Olay, 1 ay kadar önce Ankara-İstanbul Hızlı Tren hattında geçiyor. Restoran vagonunda yemek yiyen 5-6 yaşlarındaki bir çocuğun nefes borusuna şeker kaçıyor. Çocuk nefes alamıyor, morarmaya başlıyor. Anne ve baba panik halde şekeri çocuğun nefes borusundan çıkarmaya çalışıyor ama nafile.
Birkaç yolcu da deniyor ama onlar da başarılı olamıyor. Çocuğun bilinci kapanmak üzereyken, yemekli vagonun garsonlarından biri nefes borusuna kaçan nesneleri çıkarmak için yapılan ‘Heimlich Manevrası’nı uygulayarak çocuğu kurtarıyor. Garsonun adı Murat Yavaş. İlk yardım eğitimi aldığı için Heimlich Manevrası’nı biliyor.
Bu bilgi ve eğitim sayesinde de bir çocuğun hayatını kurtarıyor. Normal restoranlarda ilk yardım eğitimi alan garson var mıdır bilmiyorum. Ama trenlerin yemekli vagonlarında böyle eğitimli garsonlar çalıştırmak çok önemli. Çünkü öyle treni sağa çekip problem yaşayan bir yolcuyu hemen hastaneye yetiştirmeniz mümkün değil. Anında müdahale şart.
Yemekli vagon yeniden popüler
Üniversitede okurken, Ankara’daki öğrenci arkadaşlarımı ziyarete trenle giderdim. Mavi Tren, Ankara Ekspresi, Anadolu Ekspresi Ankara’ya gitmek için kullandığım hatlardı. Bu trenlerin hepsinde restoran vagon ya da diğer adıyla yemekli vagon vardı. En büyük keyfim de tren yola çıktıktan sonra o vagona oturup arkadaşlarımla yemek yemek ve sohbet etmekti. Ben uzun süredir trene binmiyorum. Ama tren yolculukları son yıllarda pek revaçta.
İstanbul- Ankara, İstanbul-Konya hızlı tren hatlarının yanı sıra Doğu Ekspresi de çok tercih ediliyor. Bu hatlara bilet bulunamıyor. Ve bu hatların hepsinde yemekli vagon var. Trenlerin yemekli vagonlarını da Ray Restaurant işletiyor. Yukarıdaki olayla ilgili bilgi almak için görüştüğüm Ray Restaurant yetkililerine yemekli vagondaki menüleri de sordum.
Seçenek bolmuş ama yolcular en çok tas kebabına ve pilavlı et dönere rağbet gösteriyormuş. Ayrıca kahvaltı konusunda da iddialılar. Özellikle Doğu Ekspresi’nde muhteşem bir manzara eşliğinde yol alırken kahvaltı etmek gerçekten benzersiz bir deneyim olmalı. Menüde her yemeğin yanına kaç kalori olduğunu da yazmışlar. Bir de tıpkı bir gencin hayatını kurtaran garson Murat Yavaş gibi tüm personelleriyle gurur duyuyorlar.
Hepsinin müşteri memnuniyeti odaklı hizmet verdiğini belirtiyorlar. Hijyen konusunda da duyarlılar. Türkiye’nin en hijyen restoranları arasında olduklarını söylüyorlar. Bu kadar dinledikten sonra o eski tren yolculuklarımı özlediğimi fark ettim. En kısa sürede yola çıkacağım. Yemekli vagonda yemeğimi yedikten sonra pencerede manzaraya bakıp kahvemi yudumlayacağım.
Bana saldırınca sorun çözüldü mü?
Geçen hafta taksicilerle ilgili yazdığım yazıdan sonra sosyal medyada taksicilerin hedefi haline geldim. İşi gücü bırakıp bana saldırdılar. Uber’i takmışlar kafaya.
Uber, Türkiye’den çıktı ama sanırım haberleri yok. Benden sonra Şirin Sever de bir yazı yazdı, ona da saldırdılar. İkimizin de yazdıklarını haklı çıkardılar. Ne diyeyim, ben taksi emekçilerini savunmuştum oysa. Demek ki bu sömürü düzeninden memnunlar. Öyleyse, oyuna devam.