Burcu Kıratlı ile Sinan Akçıl, Aralık 2018’de evlendi. 9 ay sonra boşandılar. 2021’in Şubat ayında, yeniden evlendiler. Ben, 7 Ocak 2021’de, yani ikinci evliliklerini yapmadan hemen önce bu çift hakkında, bu köşede şöyle yazmıştım: “Kaç kez ayrıldılar, kaç kez barıştılar artık kimse sayamıyor. Burcu Kıratlı ile Sinan Akçıl yeniden birliktelermiş. Böyle giderse yakında bahis siteleri ne kadar sürede ayrılacaklarına dair bahis açacak. Bu kadar çok ayrılıp barışma bir ilişkiyi öylesine törpüler ki, bir gün bakarsınız ortada arkadaşlık bile kalmamış.
Üstelik ayrılık sebebi ortadan kalkmadan yeniden bir araya gelmek de bir çözüm değil.” Peki ne oldu? Sinan Akçıl, iki gün önce “Şu anda evlilik çıkmazındayız. Ben evden ayrıldım. Ne karar alırız bilmiyorum. Bu boşanma da olabilir, Evliliğe devam etmek de olabilir” dedi. Burcu Kıratlı önce, “Her zamanki tartışmalarımızdı, aynı evdeyiz” dediyse de eşinin açıklamalarını görünce boşanma davası açmaya karar verdi.
Aslında bu evliliğin her iki seferde de neden yürümediğini gösteren ipucu, Burcu’nun açıklamasında saklı. “Her zamanki tartışmalarımız...” Hani o hafife alınan, üzerinde durulmayan, çözüm bulunmayan, “Özürlük bir durum yok” diye geçiştirilen tartışmalar...
Evlilikte her tartışma, eğer bir sonuca bağlanmıyorsa, bir sonraki tartışmanın ateşleyicisidir. Bu tartışmalar öyle eskilerin söylediği gibi “Evliliğin tadı, tuzu” değildir. “Hiç tartışılmayacak” demiyorum elbette. Benim söylediğim şey tartışmaların, çatışmaların çözüme bağlanması. Üzeri kapatılarak geçiştirilmemesi. Flört evresinde, aşkın doruk noktada olduğu dönemde çatışma kaçınılmazdır.
Ama zaten birbirini yeni tanıyan çift, bu çatışmalar sayesinde yolarını bulur. Birbirlerinin özelliklerini anlamaya başlar. Ancak, tanıma dönemi bitip de artık ilişki daha dingin bir hale geldiğinde işler böyle yürümez. Aşkta, aradaki bağı güçlendiren çatışmalar, evlilikte ya da uzun soluklu ilişkilerde o bağın zayıflamasına neden olur.
SEVMEK YETMEZ
Burcu Kıratlı ile Sinan Akçıl arasında süregelen “Her zamanki tartışmalar”ın ne olduğunu bilmiyoruz. Yalnız, elimizde bir örnek var. Bir mekan çıkışında muhabirlerin, “Burcu Hanım’ın oynayacağı rollerde kurallarınız var mı?” diye sorduğu Sinan Akçıl, “Sinan Şoray kanunlarım var. Öpüşemez” diye cevap veriyor. Burcu Kıratlı da hemen araya giriyor ve “O zaman senin konserine de kızlar gelmesin” diyor.
Bu iki cümle, çiftin arasındaki “derin fikir ayrılığı”nı gösteriyor. Birbirlerini çok seviyor olmaları (ki hiç şüphem yok) bu fikir ayrılığını ortadan kaldırmıyor. Evlilik için sadece sevmek yetmiyor işte. Çok daha başka şeyler gerekiyor. Neler gerektiğini bir başka yazıda uzun uzun anlatmaya çalışırım. Eğer boşanma aşamasına gelmişlerse kırmadan, dökmeden, aralarında var olduğuna inandığım sevgiyi örselemeden, kötü söz söylemeden bunu yapmalarını diliyorum.
Yok devam edeceklerse, oturup uzun uzun, belki de günlerce konuşarak aralarındaki fikir ayrılığını gidermeleri gerekiyor. Aksi takdirde birkaç ay sonra bu çiftimizin yeni bir ayrılık haberini okumamız işten bile değil.
BÜYÜK KAPTAN
Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımı’nın ve Milli Takım’ın kaptanı Eda Erdem Dündar, Uluslararası Voleybol Federasyonu (FIVB) tarafından “Yılın En İyi 12 Kadın Voleybolcusu” listesinde yer aldı. Tüm dünyayı kapsayan bu listede Eda’nın yer alması bizim için büyük bir gurur.
13 yaşından beri voleybol oynayan, bir tek gün bile disiplinden kopmayan, her maçta terinin son damlasına kadar mücadele eden, takım arkadaşlarını ateşleyen, takıma yeni giren genç voleybolculara ablalık yapıp yol gösteren Eda, başta benim kızım Mavi olmak üzere tüm kız çocukları için çok önemli bir rol model.
Büyüksün kaptan, sadece voleybolunla değil, kişiliğinle, mücadelenle de büyüksün. Her şey için teşekkürler. Bir teşekkür de Naz Aydemir Akyol’a... Fenerbahçe’nin gururu Naz, milli takımı bıraktı. Bize yaşattığı her mutluluk için ona da kalpten teşekkür ediyorum. Sizler bu ülkenin yüz aklarısınız...