Aşkta ve ilişkilerde kulaktan kulağa yayılan ve aslında hiçbir dayanağı olmayan bazı yargılar vardır. Bu yargılar ne yazık ki insanı yanlış yönlendirir. Genellikle eşimiz, dostumuz, arkadaşlarımız tarafından bize aktarılan, ‘doğru’ olduğu konusunda ısrar edilen ama bizi hep hata yapmaya yönlendiren bu yargılara bir göz atalım...
1. HEMEN BAŞKA SEVGİLİ BULMALI
Henüz içindeki aşk küllenmemişse hayatınıza sokacağın yeni insana yazık edersin. Çünkü senin daha git-gellerin var. Eski sevgilin arayacak, buluşacaksınız, sevişeceksiniz, birlikte ağlayacaksınız, sonra seni aramayacak üzüleceksin falan filan. Bu süreçleri yaşamadan hayatına alacağın kişi senin sadece yara bandın olur.
2. BİR DAHA KİMSEYİ SEVEMEM
İnsan seri aşıktır. Yani bir aşk bittiğinde bir başkasına aşık olma potansiyeline sahiptir. İnsan hayatı boyunca defalarca aşık olabilir. Hepsinin etkisi, şiddeti farklıdır. Üstelik belki de en büyük aşkın henüz yaşamadığın aşkındır. Ayrıca her ayrılan ölseydi, bu ülkede her boş arsaya mezarlık yapılması gerekirdi.
3. TANIDIKÇA ONA AŞIK OLABİLİRİM
Kesinlikle yanlış. İnsan tanıdıkça aşık olmaz, tanıdıkça sever ve benimser. Sevmek ise aşktan farklı bir duygudur. Aşk anlıktır. O an nasıl gelir, ne zaman gelir önceden kestirilemez. Bilimsel araştırmalara göre, insanın birine aşık olması için saniyenin beşte biri yeterli oluyor. Yani, şu anki sevgiline aşık değilsen, bundan sonra da olmazsın.
4. EVLENDİKTEN SONRA DÜZELİR
Bu ülkede boşanan kadınların yüzde 66’sı eşlerinin kötü huylarını evlenmeden önce bildiklerini ama değişeceğini umarak evlendiklerini söyledi. Sen de boşananlar istatistiklerinin bir sayısı olmak istemiyorsan, değişeceğini umarak kimseyle evlenme. Bu arada, sen de değişmeyeceksin.
5. ORTAK NOKTALAR AŞKI BESLER
İnsan gider kendine en zıt olan kişiye aşık olur. İstisnalar kaideyi bozmaz! Ha, aşık olduktan sonra ortak noktalar keşfedilir o ayrı. Zaten aşkın ilişkiye dönüşmesinden sonra bu ortak noktalar birlikte yaratılır.
6. SEVEN İNSAN KISKANIR
En çok kıskanç olan insan en çok seven insan olarak görülemez. Kıskançlığın dozunu artıranların mutlaka hastalıklı bir ruh hali vardır. Genellikle çok kıskanan kişi seni değil kendini çok seviyordur. Çünkü egosu baskındır. Seni kısıtlayarak kendi egosunu okşamaktadır. Bu tür insanlar kıskançlık zehrini de size azar azar verirler.
7. DUYGULARINI DİLE GETİREMİYOR
Aşık olan insan sevdiğini söyler de, gösterir de. Belki acemidir, belki tedirgindir. Ağzından o sözcükler çıkmasa bile söylemek için, göstermek için uğraşıyordur. Bunu zaten anlarsın. Ama sen “Seni seviyorum” dedikçe o put gibi durup bir de üstüne “Ben böyleyim” diyorsa hayır, seni sevmiyor demektir. Yani kendine aşık süsü veriyor demektir.
8. AŞKI KONTROL EDEBİLİRİM
Kontrol edilebilen duygunun adı aşk değildir. Bu yüzden elinizde değildir zaten. Ne diyor Bülent Ortaçgil... “Aşk bir dengesizlik işi, dengeye dönüşendir sevgi...” Birkaç noktaya daha dikkat çekeyim. Aşık olacağın kişiyi seçmene imkan yoktur. İki kişiye aynı anda aşık olman mümkün değildir. Böyle bir durumdaysan ikisine de aşık değilsindir.
9.MANTIK EVLİLİĞİ DAHA UZUN SÜRER
Aralarında aşk yaşanmamış çiftlerin evliliği bir çeşit sözleşmedir. Dışarıdan sürüyor gibi görünür ama içeride yaşanan fırtınaların haddi hesabı yoktur. Hatta aldatma en çok mantık evliliklerinde görülür. Kağıt üzerinde süren evliliğe evlilik diyorsan o başka tabii...
10.MUTLU AŞK YOKTUR
Kesinlikle yanlış. O Aragon’un bir şiirdir ve çok güzeldir hepsi bu. Mutlu aşk çoktur ama sen daha önceki ilişkilerinde mutsuz olduğun için böyle bir yargıya varıyorsun. Aşkı sadece bitişiyle değerlendirme. Sonu kötü bitse de sen o aşkı yaşarken mutlu olmadın mı? Öyleyse mutlu aşk var mı, yok mu?