İzmir, son aylarda birbirinden büyük felaketlerle sarsıldı. Deprem, sel, hortum gibi doğa olaylarıyla zorlu sınavlardan geçen İzmirliler, birbirine uzattığı yardım eliyle Türkiye’ye örnek oldu. Yürekleri ısıtan bu dayanışmalardan biri de 2 Şubat’ta meydana gelen selde büyük hasar alan işyerlerinden Exlibris Kitabevi’ni ayağa kaldırmak için yaşandı. Dükkanı sular altında kalan sahaf Nazım Emre Koca’nın kitap, dergi, kaset ve plaklardan oluşan 35 bin adet ürünü kullanılamaz hale geldi. Türkiye genelindeki kitapseverler, sosyal medya üzerinden bir araya gelerek Koca için kitap desteği kampanyası başlattı. Sahaflar Derneği’nin başlattığı sembolik satış kampanyası sayesinde kendisine yeni bir dükkan tutabildiğini söyleyen sahaf Nazım Emre Koca, “Yıllarımı bu kitaplara verdim. Maddi manevi kaybım çok büyük. Ama bu büyük dayanışma, bana uzatılan yardım eli insanlığa olan inancımı geri getirdi. Türkiye’nin dört bir yanından binlerce kitap elime ulaştı. Hala da gelmeye devam ediyor. Yeni kitapçımın açılışına tüm İzmirliler davetli. Bu dükkan hepimizin” dedi.
BABAMIN KİTAPLARININ İÇİNDE BÜYÜDÜM
Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
51 yaşındayım, İstanbulluyum. 1987 yılında İzmir’e geldim. Babam uzak yol kaptanıydı. Onun kitaplarının içinde büyüdüm. Çok okuyan bir insandı. Bu nedenle kitaplara hep meraklıydım. 1995’te bir sahafın yanında çırak olarak işe başladım. Aradan 26 yıl geçti ama tutkum hiç bitmedi. İlk dükkanımı 2004’de açtım. 2013’ten beri selde yok olan dükkanımdaydım.
EMEKLERİMİN GERİ GELMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Sel felaketinden önce nasıl bir yaşamınız vardı. Koleksiyonunuzdan bahseder misiniz?
Kitapçılar çalışmazlar çünkü sevdikleri işi yaparlar. Ben dükkanımda hep çok mutluydum. Bütün birikimim 35 bin üründen oluşuyordu. Bunlardan 20 bin tanesi Nadir Kitap’ta kayıtlıydı. Satış tutarları 300 bin TL’ydi. Geri kalan 15 bini kayıtlı değildi. 20 bin kitabın listelenmesi çok ciddi bir zaman ve maddiyat gerektiriyor. O nedenle bu emeklerimin geri gelmesi mümkün değil.
GÖZLERİME İNANAMADIM
O gün neler yaşandı?
Evim kitapçıma çok yakın. Komşu dükkandan arkadaşım sabah 6’da aradı, trafikte kaldığını, dükkana ulaşamadığını, hemen gitmemi söyledi. Üçüncü kattaki evimin balkonunda baktığımda korkunç bir manzarayla karşılaştım. Arabalar suyun içinde yüzüyordu, korkunç bir yağmur vardı. Dükkanın vaziyetini öğrenmek için apartman yöneticimizi aradım. “Sen gelme, senin dükkan artık yok” dedi. O an sinirlerim bozuldu, yıkıldım. 3 saat boyunca evden çıkamadım. Kitapçıma geldiğimde ağzına kadar suyla dolu olduğunu gördüm. Gözlerime inanamadım.
HEM KİTAPLARIMI HEM KEDİMİ KAYBETTİM
Peki sonra?
Suyun tahliye edilmesi yaklaşık 14 saat sürdü. Sonra enkazı çıkarmaya başladık. Hiçbir şey kurtulmadı diyebilirim. Çok sevdiğim kedim Mirnoş’u da bu felakette kaybettim. 18 ton kitap iki konteyner halinde geri dönüşüme gönderildi. Kitapçının tahliyesi bir hafta sürdü.
1 BUÇUK GÜNDE 12 BİN 500 ADET SATIŞ
Sizin için çok büyük bir dayanışmaya imza atıldı. Bu süreci anlatabilir misiniz?
Birkaç sahaf arkadaşım duyar duymaz, “Emre’yi bu durumdan nasıl kurtarabiliriz?” diye düşünüp sosyal medyada paylaşım yapmış. Bu haber inanılmaz hızlı bir şekilde yayılmış. Türkiye’nin dört bir yanından insanlar bana kitaplarını göndermeye başladı. Sonra Nadir Kitap bir kampanya başlattı. 20 bin ürünü sembolik olarak satışa sundular, kitap başı 5 TL fiyat belirlediler. “Dayanışma Kitabı” adı verilen bu kampanya ile 1 buçuk günde 12 bin 500 kitap satıldı. Kampanyanın bu noktada durdurulmasını istedim. Çünkü toplanan para benim yeni bir dükkana taşınmam için yeterliydi.
BU KADAR EMPATİ KURACAKLARINI HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM
Yaşananlar size neler hissettirdi?
Hayatımın hem en zor hem de en mutlu dönemini yaşadım. İnsanların bana destek olma çabası beni çok duygulandırdı. Benimle bu kadar empati kuracaklarını hiç düşünmemiştim. Son zamanlarda yaşadığımız felaketler birbirimizin halinden anlama konusunda ciddi bir tecrübe kazanmamızı sağladı. Bana destek olan, yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim.
İZMİR’İN DÖRT BİR YANINDAN GETİRİYORLAR
Kitap toplamaya devam ediyor musunuz?
Kitap gönderimleri devam ediyor. İzmir’in dört bir yanından insanlar, arabalarıyla koli koli kitap getiriyor. Semtimin insanları da evlerindeki tüm kitapları bana getirdi. Elime ulaşan kitapların sayısı sanırım 10 bine ulaştı. Bu dayanışma ile kitapçım için yeni bir dükkan tuttum. Bu kez su almayacak bir yerde olmasına özen gösterdim. 1 hafta, 10 gün içinde yeni dükkanıma yerleşeceğim. Açılışa tüm İzmirliler davetli. Bu dükkan artık hepimizin.