Biri size bugünlerde, “Ya dün uzaya çıktım çok yorgunum” dese o kişiye “Delirdi herhalde” gözüyle bakarsınız değil mi? Ama yakın bir gelecekte bu tür konuşmalar çok normal olacak. Uzay yolculuğu artık hayal değil. Elon Musk’ın SpaceX, Jeff Bezos’un Blue Origin şirketleri daha şimdiden sivil uzay yolculuklarına başladı bile.
Şimdilik çok pahalı olan uzay yolculuklarının erişilebilir hale geleceğinden hiç kuşkum yok. Çünkü hep böyle olmuştur. Cep telefonlarını düşünsenize, ilk çıktıklarında sadece hatırı sayılır derecede parası olanların alabildiği bir cihazdı. Şimdi herkesin elinde. Eskiden “Bir gün uzaya gideceğim” diyemezdik, çünkü bunu hayal bile edemezdik. Oysa şimdi özellikle ‘Z kuşağı’nı ve ardından gelen ‘Alfa kuşağı’nı uzayda bir hayat bekliyor.
Zaten bu iki kuşağın temsilcileri uzaya ve uzayda olup biten her şeye çok ilgili, çok meraklı. Bu ilgiyi geçen hafta sonu bizzat gördüm. İstanbul Ataşehir’deki Metropol AVM’de, ‘HUPALUPAEXPO’ tarafından organize edilen ‘NASA Uzay Sergisi’ açıldı. İkizlerim Derin ve Mavi ile bu sergiyi gezmeye gittik. Daha kapıda içeriye girmek için bekleyenlerin oluşturduğu kuyruk, sergiye olan ilginin ne kadar fazla olduğunu gösteriyordu. 2 bin 300 metrekarelik sergi alanı da doluydu elbette.
AY TAŞINA DOKUNMAK
Sergide uzaya gönderilen roketlerin kopyaları, astronotların içinde yer aldığı uzay kapsülleri, astronotların bizzat giydiği orijinal kıyafetler, uzay menüleri gibi 200 ayrı materyal var. Rus ve Amerikan uzay kapışmasının ürünleri Apollo ve Sputnik füzeleri, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun maketi ve elbette Elon Musk’ın Starship füzesinin prototipini sergide görebiliyorsunuz.
Ama benim en çok ilgimi çeken şey ‘ay taşı’ oldu. Sergide hiçbir şeye dokunamıyorsunuz ama ay taşına dokunma şansınız var. Düşünsenize, aydan getirilmiş bir taş orada ve siz bunu dokunarak hissedebiliyorsunuz. Serginin en güzel yanı, materyallerin kronolojik bir sırayla düzenlenmiş olması. Sizi bir rehber gezdiriyor.
Daha uzay yolculuğu başlamamışken 1800’lü yılların sonundaki hesaplamaları, Jules Verne’in ‘Aya Seyahat’ kitabında anlattığı objeleri, uzaya çıkan ilk köpeğin, maymunun hikayelerini, Rus Yuri Gagarin ile başlayan insanlı uzay yolculuklarının detaylarını, tüm Apollo görevlerini rehberden dinleyebiliyorsunuz.
MARS YÜRÜYÜŞÜ
Serginin son bölümü ise çocuklar için bir cennet. Çünkü simülasyonlar var. Örneğin Mars’ta yürüyebiliyorsunuz. Astronotların aldığı yerçekimi eğitimlerini deneyebiliyorsunuz. Sanki bir uzay kapsülündeymiş gibi koltuğa oturup Virtual Reality (VR), yani sanal gerçeklik ile ay yolculuğu yapabiliyorsunuz.
Böylece siz de uzay yolculuklarının parçası olabiliyorsunuz. Yetişkinlerin ufkunu genişletecek, çocuklara ise uzay hayallerini gerçekleştirme motivasyonu verecek bir ortam hazırlanmış. Şubat sonuna kadar açık olan bu sergiyi mutlaka gezmenizi öneriyorum.
GAZİNOLAR YÜKSELİYOR
1990’lara kadar varlığını sürdüren gazinolar anlı şanlı sanatçıların televizyonda izlenebilir hale gelmesiyle popülaritesini yitirdi ve birer birer kapandı. Ancak son birkaç yıldır gazino anlayışını benimseyen işletmeler çoğalmaya başladı. Günay Restaurant zaten hiç ortadan kaybolmadı.
Buna Cahide, Yeni Gazino ve son olarak da Jolly Joker Private eklendi. Bu yeni nesil gazinolarda eskisi gibi kalabalık kadrolar yok. Ama hepsi full çekiyor ve misafirlerine hem güzel yemek hem de güzel eğlence vaat ediyor. Pandemi sonrası eğlence sektörünün ciddi bir sıçrama yaptığını görüyoruz. Gazinolar bu sıçramanın en önemli mekanları haline gelmiş durumda.