Yılın aşk bombasını Umut Evirgen-Alina Boz çifti patlatınca magazin gündeminin ilk sırasını da bu konu aldı. Herkes, daha önce Serenay Sarıkaya, Melisa Şenolsun, Tuba Büyüküstün gibi üst düzey oyuncularla ilişki yaşayan Umut Evirgen’in sırrını merak ediyor. Gazetemizin zarif yazarı Şirin Sever, “Bir şekilde ruhu yaralanmış kadınlara iyi geliyor, halden anlıyor, sarıp sarmalıyor” diye açıklıyor bu sırrı. Mümkün elbette, buna bir sözüm yok. Ancak Şirin Sever’in 4 yıllık sevgilisi Mithat Can Özer’den (Sezen Aksu’nun oğlu) bir ay önce ayrılan Alina Boz ile ilgili yaptığı “Bal gibi intikam ilişkisi bu, nerede görsem tanırım” yorumuna katılmıyorum. Aynı konuda yazan Hürriyet’ten Orkun Ün’ün “4 yıllık bir ilişkiyi bitirip nasıl 2 hafta sonra başka bir ilişkiye başlayabilirsin... Biz ya yas tutmayı bilmiyoruz ya da yalnızlık korkumuz var. Ya da şöyle hesaplı kitaplı yaşıyoruz... Ayrılık öncesi tüm olacakları planlıyoruz, tuttuğumuz dalı bırakmadan tutunacak diğer dalı garanti ediyoruz” yorumu da bence bu ilişki için doğru bir saptama değil. Her iki yazara ve tabii ki siz sevgili okurlara anlatayım bunun nedenlerini...
HERKES YAŞAYABİLİR
Pandemi sonrası insanların normal hayata adapte olma konusunda zorluk yaşadığını biliyoruz. Birçok kişi çalışıyor ama aslında zihnen o işin içinde değil. Sorumluluk almıyor, işiyle ilgili aktif davranmıyor. Yani çalışıyor ama ‘kopmuş’ durumda. Bu duruma ‘sessiz vazgeçiş’ (quiet quitting) adı konmuştu. ‘Sessiz vazgeçiş’ iş dünyasında yeni görülen bir durum olsa da ilişkiler dünyasında varlığını her zaman sürdürüyor.
Aşkın, sevginin, paylaşımın hatta cinselliğin bittiği ama bir şekilde devam eden ilişkiler yok mu çevrenizde? Ya da siz hiç yaşamadınız mı böyle bir şeyi? “İlişkim için içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. Ama bırakıp gidemiyorum da...” demediniz mi? Bazen öyle olur, ilişkimizin bittiğini görürüz, biliriz. Ama ya bırakıp gidecek cesareti bulamayız ya da “Belki düzelir” diyerek devam ederiz. İşte bu süreçte aslında duygularımız çoktan tasını, tarağını toplayıp ayrılmıştır o ilişkiden. Yine de yeni birini tanımak, alışkanlıkları bırakmak korkutucu gelir bize. Bedenen birlikte olduğumuz kişinin yanında olsak da ruhen başka bir hayatı yaşıyoruzdur. ‘Sessiz vazgeçiş’ içindeyizdir. Ayrılmışızdır, ama bunu deklare etmemişizdir.
NASIL ANLARIZ?
Sessiz vazgeçiş içinde olduğumuzu nasıl anlarız peki? Sevgilimizle buluşmaktan, konuşmaktan kaçınıyoruzdur örneğin. Mutsuzluğumuz yüzümüze yansıyordur. Hep bir bezmişlik, hep bir bitkinlik. Hiçbir şey mutlu etmez, yediğimizden, içtiğimizden keyif almayız. Daha da önemlisi sevgilimize dokunmuyoruzdur artık. Dokunsak da bunu mecburen yapıyoruzdur, isteyerek değil. Sokakta yürürken sarmaş dolaş olmayı geçtim, kol kola olmaktan bile kaçınıyoruzdur.
Sevgilimizi dinlemiyoruzdur. Zaten biz de ona bir şeyler anlatmaktan çoktan vazgeçmişizdir. Tartışmak için enerjimiz kalmamıştır. “Haklısın” deyip geçiştiriyoruzdur. Tam bir boşvermişlik bu. Oysa tartışmak, ilişkilere dinamizm getirir. ‘Sessiz vazgeçiş’ bu dinamizmi de yok eder. Üstelik yavaş yavaş melankolik olmaya başlarız. Gelecekle ilgili planlar yapmaktan da çoktan vazgeçmişizdir. Kendimize yeni uğraşlar bulmuşuzdur, ilgimizi başka yönlere kaydırmışızdır. Kendi kendimize takılmaktan daha mutluyuzdur. Tabii ayrılık fikri de her zaman aklımızdadır. Kendimizi ikna etmek için deli gibi uğraşıyoruzdur. Yani debelenip duruyoruzdur.
ÇOKTAN AYRILMIŞLARDI
Gelelim sonuca... Bence Alina Boz, bu ilişkide ‘sessiz vazgeçiş’ içindeydi. Belki de Mithat Can Özer öyleydi. Ya da ikisi birden... Ayrılma zamanları bir ay önce değildi kısaca. Çoktan bitmiş bir ilişkinin içinde ayrılma cesaretini göstermeyi bekliyorlardı. Ayrılık resmileşmediği için her ikisi de birbirlerinin varlığına saygı gösteriyor ve bir başka birliktelik içine girmiyordu. Ne zaman ki “Tamamdır, buraya kadar” dediler, gönül kendini koyverdi. “İnsan ne zaman aşık olur?” sorusunun yanıtı yoktur.
Ama “İnsan ne zaman aşık olmaz?” sorusunun yanıtı bellidir. Birine aşıkken başkasına aşık olamazsın. Aşkın bittiği noktada her an ama her an bir başkasına aşık olma potansiyelimiz vardır. Garip bir durum değildir bu, sadece Alina Boz için değil, hepimiz için geçerlidir. Alina Boz, bir intikam ilişkisi içinde değil sevgili Şirin. Ya da tutunacak dalını önceden ayarlamadı sevgili Orkun. Bitmiş bir aşkın içinde yaşadığı ‘sessiz vazgeçiş’ini eyleme döktü sadece.