Giriş
Sosyal medyadaki ünlüler arasında yeni bir akım başladı. Kimseyi takip etmemek... Daha çok Amerika’daki ünlülerin yıllardır uyguladığı bu strateji bugünlerde Türkiye’ye sıçradı. Önce Seda Sayan, ardından da Gülşen akıma uyan iki isim. Gerçi Seda Sayan eşi Çağlan Ökten’i, onun oğlu Sedat Artur Ökten’i ve kendi oğlu Oğulcan Engin’i takibe devam ediyor. Gülşen ise kendi eşini bile takip etmiyor. Yani takipte olduğu kişi sayısı sıfır. Peki kimseyi takip etmeden sosyal medyada olup bitenden nasıl haberdar olacaklar? Tabii ki fake (sahte) hesaplarla. Geçenlerde İrem Derici bu konuyla ilgili bir açıklama yapmış, “Her ünlünün en az üç fake hesabı var” iddiasında bulunmuştu. Zaten kendisinin de bir fake hesabı bulunduğunu belirtmiş, “O hesapta Trabzon’da yaşayan bir kızım, hatta kedim var adı da Fısfıs” demişti.
Yani biliyoruz ki; takibe devam ediyorlar. Başka türlüsü de mümkün değil zaten. Yalnız bu konuda çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü bu ünlüler bazen fake hesaplarından kendilerine övgü düzmek isterken asıl hesaplarından yazıyorlar. Bir sefererinde Gülben Ergen’in kendi kendisine ‘Can kadın’ yazması gibi. Aylin Coşkun da yine fate hesabı yerine kendi asıl hesabından, kendi sayfasına “Nasıl güzelsiniz prensesim” diye yazınca yakayı ele vermişti. Türkiye, Instagram’ı en çok kulnanan ülkeler arasında ilk 10’da yer alıyor. Şu anda yaklaşık 52 milyon Instagram kullanıcısı var. Ama bence bunların sadece yarısı gerçek kişilerdir. Kalanı tamamen fake hesap.
SERÇENİN GÖZYAŞI
Kadına şiddet ülkemizin en önemli sorunu, bunu biliyoruz. Sadece geçtiğimiz eylül ayında 32 kadın öldürüldü, 18 kadın da ölü bulundu. Bu şiddetin engellenmesi için herkes elini taşyın altına koyuyor, bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yılların gazetecisi, sevgili dostum Ali Eyüboğlu da 1970’lerde geçen gerçek bir olayı ‘Serçenin Gözyaşı’ adıyla hikaye haline getirdi. Bu hikaye de aynı adla filme çekildi, 20 Ekim’de gösterime giriyor. Kadına şiddet konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan filmin tanıtım toplantısında yönetmen Aysun Akyüz Mehdiabbas’ın “Bazen bir şey yapmamak da suçtur. Susmak da.
Sessiz kalmayalım, sanatımızla ses olalım istedik” demesi çok ama çok önemli. Başrol oyuncusu Ezgi Şenler’in “Umarım bir ses oluruz, bir kişiye bile dokunuruz ve bir hayat değişir” sözleri yüreğime dokundu. Filmde rol alan canım arkadaşım Yeşim Salkım, “Bu ülkenin güzel kadınlarına hediyesidir bu film. Diliyorum ki ülkemizde bazı şeyleri en azından tam olarak değiştiremesek de sanatla cevabını vermiş olacağız” demesi de herkesin bir şeyler yapması gerektiğini oryata koyuyor. Projede yer alan herkes heyecanlı, herkes şiddete uğrayan kadınlar için bir ses olmanın gururunu yaşıyor. O zaman bize de, o sese destek olmak için sinemaya gidip bu filmi izlemek düşüyor.
FLÖRT EDERKEN FARKINA VARMAK
Hayatınızı birlikte geçirmeyi düşündüğünüz insanın evlendikten sonra beklediğiniz gibi çıkmaması ne kadar üzücü öyle değil mi? Peki gerçekten evlendikten sonra mı değişti? Yoksa zaten öyleydi de siz mi bunu göremediniz? İşin gerçeği, flört sırasında “Tam istediğim gibi. Her konuda uyum sağlıyoruz” yargısına çabuk varılır. Ama sorunlar genellikle balayının bitmesiyle başlar. Artık ‘tavlama’ oyunu bitmiştir. Kişinin, sevgiliyi etkilemek için kendisini farklı göstermesine gerek yoktur. Çünkü varılması gereken noktaya varılmış, imzalar atılmıştır. Aslında flört ve nişanlılık döneminde olaya sadece ‘duygusal’ açıdan değil, ‘mantıksal’ olarak bakıldığında gerçekler görülebilir. Örneğin, sevgilimizin kişilik yapısı... Aşırı sinirli yapı, takıntı, küçücük olayları büyütme, baskıcı davranma, kişilik yapısının sorunlu olduğunu gösteren en önemli ipuçları. Bunları ‘Evlendikten sonra düzelir’ diye geçiştirmeyin çünkü hiçbir zaman değişmiyor.
Sorunlu aile yapısı, duygusal anlamda fazla hırpalanmışlık, aile içinde boşanmaların olması, kendi ilişkilerinde sürekli ayrılıklar yaşaması ve bunları anlatırken hep hatayı başkalarına yüklemesi de evliliğinizde sorun yaratacak noktalar. İstikrarlı bir iş yaşamının olmayışı, iş arkadaşlarıyla ilişki kurmakta zorlanması, iş yerindekilerin sürekli dedikodusunu yapması kişinin karakter yapısıyla ilgili ipuçları verecektir. Aileler onay vermediği halde evlenen çiftlerde taraflar küçük bir kavgada bile birbirlerini suçlayabiliyor. Aileleriyle iletişimde olmadıkları için bazı sorunlarda yardım alacak kimseyi bulamıyorlar. Aynı kültüre ve sosyal statüye sahip olmayan çiftlerin evlilikleri de riskler içeriyor. Aynı şekilde ekonomik düzey de önem taşıyor. Flört döneminde bunları fark etmek mümkün. Evlilikte “İki gönül bir olunca samanlık seyran olmuyor...”
