Mehmet CoşkundenizBir kez daha lezzetli Adana

HABERİ PAYLAŞ

Bir kez daha lezzetli Adana

Geçen hafta sonu Adana Lezzet Festivali’nin konuğu olarak bu kentteydim. Adana, kendimi en iyi hissettiğim yerlerden biri. Belki de birincisi. Festival boyunca yemediğimiz yemek, tatmadığımız lezzet kalmadı. Hava güzel, insanlar sıcak, ortam şahane. Kurduğumuz masalardaki sohbet harikulade, daha ne olsun? Elbette, Türkiye’nin uluslararası üne sahip şeflerinin konuşmaları, paneller, uygulamalı yemek atölyeleri, festivalin en önemli programlarıydı. Türkiye’nin yemeye içmeye meraklı hangi ismi varsa hepsi bu festivalde bir aradaydı.

Haberin Devamı

Türkiye’de birçok şehrimizde bu tür gastronomi etkinlikleri, festivalleri düzenleniyor. Ama söylemeliyim ki; bu işi en iyi Adana yapıyor. Havasından mı, suyundan mı bilinmez, Adana’ya gelen, bir başka dönüyor. Festivalin bittiği gün herkesin “Seneye de geliyoruz değil mi?” diye birbirine sorması bunu kanıtlıyor zaten. İzmir’de görevliyken daha ağustos ayında Adana Valisi olarak atanan Yavuz Selim Köşger, şehre o kadar çabuk ayak uydurmuş ki; festivali sanki yıllardır düzenliyormuş gibiydi.

Başta Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar olmak üzere tüm ilçe belediye başkanlarının da festivali sahiplenmeleri başarıyı getiren en büyük etken. Ayrıca Adana’nın tüm sivil toplum kuruluşları da taşın altına elini sokmuş, hepsi üzerlerine düşen görevi yerine getirmiş. Bu festivalin bu kadar başarılı olmasının en büyük mimarı kuşkusuz Ebru Koralı. TURYİD (Turizm Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) kurucusu ve yönetim kurulu üyesi olan Koralı, festival kalabalığını o kadar iyi yönetti ki, aradaki küçük aksaklıklar bile kimsenin gözüne batmadı.

Bu festival için Adana’ya başka şehirlerden 500 bine yakın insanın geldiğini düşünürseniz, Koralı’nın yaptığı işin ne kadar önemli olduğunu anlarsınız. Ayrıca bizim gibi ‘hiçbir şeyi beğenmez’ medya ekibini müthiş ağırlayan meslektaşımız Dilcu Aygün ile onunla birlikte çalışan sevgili Dilek ve sevgili Tülay’a sabırları için teşekkür etmemiz gerek. Sonuç olarak böyle bir festivali düzenlemek herkesin harcı değil. Başka kentlerimizin de bu festivali şöyle bir inceleyip planlarını ona göre yapmaları lazım diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Bir kez daha lezzetli Adana

KEBAPTA ZİRVE

Adana’nın pek meşhur “Onbaşılar Kebapçısı”nın sahibi Tayyar Zaimoğlu’na ayrı bir paragraf açmak gerek. Adana’da hangi etkinlik olsa, mutlaka içindedir. Bırakın Adana’yı, Türkiye’nin her yerine gidip gastronomi etkinliklerini takip eder, katkıda bulunur.

Sahibi olduğu “Park Zirve Onbaşılar” adlı restoranda festivalin gala yemeği vardı. Masaya ‘atıştırmalık’ olarak gelen ciğer şişin lezzeti damakları çatlattı. Zaten kimse öyle bir iki şişle yetinmedi, devamını söyledi. Ardından gelen kebap ise yemelere doyamayacağınız, çatalı değdirdiğinizde dağılan, yağı, acısı kıvamında, acayip bir şeydi. Geceye bir de müzik eklenince yemeğe katılan herkes bir coştu, bir coştu ki sormayın. Tayyar Zaimoğlu, bu kadar koşuşturmanın içinde asıl mesleğini, ‘kebapçılığı’ unutmuyor. O gece o kadar kalabalığa, terasta yaktığı mangalda kebapları taze taze sunması işine verdiği önemi gösteriyor. Kolay bir şey değil inanın. İstanbul’a döndüğümüzde ‘fazla yemekten’ birazcık sıkıntı çeksek de o da bizim hatamız. Gerçi Adana’ya gidip de ‘Daha az yiyeyim’ diyeni ben görmedim. Varsa da anlından öperim. Adana’nın meşhur ‘Adana Yollarında’ diye bir türküsü vardır. O türkünün “Adana yollarında, pamuklar dallarında, Allah canımı alsın, o yarin kollarında” şeklindeki sözlerini söyle değiştirerek konuyu noktalayayım: “Adana yollarında, pamuklar dallarında, Allah daha çok yedirsin, kebap sofralarında...”

Haberin Devamı

Bir kez daha lezzetli Adana

NE DEMİŞ

Lerzan Mutlu, sahte sosyal medya hesaplarıyla savaştığını belirtip, “Çevremde böyle insanlar vardı ve hepsiyle başa çıktım. Bana ‘Yılan terbiyecisi’ derler” demiş. Lerzan hanıma hatırlatayım, biz birileri için ‘yılan’ diyorsak, bizim için de birileri ‘yılan’ diyordur. Yani şu sosyal medya aleminde kim ‘yılan’, kim ‘kurban’ pek de belli değil.

Fikret Kuşkan ödül aldığı gecede kendisine sorular soran habercilere, “Ben 15 yıla yakın zamandır bugünkü şebekler ve maymunlar gibi röportaj derdi olan bir adam değilim” demiş. Şöyle bir baktım da, en son 2019’da Hürriyet’ten Hakan Gence’ye röportaj vermiş. Yani ‘bugün’den hepi topu 4 yıl önce. Neyse, bir nevi akıl tutulması deyip geçelim.

Ebru Şancı, Dilan Polat’ı konuşanlar için “Tüm derdiniz kadının çok parası olmasıydı. Bu kıskançlıktan başka bir şey değil. Allah ona vermiş, sana vermemiş” demiş. MASAK’ın kara para raporları, uzman gazetecilerin araştırmaları olayı pek de öyle “Allah vermiş” gibi göstermiyor. O paralar farkında olmadan senin, benim cebimizden alınmış gibi duruyor.

Filenin Sultanları’nın kaptanı Eda Erdem, “Her ülkede en çok izlenen branş futbol oluyor. Biz o algıyı ülkemizde yavaş yavaş kırmaya başladık” demiş. Televizyonda futboldan başka dizi falan da dahil hiçbir şey izlemeyen bir yakınımın sizin maçlarınızı izlemek için sabah 7’ye alarm kurduğunu biliyorum. Siz o algıyı kırdınız bile.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder