daha verdik. Ancak okurum ayrılmayı seçse dahi şu an ayrılamıyor çünkü zorunlu olarak aynı evde olmak durumundalar. Peki ikinci seçenek söz konusu olabilir mi? Yani okurum affetmeyi seçebilir mi?
Eşi bir şans daha istiyor. Açıkçası böyle bir durumda hangisini seçerse seçsin kendi için en doğru olanı yapacaktır. Aslında belki de bu zorunlu birliktelik onlara yeniden evliliklerini gözden geçirme, aralarındaki tüm sorunları konuşma şansı verebilir.
Tekrar yapar mı?
İnsan bazen, sevgilisinin ya da eşinin yaptığı bir hatayı affetme konusunda kararsız kalabilir. Aklında çok sayıda soru vardır. Bunun en yaygını “Affedersem tekrar yapar mı?” sorusudur. Ayrıca, “Yaptığının karşılığını görmeli”, “Affedersem benim zayıf karakterli biri olduğumu sanır” gibi düşünceler de insanın aklını karıştırabilir. Evet bu zor bir karardır.
Kişi bu noktada belki de geleceğini tamamen değiştirecek bir karar verecektir. Bir kere şunu unutmamak gerek. Bu, hatayı affedildiğinde yaşananları bir gecede unutmak gibi bir şey olmayacak. Her şeye kaldığınız yerden başlamayacaksınız. Eski mutluluğunuzu bir günde yakalayamayacaksınız. Sadece ilişkinize, evliliğinize yeni bir şans tanıyacaksınız.
Bu konulara dikkat
- Affetmek “Büyüklük bende kalsın” düşüncesiyle yapılmamalı. Affettiğiniz kişinin hayatı boyunca size minnet duymasını ve bu minneti sürekli göstermesini beklemeyin.
- Karşınızdaki kişinin af dilerken eğilip bükülmesini beklemeyin. Emin olun o da yaptığı hatanın altında ezilmektedir. Bu nedenle kurallarını sizin koyduğunuz bir af dileme şeklini tabii ki bilmemektedir. Siz sadece af dilerken samimi olup olmadığına bakın, şekle takılmayın.
- “Hele bir sürünsün de öyle affederim” diyerek intikam yoluna gitmeyin. Bu durumda sizden af dileyen kişiyi de umutsuzluğa ve belki de yapmak istemediği şeylere itersiniz.
- Affederken neyi affettiğinizi, neden affettiğinizi bilin. Sevgilinizin, eşinizin yaptığı hatayı yumuşatacak hafifletici sebepler aramaktan vazgeçin. Yani, “Bu hatadan o sorumlu değildi, onu buna başkaları itti” gibi düşünceler işe yaramıyor.
- Hata yapan kişiyi affettiğinizde o size istediği kadar “Sana söz veriyorum, bu bir daha asla olmayacak” desin. Tekrarlama olasılığı vardır. “Affetmeseydim tekrarlamazdı” gibi bir düşünce de yanlıştır.
- Onu affetmeyi düşünüyorsanız, hatasını herkese duyurmayın. Bu sizi ilgilendiren, sizin aranızdaki bir şey. Hatayı ne kadar çok kişiye duyurursanız affetmeniz o kadar zor olacaktır.
- “Affetsem mi, etmesem mi?” diye bir düşünceniz varsa affetmiş gibi yapmayın. Bu iş çocuk oyuncağı değil. Bugün affedip, yarın bundan vazgeçmek hiç hoş bir davranış değil.
- Affettikten sonra artık geri dönüp her kavgada hatasını yüzüne vurmayın. Geçmişte yaşanmış olanlar, orada kalmalı. Siz yeni bir sayfa açtınız. Hatasını onun yüzüne vurarak baskı altına alırsınız.
- Affedebilmeniz için arada bir sevgi bağı olması gerektiğini unutmayın. Affetmek için sizin seviyor olmanız da yetmez. Onun da sevdiğine kesin olarak inanmalısınız. Sevmediğiniz birini affetmek sizde pişmanlık duygusu yaratacaktır.
- Hangi hataları affedip etmeyeceğiniz size kalmış. Ama şiddet, aşağılama, hakaret, saygısızlık, sürekli yalan söyleme gibi büyük hataların affedilmemesi gerektiğini ben size bir kez daha hatırlatayım.