Instagram’da kullanıcıların beğendikleri kişilere DM (direct message) denilen özel mesaj yoluyla ulaşıp kendilerini ifade etmeleri artık demode. Çünkü, birçok kişi, artık bu tarz mesajlara cevap bile vermiyor. Ayrıca olayın riski de var.
DM’den yürüme olayından prim yapabilmek için kendilerine yazılan mesajları ifşa ediyorlar. Şimdi yeni bir moda var. Instagram’dan tanışmak yerine olduğu yere ‘Direkt Gitmek.’ Yani DG’den yürümek.
Yöntem çok basit. Paylaştığı fotoğraflardan, yer bildirimlerinden o kişinin nerede olduğunu tespit edebiliyorsunuz.
Örneğin hangi spor salonuna abone olduğunu, hangi kafede vakit geçirdiğini, eğlenmek için nerelere gittiğini görebiliyorsunuz. Geriye, oralara gidip kendinizi ona fark ettirmeniz kalıyor.
İşin en önemli püf noktası Instagram’dan en ufak bir temasınız bile olmayacak. Yani sadece DM değil, takip de, like da, story’lere bakmak da yok. Bu yöntemi bir dostum anlattı bana.
Çok yakın bir kadın arkadaşı, İstanbul’un varlıklı ailelerinden birinin oğlunu kafaya takmış. Spor yaptığı salona üye olmuş.
Hangi saatlerde nerelerde bulunduğunu aylarca Instagram’ın stalklayarak (gizlice takip) belirlemiş. Hangi kafeye gidiyorsa, ondan önce oraya gidip oturmuş. Nerede yemek yiyorsa, orada bulunmuş.
Sonunda kafaya taktığı o erkeğin dikkatini çekmeyi başarmış ve ilişkiye başlamışlar. Üstelik arkadaşıma da “Şu sıralar İstanbul’da hemen herkes DM’den değil, DG’den flört buluyor” demiş.
DEMEK SİZ DE NOTRE DAME'I GÖRDÜNÜZ
Sosyal medya kullanıcıları, bir ünlü öldüğü zaman eğer varsa onunla çektirdiği fotoğrafı mutlaka paylaşıp, altına da üzüntülerini falan yazar. Bu öleni anmak amacı taşısa da aslında “Bakın, onu ben de tanıyordum” demek ve kendisinin ne kadar önemli biri olduğunu takipçilerinin gözlerine sokmak için yapılır.
Paris’teki 856 yıllık Notre Dame Katedrali’nde yangın çıkınca, yine sosyal medyada herkes katedralin önünde çektirdikleri fotoğrafları paylaşıp “Ben de oradaydım, ben de orayı gördüm” deme yarışına girdi.
Evet anlıyorum, Instagram falan yaşamınızdan kesitleri paylaştığınız ortam. Ama mesela kendi fotoğrafınızı değil de yangın anından bir fotoğraf paylaşıp, belki altına yazdığınız notta katedrali ziyaret ettiğinizi belirtseniz insanlar inanmayacak mı?
Ya da şöyle sorayım, Notre Dame Katedrali’ni ziyaret ettiğinizi fotoğrafla kanıtlamak size prim mi yaptıracak? Olayın bir başka yönü de sahte fotoğraflar. Dün bu köşede Uğur Alkapar’ın yazısından öğrendim.
Instagram’da sahte fotoğrafları ortaya çıkaran bir hesap var. Meğer insanlar, kendilerini hiç olmadıkları biri gibi gösterme hastalığına tutulmuş. Mesela evinde çektirdiğin fotoğrafı fotoşopla Notre Dame katedralinin önünde çekilmiş gibi gösterebilirsin.
Ya da çoluk çocuğun olmadığı halde, internetten bulduğun bir fotoğrafı paylaşıp kendini çok mutlu bir aile hayatı yaşıyormuş gibi gösterebilirsin. O hesabı incelediğimde mezar çalanı bile gördüm.
Evet, bulduğu bir mezar fotoğrafının altına “Dedemi kaybettim” diye yazanlar bile var. Aklıma takılan sadece şu: Sosyal medya mı akıl sağlığımızı bozuyor yoksa zaten ruhen sağlıklı değiliz de bunu mu sosyal medyada yansıtıyoruz?
Günün aşk sözü
Aşk varken, dünyanın genel geçer kurallarının hiçbir hükmü yoktur artık. Aşıksan kuralı kendin koyarsın.
Günün aşk tüyosu
Sevenler ayrılmaz, severek ayrılınmaz. Biri seni terk edip gitmişse, giderken de “Seni seviyorum ama olmuyor” demişse, bil ki; yalandır. Gerçek gün gibi ortadadır, sevmediği için gitmiştir.
Diyaloglar
- Ruh eşimi neden bulamıyorum?
- Hatayı kendinde aramalısın.
- Neden?
- Çünkü sen de birinin ruh eşi olsaydın, o seni bulurdu.