Bir ‘Sevgililer Günü’nü daha geride bıraktık. Çiçekler, hediyeler alındı, yemeklere çıkıldı, eğlence yerlerine gidildi, romantik anlar yaşandı. Ama asıl mesele romantizmi sadece bir gün değil her gün yaşayabilmek. Bu konuda gelen sorulara toplu bir cevap veriyorum.
İLİŞKİYİ ÖNEMSEYİN
Zaman geçtikçe önceliklerimiz yer değiştirir. Başka başka şeyler ilişkimizin önüne geçmeye başlar. Buna izin vermemelisiniz. Sevgiliniz sizin için hâlâ en değerli insandır. Sosyal varlıklarız, elbette hayatımızda iletişimde olacağımız insanlar olacaktır. Ama hiçbiri, sevgilimizden daha öncelikli olmamalıdır.
DUYGULARI SAKLAMAYIN
İlişkinin başında kolaylıkla söylenen sevgi sözcükleri ilerleyen zamanlarda azalır. Önceleri “Seni seviyorum”a verilen cevap “Ben seni daha çok seviyorum” gibi vurucu bir cümle olurken, daha sonra “Ben de...” demekle yetinilir. “Seni seviyorum” cümlesinin sihrine inanın. Cümleler aşkınızı besler.
DOKUNMAYI UNUTMAYIN
El ele tutuşmak, sarılmak, dokunmak, öpüşmek, sevişmek... Duygu aktarımının en güzel yolları. Çiftler, ilişkinin ilerleyen dönemlerinde bunu ihmal etmeye başlar. Fırsat bulduğunuz her yerde, birbirinize dokunmalısınız. Ten teması, duyguların geçmesini sağlar. Aşkınızın hâlâ var olduğunu kanıtlar.
ZAMAN AYIRIN
Giderek daha az görüşme de uzun soluklu ilişkilerin olumsuzluklarından biridir. Çiftler, başka başka yerlerde, başka başka kişilerle vakit geçirmeye başlar. Bir süre sonra durum öyle bir hal alır ki; artık birlikte yapacak bir şey bulamazlar. Birlikte geçirilen zamanı artırın. Ayrıca uzun sohbetler de önemli.
SOSYAL OLUN
Birlikte geçirilen zamanın ille baş başa olması diye bir kısıtlamaya gitmemek gerekir. Arkadaş çevrenizle birlikte bir şeyler yapın. Pazar kahvaltılarına kalabalık gruplarla gidin örneğin. Tatile baş başa çıkacağınıza yine sevdiğiniz arkadaşlarınızla çıkın. Böylece daha fazla eğlenir ve iyi vakit geçirirsiniz.
TARTIŞMAYI UZATMAYIN
Bir konuda fikir ayrılığınız olsa bile bunu başkalarının önünde belli etmemelisiniz. Siz her zaman birbirinizin rakibi değil, tarafı olmalısınız. Herkes gittikten sonra birbirinizi eleştirin elbette. Başkalarına karşı her zaman birbirinizin arkasında durduğunuzu göstermelisiniz.
KORKMAYA DEVAM EDİN
Biri için kaybetme korkusu duymuyorsanız o sizin için değersizdir. Değersiz biriyle de ilişki yürütülmez. Yani kaybetme korkusu her zaman içinizde olmalıdır. Bunu sağlamanın yolu da ‘kanıksamamak’tan geçer. Kanıksamayacaksınız ve ona alışmayacaksınız. Kanıksarsanız, önemsemezsiniz.
SAKIN DEĞİŞMEYİN
Çiftlerin yaptığı en büyük hatalardan biri, sırf sevgilisi istiyor diye kimliğinden farklı rollere bürünmektir. Unutmayın, sevgiliniz sizi nasıl sevdiyse öyle sevmeye devam edecek. Değişirseniz, onun sizi sevdiği kişilikten farklı biri haline dönüşürseniz kaybedersiniz. Birey olmayı başarmalısınız.
RAHAT DAVRANMAYIN
İlişkinin başında nasıldınız? Her buluşmada kendinize özen gösteriyor, traşınızı oluyor ya da makyajınızı yapıyordunuz, en güzel giysilerinizi giyiyordunuz, en etkileyici parfümleri sürüyordunuz. Artık kendinize bakmıyorsunuz. Bu kadar rahat davranmayın. Sevgilinize flört ettiğiniz dönemdeki gibi davranmaya devam edin.
SADAKATTEN VAZGEÇMEYİN
Sosyal flört diye bir şey vardır. Birinin size ilgi duyması egonuzu okşar. Ama orada kalmalıdır. Bir adım ötesi sadakatsizliğe girer. Sadakatsizlik bir ilişkide yapılabilecek en büyük hatadır. Bunu bir kez yaptığınızda ilişkiyi bir daha ayağa kaldırmak neredeyse imkansızdır.