Giriş
Ertem Eğilmez’in 1976 yapımı kült filmi ‘Süt Kardeşler’in efsane repliğini hatırlatmak istiyorum önce. “Seni hiç sevmedim süt oğlan. Babanı da sevmezdim zaten...”
2023’ün bende uyandırdığı duygu aynen bu. Hiç sevemedim bu yılı... Zaten deprem felaketiyle başladı, şehitlerimizin acısıyla, dün Sakarya’da yaşanan trafik faciasıyla sona eriyor. Hepimizin kişisel tarihinde elbet bazı güzellikler oldu 2023’te. Ama onlar da devede kulak yani.
Bu yılın bir tek iyi yanı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı olmasıydı. 29 Ekim günü yapılan kutlamalar gerçekten unutulmazdı. Emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. 2024’ten ne beklediğime gelince... Kişisel olarak var olan mutluluğumun devamından başka hiçbir beklentim yok. Ama ülkem için beklentilerim var. ‘Huzur’ bekliyorum her şeyden önce.
Türkiye’deki her ferdin, akşamları başını yastığa huzurla koyacağı bir yaşamı hak ettiğini düşünüyorum. Evlatlarımızın gelecek kaygısı olmadan eğitimlerini tamamlamasını bekliyorum. Biz ebeveynlerin evladımız bir yere gittiğinde “Acaba başına bir şey gelir mi?” endişesi duymadan onların eve gelişini beklemesini bekliyorum.
Siz okuyucularım için de dilediğiniz her şeyin gerçekleşeceği bir yıl olmasını bekliyorum.
Umudumuz eksilmesin... Aslında... “Eksilmesin hiçbir şey... Hiçbir şeyden dahi olsa kalsın biraz...”
AYRI YATAKLAR AYRI KAFALAR
Cameron Diaz, “Mutlu evliliğin sırrı ayrı yataklarda uyumaktır” deyince ‘aşk gündemi’ yine karıştı. Kimisi “Çok doğru bir tespit” dedi, kimisi “Ayrı yataklarda uyuyacaksak niye evlendik?” diyerek karşı çıktı.
Bunun tek bir doğrusu yok aslında. Kim nasıl mutlu oluyorsa öyle devam eder. Fazıl Say ile bir zamanlar evli olduğu Ece Dağıstan, bırakın ayrı yatakta uyumayı, ayrı evlerde yaşıyorlardı mesela.
Peki bu mutluluk getirdi mi? Hayır, boşandılar. İşte mesele de bu zaten. Ayrı yataklarda uyumak ya da ayrı evlerde yaşamak da mutluluk getirmeyebilir. Çünkü siz eğer ayrı kafalardaysanız, birlikte uyusanız ne olur, ayrı uyusanız ne olur. Evlilik, uyumun birlikteliğidir.
Aşkta yaşadığınız çatışmaları (ki bunlar pek hoştur) evlilikte de sürdürmeye devam ederseniz ayrılık kaçınılmaz olur. “Bir yastıkta kocayın” sözünün günümüzde geçerliliği yok, bunu biliyoruz. Bu sözü “Bir hayatta yaşayın” diye değiştirebiliriz artık. O hayatın detaylarını da siz belirlersiniz.
Ayrı mı yaşayacaksınız, ayrı mı uyuyacaksınız ya da her gün yatağa birlikte mi gireceksiniz, bu size kalmış. Yeter ki evliliğinize, ilişkinize üçüncü kişileri karıştırmayın. Kafalarınız bir olsun yeter. İlle ‘mutlu evliliğin sırrı’nı istiyorsanız ben vereyim size. Sevgi, saygı, sabır, sadakat ve seks...
CEVABINI BİLMEDİĞİN SORUYU SORMA
Sosyal medyada viral olan bir video var. Bir genç, sevgilisini dünyanın en romantik şehirlerinden biri olan Roma’ya götürüyor. Şehrin en ünlü caddesi olan ve Noel nedeniyle harika bir şekilde süslenen Via dei Condotti’de önce dans ediyorlar. Sonra adı Valerio olan genç diz çöküyor, cebindeki yüzüğü çıkarıp evlenme teklif ediyor.
Şimdi böyle romantik bir ortamda, genç kızın da “Evet” diyeceğini düşünürsünüz değil mi? Ama öyle olmuyor, kız “Hayır” diyor ve bu teklif fiyaskoyla sonuçlanıyor. Valerio ile konuşma imkanım olsaydı ona şunu sorardım, “Ah be Valerio, kız arkadaşınla aranızda bu konu hiç geçmedi mi? Onun seninle evlenme niyetinde olup olmadığını hiç anlamadın mı?” Böyle bir ışık görmediyseniz, konu aranızda hiç geçmediyse nerede yaparsanız yapın bu teklif fiyaskoyla sonuçlanır.
İlişkilerde duygusal anlamda cevabını bilmediğiniz soruları sevgilinize soramazsınız. Sevgilinize “Beni seviyor musun?” diye sorduğunuzda bilmelisiniz ki cevabı “Seviyorum” olacaktır. Yoksa niye sorasınız? Evlilik teklifi de sadece bir formalitedir. Bu işin sürprizi olmaz.
Çift birlikte evlilik kararı alır, erkek formaliteyi yerine getirir, sonrası mutlu, mesut devam eder. Bakın bu gözler, bir Sevgililer Günü’nde, İstanbul’un en romantik yeri Kızkulesi’nde, kafam kadar büyük bir pırlanta yüzükle yapılan evlilik teklifinin reddedildiğini gördü. Valerio’ya geçmiş olsun, bizim ‘Romeo’ adaylarına da ders olsun.
