Buna psikolojik şiddet derler

9 Eylül günü bu köşede Hadise ile Mehmet Dinçerler ayrılığının nedeninin iddia edildiği üzere bebek yapma/ yapmama konusu olmadığını, aralarındaki yaşam tarzı uyumsuzluğunun en akla yatkın sebep olduğunu yazıp, tatile çıktım. Tatildeyken okudum ki, Hadise boşanma dilekçesinde benim yazdıklarımı doğrulamış.

Demiş ki; “Mehmet Dinçerler, sanat hayatımı kısıtlamaya yönelik tutum ve davranışlarda bulundu. Bu davranışları, zaman içerisinde psikolojik baskı boyutuna ulaştı. Sadece kişisel hayatımı değil, kamuoyuna yansıdığı üzere sanat hayatımı da etkileyecek boyuta vardı.” Hadi gelin başa dönelim. Mehmet Dinçerler ile aşk yaşamaya başladıktan sonra Hadise’nin sahne kıyafetleri daha bir kapalı olmaya başlamıştı.

Ben de 4 Kasım 2021’de bu konuda şöyle yazmıştım: “Her şey ufak bir tavizle başlıyor. Ardından bir sonraki aşama geliyor. Bunun adı ‘mansplaining’dir. Basit tabirle, bir erkeğin karşısındaki kadına küçümseyici veya büyüklük taslayan bir biçimde bir şeyler anlatmasıdır. Sanki kadın, ondan önce hiç yaşamamış gibi, başka bir hayatı yokmuş gibi davranmaktır. İşte bu psikolojik şiddettir. Bu tür ilişkiler toksiktir.

Toksik ilişkiler de mutlaka biter. Tabii bittiğinde bu durumdan en fazla etkilenen kadın olur. Çünkü bütün hayatı elinden alınmıştır ve toparlaması hayli zor olacaktır.” İlişkiler dünyasında yaşanan her kötü şeyin daha da kötüsü vardır. Siz ilk önce bunun farkına varmazsınız. Bu tür kısıtlamaların sevgilinizin ya da eşinizin bir sevgi gösterisi olduğunu düşünürsünüz. Psikolojik şiddete maruz kaldığınızı çok ama çok geç anlarsınız.

Bir kez daha tekrar edeyim, kıskançlık sevginin ölçütü değildir. Aşırı kıskanç insanlar narsist kişilik bozukluğu içindedir. Sizi sevdikleri için kıskanmazlar, kendilerini sevdikleri için kıskanırlar. Sizi düşünmezler, sadece kendilerini düşünürler. Hadise’ye geçmiş olsun. Neyse ki bu durumu erken fark edip yıllar boyu sürecek bir işkenceyi ilk aşamada sonlandırdı.

EĞİTİM ŞART

Konu ilişkilerdeki şiddetten açılmışken, bu konuda hem çiftlerin hem de çiftlere terapi verenlerin eğitim almasının şart olduğunu düşünenlerdenim. Ama öncelikle uzmanların bu konuda kendilerini geliştirmesi gerekiyor. Böyle bir eğitim için dünyanın en tanınmış ilişki uzmanları, Gottman Enstitü’nün kurucuları Prof. Dr. John Gottman ve Dr. Julie Gottman İstanbul’a geliyor.

Psikoloji İstanbul’un organize ettiği ‘workshop’ 13 Ekim’de, İstanbul Şişli’deki Radisson Blu Hotel’de yapılacak. Ücretsiz etkinliğe çiftlerle çalışan tüm ruh sağlığı uzmanları ve uzman adayları, şiddetle çalışan tüm STK, yerel yönetim, aile içi şiddet büroları, bakanlık ve baro çalışanları katılabilecek. Katılımcılar bir günlük atölye çalışması ile partner şiddetini anlamaya, önlemeye ve araştırma temelli etkin müdahaleleri öğrenecek.

İlişkilerde ataerkil bir şiddet kültürü değil, gerçek yakınlık, sevgi ve diyalog kültürü yaratabilme yolculuğu anlatılacak. Ayrıca, Gottman Enstitüsü’nden Dr. Donald Cole ve Dr. Carrie Cole, ülkemizden Prof. Dr. Gökhan Oral, Dr. Duygu Buğa, Avukat Ceren Küpeli, Psikoloji İstanbul kurucuları Uzm. Psikolog Filiz Kaya Ataklı ve Psikolog Dr. Özge Altan Aytun bu önemli organizasyonda konuşmalarıyla yer alacak. Kaçırılmaması gereken bir eğitim fırsatı olduğunu düşünüyorum.

BÖYLE ÖZÜR OLMAZ OLSUN

Oyuncu Burak Deniz, dizi çekimleri için bulunduğu Adana’da, Altın Koza Film Festivali’nin davetlisi olarak kente gelen ve daha önceden hiç tanışmadığı Nilperi Şahinkaya ile sevgilisi Emre Yusufi’nin masasına gidip küfürler ediyor, olaylar çıkarıyor. Şahinkaya da konuyla ilgili yargı yoluna başvurunca Burak Deniz “Şakanın dozu kaçtı, özür dilerim” diye açıklama yapıyor. Pardon da ne şakası anlamadım? Hayatında ilk kez yan yana geldiğin insana ve sevgilisine küfür etmiş. Küfürün şakası mı olur? Yok alkollüymüş, yok bilmem ne...

Madem kendini kontrol edemiyorsun o zaman içmeyeceksin. Geçen yıl yine Altın Koza Film Festivali’nde Gürol Ağırbaş ile otelde masa yüzünden kavga eden de yine Burak Deniz’di. ‘Maraşlı’ dizisinin de diğer oyuncularla anlaşamadığı için bittiği söylenmişti. ‘Maço’ rolleri oynaya oynaya bu hale geldi demek. Yazık.