90’lar popunun iki yıldızı ‘Vazgeç Gönül’ Zeynep Dizdar ile ‘Ben Tabii ki’ Ümit Sayın’ın aşkı hep bir efsane gibi anlatılırdı. Özellikle bitişi konusunda çok fazla senaryo yazılmıştı. Zeynep Dizdar yıllar sonra, sevgili Gökay Kalaycıoğlu’nun YouTube’daki programında işin içyüzünü ilk kez anlattı. Ayrılmalarının sebebi müzikal anlaşmazlıklarmış. Zeynep Dizdar’ın yeni bir albüm yapmasını engellemiş Ümit Sayın. Arada bir de kıskançlık olunca Zeynep Dizdar 8 yıllık ilişkisini bitirmeye karar vermiş. Ama bunu uygulamaya koyması kolay olmamış. Kavgalar gürültüler, hatta Ümit Sayın’ın intihara teşebbüs etmesi falan.
Fakat... Ayrıldıktan 1 yıl sonra Zeynep Dizdar, Ümit Sayın’ın kendisini 2 yıl boyunca bir tiyatro oyuncusu ile aldattığını öğrenmiş. Meğer Ümit Sayın, köpek gezdirmeye çıkarmış, soluğu tiyatro oyuncusunun evinde alırmış. Evlenmeyi planladığı, ömrünün 8 yılını verdiği biri tarafından aldatıldığını öğrenmek insanın yaşayabileceği en yıkıcı gerçek ne yazık ki. Her ikisinin de şarkılarını çok severim. Şu anda ikisinin de başka başka hayatları var. Ama belli ki bu aldatılma meselesi Zeynep Dizdar’ın hayatında önemli bir problem kaynağı olarak duruyor. Bu yüzden konuşma ihtiyacı hissetmiş, içindekileri dökmeyi arzu etmiş. Yüzleşmek iyidir. Böylece geleceğe daha sağlam adımlar atar insan. Geçmiş olsun Zeynep Dizdar.
ÖLÜM GİBİ BİR ŞEY OLMUŞ
Zeynep Dizdar’ın katıldığı programı izlerken, aldatılmanın acısını hala nasıl hissettiğini yüzünde gördüm. Özdemir Asaf’ın o meşhur şiirini bilirsiniz... “geleceğim, bekle dedi, gitti ben beklemedim, o da gelmedi ölüm gibi bir şey oldu. ama kimse ölmedi” Tam da böyle olmuş onların ilişkisi. Ölüm gibi bir şey olmuş ama kimse ölmemiş.
ALDATMANIN TANIMI
90’larda aldatmanın tanımı çok belliydi. Ama artık neyin aldatma neyin masum bir temas olduğunu anlamak pek kolay değil. Çünkü sosyal medya var. Sosyal ağlardaki arkadaş listemizde yer alan, hiç görmediğimiz, görüşmediğimiz kişilerle konuşmamız aldatma mı? Açıkçası bunlara bir çeşit ‘sosyal flört’ adını verebiliriz. Ama sosyal flört ile aldatma arasında çok ince bir çizgi vardır.
Bu çizgiyi belirleyen şey de sevgilimizin ya da eşimizin sınırlarıdır. Sosyal ağdaki bir arkadaşınıza gönderdiğiniz ve sizin için normal sayılan bir mesaj sevgiliniz ya da eşiniz için rahatsızlık verici olabilir. Bütün mesele sizin onlarla neyi, ne kadar paylaştığınız. Günlük hayattan, politikadan, spordan konuşmaktan keyif aldığınız ya da paylaşımlarını okuduğunuz kişiler bir tehlike yaratmayabilir. Ama bu insanlarla kendi özel hayatınızın, hiç kimsenin bilmediği noktalarını paylaşıyorsanız, eşinizle, sevgilinizle yaşadığınız sorunları ona aktarıyorsanız bu durumda beklentiniz de farklı bir yöne doğru kaymış demektir.
Elbette sosyal ağlardan ya da internet erişiminden uzak kalmamız içinde bulunduğumuz çağda mümkün değil. Ama bunun ölçüsünü iyi belirlememiz gerek. İletişimde bulunduğunuz kişiden sürekli mesaj bekliyorsanız, gün içinde sürekli onun paylaşımlarını takip ediyorsanız, konuşmaların seyri hafif erotik sözcüklere doğru kaymışsa, o ince çizgiyi aşmışsınız demektir. Henüz bir temasınız olmasa da çok yakında bunu sağlamak için harekete geçeceksiniz. Öyleyse kendinizi frenlemenin zamanı geldi.
Eyleme geçmeyip sadece düşüncede kaldığı sürece bu davranış hoş görülebilir. Evet, kimileri buna ‘zihinsel aldatma’ diyor. Ama artık aldatmanın tanımı yeniden yapılıyor. Bu tür eylemler, teşebbüste kaldığı sürece pek de sorun yaratmıyor. Çünkü herkes eyleme bakıyor. Buraya kadar henüz ‘aldatmış’ sayılmazsınız. Öyleyse riske atacağınız şeyleri yeniden düşünmenizi öneriyorum. Çünkü ok yaydan çıktığı zaman bunun geri dönüşü olmuyor.