Sosyal linç

Hepimizin en korktuğu şey, sosyal medyadaki bir paylaşımımızın kitleler tarafından bağlamından koparılarak bir linç unsuru haline getirilmesi. Bunun son kurbanı Aslı Bekiroğlu oldu. 4 Temmuz 2007’de Bodrum’da geçirdiği trafik kazasında 28 yaşındayken aramızdan ayrılan Barış Akarsu’nun hayatının konu alınacağı filmde, şarkıcının kız arkadaşını oynamak için anlaşan Aslı Bekiroğlu, kendisine konu ile ilgili soru soran magazincilere gülerek cevap verdiği için linç edildi. Sorunun sorulduğu yer, bir davete giriş anı.

Aslı Bekiroğlu, anlaşılan henüz filmle ilgili detaylı bilgilere sahip değil. Cevap veremeyeceğini anlayınca gülüyor, soruları geçiştiriyor. Bu görüntüler yayılınca da Barış Akarsu’nun anısına saygısızlık ettiği gerekçesiyle linç ediliyor. Bu lincin sonunda da Bekiroğlu, projeden ayrıldığını açıklıyor.

Peki ne yapsaydı? Biraz sonra eğlencenin dibine vurulacağı belli olan o davete girerken sırf filmle ilgili sorular soruldu diye yalandan gözyaşı mı dökseydi? O filmde Aslı Bekiroğlu oynamalı mı oynamamalı mı diye tartışılabilir elbette. “Başka oyuncu mu bulamadılar?” diye yorum da yapılabilir. Ama soruları cevaplarken güldü diye bir insanı linç etmek de nedir yahu? Geçen hafta Melek Mosso’nun Isparta Gül Festivali’ndeki konseri iptal edilince sahneye çıkacak diğer iki isim Funda Arar ve Derya Uluğ da böyle bir lince kurban gidiyordu.

Onlar, tepkilerin büyüklüğünü görünce sahneye çıkmayacaklarını açıkladılar. Ama ben bunun Mosso ile bir dayanışmanın sonucu olduğunu düşünmüyorum. Çünkü her iki isim de sahneye çıkmayacaklarını belirttikleri açıklamalarında Melek Mosso’nun adını bile anmadılar. Bu iptalin tek gerekçesi linç korkusuydu. Bunu da buraya not düşelim.

PEKİ NE YAPSALARDI?

Kerem Bürsin ile Cem Yılmaz bir davette bir araya gelmiş. Haber olan kısmı bu değil. İkisi de bir zamanlar Serenay Sarıkaya ile ilişki yaşadıkları için bir araya gelmeleri garip karşılanmış. Peki ne yapsalardı? Biri, öteki partide diye mekanı mı terk etseydi? Aradan geçmiş milyon sene. Her ikisi de aynı kadınla farklı zamanlarda aşk yaşamış. Gayet düzgün ayrılmışlar.

Kimse, kimsenin sevgilisini elinden almamış. Bundan daha doğal ne olabilir? Ama yok, kaos seviyoruz biz. İstiyoruz ki herkes birbirine girsin, biten ilişkilerin arkasından herkes birbiri hakkında kötü konuşsun, bir kadının ya da erkeğin iki eski sevgilisi aynı mekanda olunca kavga çıksın... Bir önceki gün de Kerem Bürsin’in eski sevgilileri Hande Erçel ile Serenay Sarıkaya bir davette bir araya geldi. Bu da garipsendi.

Düzgün ayrılabilen insanlara hayranlık duyarım her zaman. Çünkü erkeğin de kadının da asil olup olmadığı ayrılırken anlaşılır. Bir ilişkiye başlarsınız, zaman geçer, uyuşmadığınızı görürsünüz sonra da yolları ayırırsınız. Herkes kendi hayatını yaşamaya devam eder, yeni sevgililer bulunur. Hayatın doğal akışı da budur. Asıl, diğeri doğal değil.

MUTLU İLİŞKİLER, MUTLU AYRILIKLAR

İlişkinizi ne kadar düzgün yaşarsanız, ayrılığınız da o kadar düzgün olur. Elbette hiç kimse bir gün bitecek diye ilişkiye başlamaz ama bitebilme ihtimali her zaman vardır. Hatta bazen ayrılık mutluluk bile getirir. Ama onun için önce mutlu bir ilişkiye sahip olmalısınız. Bunun için de şu maddelere bir göz atın.

• Önce kendini önemse. Kendini önemsemezsen sevgilin de seni önemsemez. ÊÊBir ilişkiye başlamadan önce beklentilerini ve önceliklerini belirle. Bunları karşındaki insana açıkça söyle ve ondan da açık olmasını iste.
• Sevgilini başkalarıyla ya da geçmişteki bir aşkla sakın kıyaslama, hayal kırıklığına uğrarsın.
• Kendine ve sevgiline karşı dürüst ol. Kendine yalan söyleyen insan, sevgilisine de yalancıdır.
• İlişkiye başlamak bir seçimdir. Kararsız kaldıysan hiç girme. Ama bir kez bu seçimi yaptıysan sonra da vazgeçme.
• İki insanın ilişki yaşaması, birbirlerinin özgürlüklerini yok edecekleri anlamına gelmez.
• Doğruyu anlatmaktan hiç vazgeçme. Sevgilin doğruları sadece senden öğrensin. Başkalarının anlattıkları önemli değildir.
• Emek ve çaba ilişkinin olmazsa olmazlarıdır. Bir insanla sevgili olmak kolaydır, sevgililiği sürdürmek zordur.
• Tartışmalarda kimin haklı olduğunun zerre kadar önemi yoktur. İlişkini kaybettikten sonra haklı çıksan ne olacak ki?
• Özür dilemeyi de affetmeyi de bil. İnat, ilişkiyi içten içe kemirir.