Twitter’da ‘Salon Beyefendisi Göksel’ adıyla güzel tweet’ler atan bir kullanıcı var. Geçenlerde “Eski eşim yanına her gittiğimde sağ olsun dakikada ortalama 73 laf sokuyor” diye yazdıktan sonra gelen tepkiler üzerine boşanma öncesi ve sonrasında yaşadıklarını uzun bir tweet zinciri halinde aktardı. 14 yıllık evlilikten sonra boşanan, iki çocuk babası ‘Salon Beyefendisi Göksel’in yazdıklarını size aktarmak istiyorum. Özellikle erkek okuyucularımın dikkate alması gereken çok önemli noktalar var. Çünkü sağlıklı boşanmak özellikle çocuklu çiftler için çok ama çok önemli. İşte o tweet’ler...
BİR IŞIK VARSA BIRAKMAYIN
Evlilikler, ilişkiler çok karmaşık ve canlı birer organizma. Bazı dinamikler bozulmaya başlayınca maalesef kaçınılmaz sona geliniyor. Biz de onu yaşadık. Saygıyı yitirmeden boşandık. Eğer siz de evliliğinizde bu yola girdiyseniz ve içinize baktığınızda o evliliği yürütebileceğinize dair cılız da olsa bir ışık görüyorsanız, o ışığa sıkı sıkı yapışın. O ışığı güçlendirip evliliğinize devam edin. Mümkünse aile terapistlerinden, psikologlardan profesyonel yardım alın.
ÇOCUKLAR İÇİN EVLİ KALMAYIN
Hele hele çocuk varsa sakın çocuklar için evli kalmayın. O çocuklar aptal değil. Her şeyin farkındalar. Sevgisiz bir ortamda olduklarını anlayacaklardır. Çocuklar sizin evliliğinizin sigortası değil. Boşanma, çocuklar üzerinde sanıldığı kadar travmatik etkileri olan bir şey değil. Anne ve babalarının onları hep seveceğini ve hep yanlarında olacağını hisseden çocuklar süreci çok kolay atlatıyor.
ZOR VE YIPRATICI SÜREÇ
Şüphesiz boşanma süreci, gel gitlerle, bocamalarla dolu, çok zor ve yıpratıcı bir süreç. Boşanmayı isteyen ya da istemeyen taraf sen ol ya da olma, çok duygusal ve bazen gerçekten acı veren bir süreç. Pek duygusal ve romantik bir adam değilim ama mesela bir tabela görürsün, eski mutlu günlerinizde gittiğiniz, çok eğlendiğiniz bir yeri işaret eden bir tabeladır o, birden bir öküz oturur göğsünün tam ortasına. Mutlaka istediğiniz zaman kafasını ütüleyebileceğiniz aklı başında dostlarınız olsun. Gidin arada ütüleyin. Çekinmeyin.
EŞİNİZİ KÖTÜLEMEYİN
Sağda solda insanlara eşinizi kötülemeyin. Evliliğinizi alakasız insanların, saçma sohbetlerine malzeme yapmayın. Politik cevaplar verip geçiştirin. “Boşanıyoruz, hayırlısı olsun” deyin kapatın konuyu. Boşanacaksanız eğer kesinlikle ve kesinlikle anlaşmalı boşanın. Oturun iki medeni insan gibi anlaşın. Yine boşanın. En azından ömür boyu iyi bir dostunuz olur. Sevgi her şeyin ilacı değil. Sevgi her şeyi çözmüyor. Bir ilişkinin ayakta kalması için sevgiden çok daha fazlasına ihtiyaç var.
DURUŞMA SONRASI SARILIN
Düğününüzü yüzlerce kişiyle yaparsınız, ama gider o buz gibi mahkeme salonunda yapayalnız boşanırsınız. Elini kolunu nereye koyacağını bilemezsin. O, yıllar süren koskoca evliliğin, üç dakika içinde hakimin: “Gereği düşünüldü” sözüyle biter. “Bu muydu yani? Bu kadar basit mi?” dersin. Şaşırırsın. Mümkünse mahkeme salonundan çıkışta birbirinize sarılın. İyi günlerin hatırına, kattığı güzellikler ve bir zamanlar yaşattığı mutluluklar için teşekkür edin. Çocuğunuz varsa zaten görüşeceksiniz. Zaman tanıyın birbirinize, kendinize de.
NOSTALJİ BATAĞINA DÜŞMEYİN
Spor yapın mutlaka. Ama öyle dandik sporlar değil. Kardiyo vasküler sisteminiz çalışsın. Bir enstrüman çalmaya çalışın. Daha önce hiçbir şey çalmadıysanız tavsiyem perküsyon aletleridir. Çünkü ritmin, beyindeki serotonin hormonunun salgılanmasını tetikleyici bir etkisi var. Moralinizi yüksek tutmanıza epey yardımcı olacaktır.
DOĞRU İLETİŞİM KURUN
Evlilik ne kadar doğalsa boşanma da o kadar doğal. Birbirinizi paramparça edip yıpratmayın. O yola girdiyseniz eğer tek ihtiyacınız olan cesaret, sabır, iyi niyet ve doğru iletişim. Üniversitede çok sevdiğim bir hocamın kendime motto yaptığım bir sözü vardı. “İletişim kazaları trafik kazalarından daha fazla can alır.” derdi. İnanılmaz doğru sözdür. İletişim kurun. Ve şu da unutulmamalı bence, bazı sıkıntılı durumlar hariç, çoğu durumda taraflar kötü insanlar değil aslında. Bu yola girmiş, girmeyi planlayan, kafası karışık, mutsuz herkese kolaylıklar diliyorum.