Türkiye, dünyanın saç ekim merkezi haline geldi. Dünyanın her yerinden yılda yaklaşık 500 bin kişi Türkiye’ye saç ektirmeye geliyor. Bu sektörün büyüklüğü yılda 1.5 milyar dolara ulaştı.
Fakat bir süredir özellikle Avrupa’da, Türkiye’deki ruhsatsız merdivenaltı işletmelerin gelenleri dolandırdığı, hatta önemli sağlık sorunlarına yol açtığı yönünde propaganda yapılıyor.
Zaten Avrupa’daki bazı saç ekim merkezleri de Türkiye ile rekabet edebilmek için fiyat kırdılar. Yani işler artık öyle eskisi kadar kolay değil. Saç ekimini gerçek doktorların yaptığı Türkiye’deki ünlü klinikler yurt dışında tanıtım faaliyetlerine başladı.
Bunun için de dünyanın en çok seyredilen spor organizasyonlarını seçtiler. Geçtiğimiz pazar günü oynanan ve 185 ülkede 2.5 milyar kişinin canlı olarak izlediği ‘El Clasico’, yani Barcelona-Real Madrid maçında saha kenarındaki reklam panolarında Dr. Serkan Aygın’ın saç ekim merkezinin reklamları döndü.
Yine dünyanın en fazla izlenen spor etkinliği olan NBA maçlarında salondaki panolarda Dr. Emrah Cinik’in saç ekim merkezinin reklamları vardı. Bu gibi organizasyonlara reklam vermek çok pahalı bir iş.
Ama bence verdikleri parayla değecek bir iş yapıyorlar. Daha iyi bir hedef kitle bulamazlar. Hem böylece isimsiz, merdivenaltı işletmelerden kendilerini ayırarak, dünya çapında sağlık hizmeti verdiklerini göstermiş oluyorlar.
Para var huzur var
Bensu Soral mutluluğun sırrını vermiş:
- Her sabah 5’te kalkarım.
- Kahvaltı-kahve ritüelimi yaparım.
- Bir saat yürüyüşe çıkarım.
- Saat 16-17 arası şekerleme yaparım.
- Zımba gibi uyanır, eşimi beklerim.
Mükemmel gerçekten. Ama bu mutluluk formülünü uygulamak için işe gitmemek, yani çalışmamak gerekiyor. E çalışmak zorunda kalmayınca da mutluluğun formülünü açıklamak için öyle uzun uzun maddeler yazmaya gerek yok. Ben o formülü hemen söyleyeyim:
Para var, huzur var.
Sakın kanmayın
Twitter’da kendini kanser hastası olarak tanıtan bir kadının Haluk Levent’i ve onun kurduğu AHBAP’ı nasıl kandırdığını bu sayfadaki haberde okuyabilirsiniz. Bu kadın tek örnek değil maalesef.
Sosyal medyanın mağdurlara yardım ulaştırmadaki gücünü kullanarak insanları dolandıran çok sayıda kişi var. Bu nedenle çok dikkatli davranmak zorundayız.
Gerçekten yardıma muhtaç kişiler yerine bu dolandırıcılara para kaptırmak istemiyorsak ince eleyip sık dokumalıyız. Öncelikle biri sizden yardım istiyorsa, kim olduğunu araştırın. Öğrenciyim diyorsa, okuduğunu söylediği okulla irtibat kurup doğrulayın.
Hasta olduğunu ve tedavi gördügünü söylüyorsa doktorunun, hastanesinin adını öğrenip kontrol edin. Başka insanlar için burs topladığını söylüyorsa o öğrencilerin belgelerini isteyin, hatta o öğrencilerle irtibat kurun. Hepsinden önemlisi, hayatını yardım etmeye adamış Haluk Levent’i üzenler size ne yapmaz bir düşünün.