Sosyal medyada karşılaştığım bir video beni çok etkiledi. İstanbul Küçükçekmece’deki Arif Nihat Asya İlkokulu’nun bahçesinde, teneffüs saatinde rap şarkıcısı Sefo’nun “Bilmem mi” şarkısı çalıyor ve nakarat kısmında bütün çocuklar şarkının sözlerine eşlik edip zıplıyordu. Gerçekten müthiş bir görüntüydü. Ardından şarkının sahibi Sefo, Twitter’dan videoyu paylaşıp önce “10 numara ortam” diye yazdı, sonra da Milli Eğitim Bakanlığı’na etiketleyip “Bu okulda nasıl konser verebiliriz?” diye sordu.
Önce Küçükçekmece Belediyesi devreye girdi, “Sizi belediyede ne zaman ağırlayabiliriz?” dedi. Ardından teknoloji sitesi “Shiftdelete.net”in kurucusu Hakkı Alkan, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ile bir fotoğrafını Twitter’da paylaşıp “Az önce videoyu gösterip bu talebi ilettim. Olumlu karşıladılar. Umarım konserde görüşürüz” diye yazdı.
Çocukların bu videosu harika bir iletişim şekline, harika bir yardımlaşma örneğine dönüştü. Bu arada, bazı rap şarkılarının sözlerinin epey sert olduğunu bildiğimden Sefo’nun şarkısının sözlerine baktım. Sefo’nun yazdığı sözler gerçekten çok güzel.
Hepsini paylaşamayacağım ama çocukların bağıra çağıra söylediği nakarat kısmı şöyle: “Bilmem mi? Zor günlerimde hep sen yanımda vardın Günlerdir hissettiğim bu şey, ben yarım mı kaldım?” Sözler harika, şarkı harika. Hele bir de sadece o okulun öğrencileri değil, çevredeki tüm okulların öğrencilerinin katılabileceği bir konser olursa mükemmel olmaz mı?
EDİS DE GELİR Mİ?
Sefo’nun Twitter’da paylaştığı bu videoya Edis’ten cevap geldi. Edis de “11 numara ortam” diyerek aynı ilkokulun bahçesinde, teneffüs saatinde kendi şarkısı “Martılar”ı söyleyerek dans eden çocukların videosunu koydu. Sefo, “Şurada bir Edis&Sefo konseri” diye cevap verince Edis de “Haydi kalk gidiyoruz” diye yazdı. Sefo hazır, Edis hazır. Geriye bir tek bu organizasyon için tarih belirlemek kalıyor.
Mersin Tevfik Sırrı Gür Lisesi’nden arkadaşım İstanbul Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’nın bu organizasyon için kolları sıvayıp kısa sürede olayı bitireceğinden hiç kuşkum yok. Beni de davet ederlerse koşa koşa giderim. Bir büyük tebrik de o Küçükçekmece Arif Nihat Asya İlkokulu’nun müdürü Soner Ahılık ile yönetici kadrosundaki diğer öğretmenler Hafize Polat, Ferit Şimşek ve Levent Alkan’a. Çocuklara okulu sevdirmenin daha iyi bir yolu olamazdı. Sevgili öğretmenlerim, harikasınız...
GEL DE HAYIFLANMA
Türkiye, Dünya Kupası elemelerinde grubunu ikinci bitirip play-off’a kaldı ama işimiz çok zor. Seri başı olamadığımız için yarı finalde İtalya, Portekiz gibi devlerle karşılaşma ihtimalimiz var. Üstelik tek maç ve deplasmanda oynayacağız. Oysa elemelere çok iyi başlamıştık. İlk iki maçta, gruptaki asıl rakiplerimiz olan Hollanda’yı 4-2, Norveç’i de deplasmanda 3-0 yenmeyi başarmıştık.
Gruptan birinci çıkıp direkt olarak Katar’a gitmemiz işten bile değildi. Her şey iyi giderken devreye ne yazık ki o zaman Milli Takım’ın hocası olan Şenol Güneş’in hiç kimsenin anlam veremediği tercihleri girdi. O tercihlerle Avrupa Kupası’nda sıfır çektik, o tercihlerle Avrupa Uluslar Ligi’nde küme düştük. Şenol Hoca’nın milli takımı yönetirken hiç şans vermediği Kerem Aktürkoğlu, Halil Dervişoğlu, Serdar Dursun ve Rıdvan Yılmaz sayesinde son 4 maçta harikalar yarattık. Kerem 3, Serdar 2, Halil 2 gol attı, Rıdvan 2 golün pasını verdi.
Ben futbol yorumcusu değilim ama iyi bir okuyucuyum, iyi bir izleyiciyim. Beşiktaş’ın başındayken Kadıköy Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki Fenerbahçe maçına bordo-mavi kravatla çıkması, Milli Takım’ın hocasıyken aynı statta oynanan Arnavutluk maçında yine bordo-mavi kravat takması zaten durumu ortaya koyuyor. Kişisel husumetler yaptığınız işin önüne geçtiği zaman sonuç bu oluyor. Neyse, hepimize geçmiş olsun. Stefan Kuntz yerine Şenol Güneş ile devam etseydik grupta Karadağ bile bizi geçebilirdi.