Giriş
Tolgahan Sayışman’ın sahibi olduğu Han Medya Yapım adına çektiği ve başrolünde oynadığı “Aynasız” adlı film mahkemeye taşınıyor. Çünkü ‘isim hakkı ihlali’ olduğu iddia ediliyor. Bu iddiayı ortaya atan kişi, televizyondaki programlarından tanıdığımız, sunucu Gökay Kalaycıoğlu. Kalaycıoğlu’yu arayıp bu işin nasıl mahkeme aşamasına geldiğini öğrendim. Kalaycıoğlu diyor ki; “Ben ‘Aynasız’ adıyla bir televizyon formatı yazdım. Bu format üzerinde çok çalıştım.
Ve yıllardır medya sektöründe olduğum için projelerin isimlerinin ne kadar önemli olduğunu bilirim. Bu yüzden ‘Aynasız’ ismi için 2020’de patent başvurusu yaptım ve isim hakkını aldım. Bu isimle film, dizi, televizyon programı, internet yayıncılığı, gazete, kitap, dergi gibi tüm medya içeriğini oluşturma hakkı sadece bana ait. Buna rağmen Tolgahan Sayışman ve ekibi ‘Aynasız’ adıyla film çekti.
Hukuki olarak kendilerini uyarmamıza rağmen bizi dinlemediler. Biz de 1 milyon liralık tazminat davası açtık.” Türk Patent Enstitüsü’nün marka araştırma sayfasına girdiğinizde “Aynasız” ismi için Gökay Kalaycıoğlu’nun 12 Haziran 2020’de başvuru yaptığını ve bunun kabul edildiğini görüyorsunuz. Ancak 19 Ocak 2022’de 2 yeni başvuru yapılmış. Bu başvurular ‘Aynasız Haluk Artis-Polis’ ve ‘Aynasız Haluk Artiz-Polis’ isimlerini kapsıyor.
Başvuruyu yapanın adı yok. Ancak Tolgahan Sayışman’ın filminde ‘Haluk’ adlı bir karakter olduğu için, başvuruların Han Yapım tarafından yapıldığını varsayabiliriz. Sonuç olarak yıl olmuş 2022, bir film çekiyorsun, isim koyuyorsun ve bunu yaparken aklına bu ismin başkası tarafından alınmış olabileceği ihtimalini getirmiyorsun. Türk Patent Enstitüsü’nün sayfasından buna bakmak sadece 30 saniyelerini alırdı oysa.
Markanın sahibi dava açınca da alel acele başvuru yapıp ‘Aynasız’ isminin ardına birkaç kelime ekleyip patent başvurusu yapıyorsun. Bir zamanlar otobüs şirketleri böyle yapardı. ‘Koç Turizm’, ‘Hakiki Koç Turizm’, ‘Öz Koç Turizm’ gibi isimlerle yolcu taşırlardı.
Tolgahan Sayışman’ın yaptığı da buna benziyor. Filmin adını ‘Hakiki Aynasız’ yapsa şaşırmayacağız yani. Bir insanın üzerinde çalışıp oluşturduğu formatın en önemli kısmı olan ismini alıp başka bir proje oluşturmak fikir hırsızlığıdır. Nokta.
ASIL REKABET ŞİMDİ BAŞLIYOR
Türk televizyonlarında prime time dizileri akşam 20.00’de başlıyor, 24.00’e kadar devam ediyor. Çekilir şey değil, izlenebilecek gibi değil. Ben, takip ettiğim ‘Üç Kuruş’ dizisini gününde seyretmiyorum mesela. Ertesi gün bir dijital platform olan ‘Puhu TV’ye konuyor, böylece reklamsız izleyebiliyorum. O haliyle bile 2.5 saatten fazla sürüyor. Türkiye’de halen Netflix, Puhu TV, Gain TV, Exxen, beIN Connect, TV+, Amazon Prime, Blutv ve D-Smart dijital platformları izlenebiliyor.
4 saatini bir dizinin başında geçirmek istemeyenler üye oldukları bu platformlar sayesinde en uzunu 50 dakika süren dizileri art arda seyredebiliyor. Şimdi bu platformlara iddialı iki marka daha ekleniyor. Disney+ ve HBO Max. Her ikisi de orijinal dizileriyle ön plana çıkan platformlar. Bu yaz Türkiye’de yayına başlayacakları kesin. Eğer üyelik ücretini de erişebilir düzeyde tutarlarsa izleyici potansiyelleri yüksek olacak.
Peki televizyonlar 4 saatlik dizileri yayınlamaya devam ederek bu platformlarla rekabete girebilecek mi? Hiç sanmıyorum. Üstelik dizilerde yayınlanan reklamların hedef kitlesi de dijital platformları tercih eden kitle. Yani 4 saatlik dizilerin reytingleri ne TV kanallarını ne de reklamverenleri tatmin edecek. Bir dönüşüm şart gibi görünüyor.
