Giriş
Restoranların kapalı olduğu bu pandemi döneminde, evde yemek yapmak ve sağlıklı beslenmek konusuna daha çok özen göstermeye başladık. Beslenme düzenimize daha da dikkat eder olduk. Ben de sizler için, kişiselleştirilmiş ve tamamlayıcı tıp doktoru Sibel Özgül’e beslenmenin inceliklerini sordum.
Son günlerde probiyotik kullanımı hayli arttı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Probiyotik kullanımı birçok açıdan yararlı. Probiyotikler, bağırsaklarda bulunan yararlı mikroorganizmaları içerir. Alacağınız probiyotiklerin doğru olması gerekiyor. Sizde eksik olan bir bakteri varken, siz zaten bağırsaklarınızda fazlasıyla bulunan bir bakteri takviyesi alırsanız yararı olmaz ve o ürünü kullanımınız anlamsızlaşır. Bundan zarar bile görebilirsiniz.
Peki, bizim için doğru olan probiyotiği nasıl öğreneceğiz?
Çok basit; bağırsak mikroflora analizi yaptırmadan probiyotik kullanmayın! Bağırsağımızdaki iyi mikropların bile oranları var. Fazlasını da eksiğini de sevmiyoruz. Çoğu insan bu konuda uzman hekimlere danışmadan tüketime gidiyor ve ortaya tatsız sonuçlar çıkabiliyor. Kontrolsüz probiyotik kullanımı kesinlikle doğru değil. Probiyotik canlıdır ve ben soğuk zincir olmayan probiyotiklere güven duymuyorum.
Soğuk zincir olanları tercih ediyorum. Dünyada özel hastalıklara yönelik, özel probiyotik uygulamaları başladı. Örneğin; MS (Multipl Skleroz) hastalığına yönelik probiyotik üretiliyor ve hastalara öneriliyor. Probiyotik, kendi kendinize eczaneye gidip alabileceğiniz bir şey değil. Bu konu, kişisel tıpla ilgilidir ve hekim görüşü ile belirlenmelidir.
SADECE İÇECEKLERLE DETOKS YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL
Detoks da halk arasında hayli popüler oldu. Detoks da kontrollü bir şekilde mi yapılmalı?
Vücudumuzdaki hücrelerde zaten mevcut bir detoks mekanizması var. Birbirini çeviren, dişli detoks çarkları hayal edin. Bu çarklardan biri durduğunda diğerleri de durur. Amacımız, bu çarkı döndüren şartları vücudumuzda oluşturmaktır ki sistem kendi onarımını gerçekleştirebilsin.
Yanlış bilinen bir durum var; sadece içeceklerle detoks yapmak mümkün değil. Vücudumuzda, yerine koymamız gereken antioksidanlar ve vitaminler var. Gereken takviyeler alındığında vücudunuzdaki sistem kendi kendine detoks yapar. İyi olma halimizi belirleyen seratonin, uyku kalitemizi belirleyen melatonin, yaşam coşkumuz olan dopamin, beynimizin yakıtı olan epinefrin... Bunlar, genetik zeminde detoksun birer parçasıdır.
Bu gibi konularda mutlaka bilmemiz gereken başka neler var?
Sezeryanla dünyaya gelen çocuklar, annenin doğum kanalından geçmez ve annenin doğum kanalını yutup çıkmaz. Bu nedenle doğumdan sonra bağırsak mikroflorası eksik olur. Anne sütü, bunun sadece yüzde 20’sini yerine koyabilir. Bu sebeple Almanya’da, sezeryan çocuklarına doğar doğmaz özel bir damla damlatırlar.
Sezeryan çocukları normal doğumla dünyaya gelen çocuklarla karşılaştırıldığında; duygu dünyalarında, bağışıklık sistemlerimde kendi onarım mekanizmaları açısından sorunlar yaşar. Cilt ve alerji problemleri olur. Bağırsaklarımız bizim duygusal beynimizdir. Dolayısıyla duygusal dünyamızda yaşanan durum bozuklukları, bağırsak mikroflorasına doğrudan etki eder.
