“Aşk bir ilişkiyi sürdürmek için tek başına yetmiyor mu?” Müthiş bir sorudur, defalarca da cevabını vermişimdir. Hayır, yetmiyor. İnsan deli gibi aşık olduğu biriyle bazen bir ilişkiyi ya da evliliği sürdüremiyor. Aşkın dinamikleri başka, evliliğin, ilişkinin dinamikleri başka çünkü. Eşi Oğuzhan Koç’tan boşanmak üzere olan Demet Özdemir bu soruya, “Bir yere kadar en iyi şekilde götürmeye çalışıyorsun. Vakti bittiğinde vedalaşıyorsun.
Her şey olması gerektiği zamanda, olması gerektiği şekilde sonlanıyor” diye yanıt vermiş. Evliliği düzgünce bitirmek, kırmadan, dökmeden vedalaşabilmek büyük bir meziyet kuşkusuz. Hele hele ünlüler dünyasında. Peki evliliğin bitiyor olması duyguların da bittiği anlamına mı geliyor? Bunun da cevabını vereyim, hayır, gelmiyor. Demet Özdemir’in bu cümlesi bana Yusuf Hayaloğlu’nun sözlerini yazdığı, Ahmet Kaya şarkısı “Bir Veda Havası” şarkısını hatırlattı.
“Vakit tamam seni terk ediyorum” diye başlar şarkı. Bir bölümü de şöyledir: “Kalacak tüm izlerin hayatımda Gözümden bir damla yaş aktığında Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan Kan tarlası gelincik şafağında” Hayaloğlu’nun şiirindeki gibi, vakit dolar, gidersin, tüm izleri hayatında kalır, onu hatırlatmayan bir yer bulamazsın ve asla unutamazsın. Sadece yokluğuna alışırsın.
Aralarında aşk varsa hala, böyle olacaktır ikisinin de hayatı. En azından bir süre. Şöyle biter o şarkı... “Sen bir suydun, sen bir ilaçtın Hoşçakal canımın içi, hoşçakal Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal” Vakti bittiğinde söylenen veda sözleri hüzünlüdür. Ama inanın bana çok gerçektir. Bazen gitmek gerekir, yüreğini bile bırakarak...
ABAKÜS İLE MÜHENDİSLİK
“Konuşanlar” programıyla tanıdığımız komedyen Hasan Can Kaya bir bölümde Elazığ Fırat Üniversitesi bilgisayar Mühendisliği bölümünden bir izleyiciye şaka yaptı. “Okul var ama bilgisayar yok. İlkokuldaki abaküs ile ders yapıyorlar” dedi. Bu şakaya epey alınan oldu, üniversite cephesi kınama yayınladı, mezunlar tepki gösterdi falan...
Elbette Fırat Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde abaküs ile ders yapılmıyor. Donanımı da gayet iyidir, sorun yok. Hasan Can Kaya’nın sözleri hepi topu bir şaka o kadar. Güler geçersin ya da komik bulmaz izlemezsin. Ama hayatın gerçeklerini de bir kenara atmayalım. Samimi bir şekilde soruyorum, aynı işe Boğaziçi, İTÜ, ODTÜ, Koç, Sabancı mezunu bir bilgisayar mühendisi ile Fırat Üniversitesi mezunu bir bilgisayar mühendisi başvursa hangisini alırlar? Üniversiteler arasındaki fark sadece Türkiye’ye özgü değil ki?
ABD’de de MIT, Harvard ve Stanford mezunları her zaman diğer üniversite mezunlarından daha şanslıdır. İngiltere’de Oxford ve Cambridge mezunuysanız tüm kapılar size açılır. Dünyanın en iyi üniversiteleri (QS sıralaması) arasında Fırat Üniversitesi var mı? Yok. Türkiye’deki 208 üniversiteden kaç tanesi bu listede peki? Sadece 10...
Onların da en iyisi olan Koç Üniversitesi’nin sıralamadaki yeri 477’ncilik. Elbette Fırat Üniversitesi köklü bir kurumdur, kimsenin buna bir sözü yok. Ama Hasan Can Kaya’nın şakasına bu kadar çok kafa yormak yerine, “Acaba niye biz dünya sıralamasına giremiyoruz?” sorusu üzerinde çalışmak hem üniversite için hem de öğrenciler için daha faydalı değil mi? Sadece soruyorum...