Giriş
‘İnci Taneleri’ dizisiyle birlikte başlayan pavyon tartışması devam ediyor. Sanki dizide başka hiçbir şey yokmuş gibi... “Pavyonlar kapatılsın” diyenler, “Ankara’nın Seymen kültürüne zarar veriliyor” diyenler... Bunları söyleyenler başka bir dünyada yaşıyor. Sanki ülkede hiç pavyon yoktu da, ilk defa bu diziyle ortaya çıktı. Dizinin ilk bölümünde ‘Dilber’in dans ettiği sahnelerde altta bant olarak ‘Seymen Radyo’nun bant reklamı vardı. Sloganı da “Türkiye’yi oynatan radyo” şeklindeydi.
Adı ‘Seymen’ olan bir radyo, pavyon sahnelerine reklam verdiyse ne zararından bahsediyorsunuz? Ayrıca pavyon meselesi bir tek bu dizide mi ele alındı? 4 sezon ekranda olan ‘Yalan Dünya’ dizisinde pavyonda çalışan Tülin (İrem Sak) ile Zerrin’i (Derya Karadaş) katıla katıla gülerek izlemedik mi? Dedim ya, bu pavyon olaylarını tartışanlar başka bir dünyada yaşıyor diye, evet, yaşadıkları yalan dünya...
Gerçekleri görmeyerek yok sayacaklarını düşünüyorlar. İnci Taneleri, pavyon güzellemesi yapmıyor. Aksine Dilber’in yaşadığı zorlukları ustalıkla izleyiciye aktarıyor. Sır dolu bir kadın cinayetinin etrafında şekillenen dizide bir ergenin ailesiyle problemleri, çaresizlikten mafya kılıklı insanlara hizmet etmek zorunda kalan gençler, hem okuyup hem de çalışmak zorunda kalan bir üniversitelinin hayatı, birbirine ayrılmaz bağlarla bağlanmış dostlar da var. Artık neyi görmek isterseniz...
Bu arada bir hatırlatma, bu ülkede, klasik müzik triosuyla başlayan düğünler her zaman ‘Ankara havaları’ ile biter. Bir bakın bakalım, o düğünlerde ‘Dilber dansı’ var mı yok mu?
ORADA UZAYLI VAR MI?
Dünyanın en güzel sorusu olabilir. Diyarbakır’da bir ilkokul öğrencisi, canlı yayınla Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan sorularını yanıtlayan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı’ya sormuş bu soruyu. Gezeravcı da, “Uzaylı henüz görmedim. Ama görseydim, ‘Sana Furkan’ın selamını getirdim’ derdim. Herhalde o zaman bana bir şey yapmazdı. Ben de uzaylıların varlıklarını merak ediyorum. Öğrenirsem dönüşte sizinle de paylaşacağım” cevabını vermiş. Bu da böyle bir soruya verilmiş en güzel cevap olabilir.
Gezeravcı, “Ne uzaylısı?” demiyor. Bir bilim insanı olarak varlığı ya da yokluğu bilimsel olarak kanıtlanmamış bir olgu için kesin yargıda bulunmuyor. Daha da önemlisi bir çocuğun hayalini yok etmiyor. Onu arkadaşlarının arasında rencide etmiyor. İnsanlığın uzay yolculuğu Nisan 1961’de Soyvet Kozmonot Yuri Gagarin ile başladı. Bugüne kadar 600’e yakın insan uzaya çıktı. Aralarında 371 gün uzayda kalan var. Hani insan bir yerde belirli bir süre kalınca kendini oraya ait hisseder ya... Astronotlara da uzaylı diyebilir miyiz? Diyelim gitsin bence.
KÜÇÜK NOTLAR
Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun. Çünkü o kişi seni sadece bir yara bandı olarak kullanır. Yara bantları da işlevini tamamladıktan sonra çıkarılıp atılır.
Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma. Özellikle de aşk konusunda... “Onun için her şeyi yaparım” güzel bir temennidir sadece. Her şeyi yapma, gerekeni yap.
Başkalarını sevmeden önce kendini sev. Kendini sevemezsen hiç kimseyi sevemezsin.
Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgilini satma.
Her zaman sen haklı olamazsın. Her dediğin doğru olmayabilir. Sevgilinle tartışırken bunu aklından sakın çıkarma.
Kendini önemse. Seni önemsemeyen biriyle hiçbir ilişki kurma. Ne sevgili ol, ne de dost.
İnsanlara doğru değer ver. Kimi zaman hata yapabilirler. Affetmeyi bil. Bu arada şunu da unutma; aşk her şeyi affetmez.
Sorunun olduğunda bunu sevgilinle paylaş. Onun sorunlarını da dinle ve çözüm üretmeye çalış. Kötü günlerdeki yakınlık sevgililer arasındaki bağı güçlendirir.
Birisi seni artık istemiyorsa, nedenini bile sorma. Kendini rezil etmenin alemi yok. Efendice gitmesini bil.
İlişkinin içinde mutsuzsan ve her şeyi deneyip yine de mutlu olamıyorsan bittiğini kabul et. Ayrılık sözünü onun söylemesini bekleme. Ona “Bitti” de.
Başka insanlara da, sevgiline de “Hayır” demeyi bil. İstemediğin hiçbir şeyi yapma.
Bir ilişkiyi kurmak zor, yıkmak kolaydır. İlişkin için sonuna kadar savaş.
